هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
4078 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ فَارِسٍ ، حَدَّثَنَا قَبِيصَةُ ، حَدَّثَنَا عَبَّادٌ السَّمَّاكُ ، قَالَ : سَمِعْتُ سُفْيَانَ الثَّوْرِيَّ ، يَقُولُ : الْخُلَفَاءُ خَمْسَةٌ أَبُو بَكْرٍ ، وَعُمَرُ ، وَعُثْمَانُ ، وَعَلِيٌّ ، وَعُمَرُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
4078 حدثنا محمد بن يحيى بن فارس ، حدثنا قبيصة ، حدثنا عباد السماك ، قال : سمعت سفيان الثوري ، يقول : الخلفاء خمسة أبو بكر ، وعمر ، وعثمان ، وعلي ، وعمر بن عبد العزيز رضي الله عنهم
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير، 

Sufyan al-Thawri said: The Caliphs are five: Abu Bakr, ‘Umar, ‘Uthman, ‘All and ‘Umar b. ‘Abd al-Aziz.

(4631) Abbâd es-Semmâk (şöyle) dedi: Ben Süfyân es-Sevrî'yi: "Halifeler beştir: Ebû
Bekir, Ömer, Osman, Ali ve Ömer İbn Abdi'l-Azîz. Allah onlardan razı olsun" derken
£1901

işittim.
Açıklama

Hattâbi (r.a.)'in açıklamasına göre (4627) numaralı hadis-i şerifte, geçen: "Biz
peygamber zamanında Hz. Ebu Bekir'e kimseyi denk tutmazdık" mealindeki cümlede
Hz. Ebû Bekr'e denk olamayacakları söylenen kimselerden maksat haklarında: "onlara



£1911

danış..." âyet-i kerimesi nazil olan kimselerdir. Bir başka ifadeyle bu

kimselerden maksat şûra üyeleridir. Bunların, tavsiye ve görüşlerine müracâat
edilebilen kimseler oldukları âyet-i kerime ile sabit olduğundan, faziletleri herkes
tarafından kabul edilen kimselerdir. Bu sebeple sahabe-i kiram arasında faziletlerine
göre bir sıralama söz konusu olunca, şûra üyelerinin akla gelmemesi mümkün
değildir. Hz. Abdullah İbn Ömer, Hz. Ebu Bekr'in sâhabiler arasındaki yerini
belirtmek isteyince, tabiatiyle. aklına ilk gelen husus, faziletlerinde şüphe olmayan
şûra üyeleriyle mukayese etmek olmuştur. Çünkü ümmetin en faziletlileri, Hz.
Peygamber dönemindeki şûra ehli olduğuna göre, Hz. Ebû Bekr'in onlardan üstün
olduğunu söylemek, onun Hz. Peygamberin ümmetinin tüm fertlerinden üstün
olduğunu söylemek anlamına gelir.

İslâm tarihinden anlaşıldığı gibi, Hz. Peygamber zaman zaman değişik cemaatlerle bir
şûra oluşturup onlarla istişare etmiştir. Bunlardan birisi Uhut savaşma katılan

1192i ''
mücahidlerdir. Nitekim "bir peygamber, zırhını giydikten sonra (harpten

£1931

vazgeçerek) onu çıkarması kendisine yakışmaz" mealindeki hadis-i şerifte bunu
ifade etmektedir.

Sözü geçen şurayı oluşturan diğer bir cemaat büyük Bedir savaşma katılan

£1941

mücahidlerdir. Hz. Peygamber, Bedir savaşma çıkarken onlarla istişare etmiştir.
Üçüncüsü ise Habbâb İbn Münzir, Ebu Bekir ve Ömer gibi akıl ve görüşlerine
güvenilen sahabilerdir.

Nitekim Hz. Peygamber, Bedir Savaşma giderken ordunun karargahmı nerede
kuracağı konusunda, Habbâb İbn Münzir'le Bedir'de ele geçen esirlerin, fidye
karşılığında salınıp salmmayacağı konusunu da Abdullah İbn Mes'ud, Ebıı Bekir,
Ömer fr.a.) gibi sahâbileıie görüşmüş ve bir karara bağlamıştır.

Hendek savaşında, Gatâfanlılarla yapılan sulh müzakeresi esnasında da Sa'd ibn Mûaz

£1951

ve Sa'd İbn Ubade ile istişare etmiştir.

Yine Hattâbî (r.a.)'in açıklamasına göre, Hz. Abdullah, Hz. Ali'nin faziletini bildiği
halde bu hadiste O'ndan hiç bahsetmemiştir. Çünkü, Hz. Ali, Hz. Peygamber devrinde
daha çocuktu. O devirde çocukluk devrinden çıkmış yaşlı başlı kimseleri söz konusu
ettiği için Hz. Ali'den bahsetmesi uygun düşmemiştir.

Hz. Ali'nin, faziletçe, Hz. Ebu Bekir ve Ömer'den sonra gelen sahabi-lerden biri
olduğu bilinmekle beraber ulema Hz. Ömer'den sonra Hz. Osman'ın mı yoksa Ali'nin
mi daha faziletli olduğu konusunda ihtilâf etmişlerdir. Selef ulemâsının Cumhuruna
göre Hz. 'Osman, Hz. Ali'den daha faziletlidir. Küfe ulemasının Cumhuruna göre ise
Hz. Ali, Hz. Osman'dan daha faziletlidir.

Nitekim Süfyân-ı Sevri (r.a.); "Kûfe'nin ehl-i sünnet ulemasına göre, Hz. Ali Hz.
Osman'dan daha faziletlidir. Basralı ehl-i sünnet ulemasına göre ise Hz. Osman daha
faziletlidir 1' demiştir.

Müteahhirin ulemâsı ise bu hususta çeşitli görüşler ileri sürmüşlerdir. Bazıları sahabe
olarak Hz. Ebu Bekir'in bütün sahabilerden üstün olduğunu söylerken bazıları da Hz.
Peygambere yakınlık cihetinden Hz. Ali'nin bütün sahabelerden üstün olduğunu
söylemişlerdir.



"Hiçbir sahabenin diğerinden daha üstün veya aşağı olduğu söylenemez" diyenler
olduğu gibi, Ebu Bekir (r.a.)'in Hz. Ali'den daha hayırlı, Hz. Ali'nin ise Hz. Ebû
Bekir'den daha faziletli olduğunu söyleyenler de vardır. Bu görüşte olanlara göre
hayırlı olmak başka faziletli olmaksa başkadır. Çünkü hayır geçişlidir (yani kişinin
kendisini aşarak başkasına da ulaşır), fazilet ise geçişsizdir.

BezIu'I-Mechûd yazarının dediği gibi sahabeler arasında faziletçe en üstün olanlar
dört halifedir. Bunların kendi aralarındaki derecelendirme ise hilafet sırasına göre en
başta Hz. Ebû Bekir, sonra Hz. Ömer, sonra Hz. Osman, sonra Hz. Ali gelir.
(4629) numaralı hadis-i şerifteki: "Ben sadece müslürnânlardan biriyim" mealindeki
Hz. Ali'ye ait söz, Hz. Ali'nin faziletsiz olduğuna değil, onun tevâzuuna delalet eder.
Binâenaleyh bu hususta en isabetli görüş ehl-i sünnetin görüşü olduğundan Hz.
Süfyan-ı Sevrî aksini iddia eden bir kimsenin bir anlamda muhacirleri de ensan da
suçlamış olacağından onun amellerinin Allah katında makbul olmayacağını

£1961

söylemiştir. Çünkü yüce Allah: "Güzel soz ona çıkar, iyi amel onu yükseltir"
buyurmuştur.

(4631) numaralı hadis ise ayrıca Ömer İbni Abdil-Aziz'm sünnet çizgisinde icrây-ı

[1971

hükümet eden İslam halifelerinden biri olduğunu açıkça ifade etmektedir.
8. Halifeler (Hakkında Gelen Hadisler)

شرح الحديث من عون المعبود لابى داود

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،    [4631]