هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
3697 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرِ بْنِ زِيَادٍ ، قَالَ : حَدَّثَنَا شَرِيَكٌ ، عَنْ سَالِمٍ ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ ، قَالَ : لَا بَأْسَ بِ الْقَرَامِلِ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : كَأَنَّهُ يَذْهَبُ إِلَى أَنَّ الْمَنْهِيَّ عَنْهُ شُعُورُ النِّسَاءِ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : كَانَ أَحْمَدُ يَقُولُ : الْقَرَامِلُ لَيْسَ بِهِ بَأْسٌ
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
3697 حدثنا محمد بن جعفر بن زياد ، قال : حدثنا شريك ، عن سالم ، عن سعيد بن جبير ، قال : لا بأس ب القرامل ، قال أبو داود : كأنه يذهب إلى أن المنهي عنه شعور النساء ، قال أبو داود : كان أحمد يقول : القرامل ليس به بأس
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير، 

Sa'id b. Jubair said:

There is no harm in fastening the hair with silk or woollen threads.

Abu Dawud said: It appears that he held the view that what is prohibited is the adding of the hair of women.

Abu Dawud said: Ahmad (b. hanbal) used to say: There is no harm in tying the hair with silk or woollen threads.

(4171) Said b. Cübeyr (r.a) "karmellerle (saçı ulamakta) mahzur tur." demiştir.
Ebû Davûd der ki:



"Galiba Saîd b. Cübeyr, yasak olanın kadınların saçları olduğu görüşündedir."

£221

Ahmed (b. Hanbel) de "karmellerdc (saçı ulamakta) mahzur yoktur" derdi.
Açıklama

Karmel: Uzun dallı yumuşak bir bitkidir. Burada maksat iplik ve yünden yapılan ve
saçlara eklenen örgülerdir.

Bu haberden anlaşıldığına göre, Saîd b. Cübeyr ve Ahmed b. Hanbel, kadınların, insan
saçından başka şeylerle saçlarını uzatmalarının caiz olduğu görüşündedirler.
Görüdüğü gibi bu bab'da beş hadis yer almıştır. Biz terceme esnasında her birisi için
bazı izahlar yaptık. Şimdi de bu hadislerin hepsinin ifâde ettiği hükümleri ve bu
konulardaki görüşleri ele almak istiyoruz. 1. Saç eklemek ve ekletmek, caiz değildir,
a) Bir kadının saçma başka bir kadının saçından kesilen parçayı eklemek veya başka
bir kadının saçından yapılan peruğu takmak ittifakla caiz değildir. Bu konuda
ulemadan bir ihtilaf nakledilmemiştir.

b. Saça insan saçı değil de hayvan yünü veya kılı eklemek, yada bunlardan yapılan
peruğu takmak, Askalanî, Kastalanî ve Nevevi'nin belirttiğine göre bu da caiz değildir.
Kadı îyaz, Malık ve Taberanî'nin ne ile olursa olsun saç ulatmanm caiz olmadığı
görüşünde olduklarını söyler.

Bazı Şafiî alimleri, kocasının izni olması şartı ile insan saçından başka bir kıldan
yapılmış olan peruk takmanın veya saça bunları etletmenin caiz olduğunu söylerler.
Ahmed b. Hanbel'e göre kıl ile yapılan eklemeler caiz değil, bez veya başka
maddelerden yapılanı caizdir. Yukarıda, Said b. Cubeyr'in de aynı görüşte olduğunu
belirten bir ifadeyi nakletmiştik.

Ebû Hanife'nin Müsned'inde İbn Abbas'm "yün ile yapılanda mahzur yoktur. Yasak
saç ile ilgilidir." dediği rivayet edilmiştir. İmam Muham-med de; "bununla diyoruz ki

[281

kadının saçma bir saç eklemesi veya kakül edinmesi mekruhtur. Başına bir yün
bağlatmasında ise beis yoktur." der.

Bu ifadelerden anlaşıldığına göre, Hanefîler'e göre de, saça insan saçı eklemek caiz
değildir. Başka bir madde ile yapılan ekleme ve perukda ise mahzur yoktur.
Hadislerde sadece saç takan ve taktıran kadınlar söz konusu edilmiş erkeklere temas
edilmemiştir. Kanaatimizce erkekler için de hüküm aynıdır. Ancak bu hareket daha
çok kadınların âdeti olduğu için. Efendimiz, kadınları söz konusu etmiştir.

2. Döğme yapmak ve yaptırmak haramdır.

Herhangi bir mazeret olmadan keyfi olarak döğme yaptırmanın haram olduğunda
alimler görüş birliği içerisindedirler. Bu konuda Nevevî şöyle demektedir;
"Döğme yapan da yaptıran da haram işlemiştir. Döğme yapılan yer pis olur. Eğer onun
ilâçla izâlesi mümkün olursa, izâle edilmesi gerekir. O uzva cerrahî bir müdahale
olmadan döğmenin izâlesi mümkün olmaz ve cerrahî ameliye sonunda telef olmak ya
da uzvun kaybedilmesi veya menfaatinin yok olması gibi bir halden korkulursa,
dövmenin izalesi gerekmez. Bu durumda lövbe ederse günahı kalmaz. Ama böyle bir
şeyden kork-mazsa, cerrahî yoldan izale etmeyi geciktirmesi halinde günahkâr olur"

3. Yüzünün kılını aldırmak da caiz değildir. Yukarda da belirtildiği gibi yüzünün kılını
aldırmaktan maksat, kaşı inceltmek, kirpikleri tımar etmektir. Bıyık ve sakal yerinde
biten kılları yolmak değildir. Hattâ, alimler kadınların bıyık ve sakal yerlerindeki



kıîları yolmalarının müstehap olduğunu söylerler.

Zahirî mezhebi alimlerinden jbn Hazma göre. kadınların sakal ve bıyık yerlerindeki
kılları yolmaları da haramdır. Kişinin Allah'ın yarattığı hilkati değiştirmesi kesinlikle
caiz değildir.

4. Güzel görünmek için ön dişleri törpületerek aralarını açmak caiz değildir. Şerhlerde
bu konuda da bir ihtilaf zikredilmemişim

Yasak olan bu hareketleri, hem yapmak hemde yaptırmak caiz değildir. Her iki taraf
da günahkâr olur.

Bu hâdis-i şeriflerden elde ettiğimiz üç hüküm daha vardır. Bunlar:

a) Haram olan bir şeyin ticaretini veya sanatkârlığını yapmak da haramdır. Yani kişi
haram bir muameleyi ücreti ile başkası için de yapamaz. Meselâ içki satamaz.

b) Bir kadın dinen caiz olmayan bir harekette bulunur veya dinin icaplarını yerine
getirmekten kaçınırsa, kocası onu boşayabilir.

1291

c) Bir memlekette, günah olan fiiller yayılırsa cezasını tüm halk çeker.

6. İkram Edilen Güzel Kokuyu Kabul Etmemek (Caiz Değildir)

شرح الحديث من عون المعبود لابى داود

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،    [4171] ( لَا بَأْسَ بِالْقَرَامِلِ) جَمْعُ قَرْمَلٍ بِفَتْحِ الْقَافِ وَسُكُونِ الرَّاءِ نَبَاتٌ طَوِيلُ الْفُرُوعِ لَيِّنٌ وَالْمُرَادُ بِهِ هُنَا خُيُوطٌ مِنْ حَرِيرٍ أَوْ صُوفٍ يُعْمَلُ ضَفَائِرُ تَصِلُ بِهِ الْمَرْأَةُ شَعْرَهَا ( كَأَنَّهُ يَذْهَبُ) أَيْ سَعِيدُ بْنُ جُبَيْرٍ ( أَنَّ الْمَنْهِيَّ عَنْهُ شُعُورُ النِّسَاءِ) أَيْ أَنَّ الْمَمْنُوعَ هُوَ أَنْ تَصِلَ الْمَرْأَةُ شَعْرَهَا بِشُعُورِ النِّسَاءِ وَأَمَّا إِذَا وَصَلَتْ بِغَيْرِهَا مِنَ الْخِرْقَةِ وَخُيُوطِ الْحَرِيرِ وَغَيْرِهِمَا فَلَيْسَ بِمَمْنُوعٍ
قَالَ الْخَطَّابِيُّ رَخَّصَ أَهْلُ الْعِلْمِ فِي الْقَرَامِلِ لِأَنَّ الْغُرُورَ لَا يَقَعُ بِهَا لِأَنَّ مَنْ نَظَرَ إِلَيْهَا لَمْ يَشُكَّ فِي أَنَّ ذَلِكَ مُسْتَعَارٌ انْتَهَى
وَأَثَرُ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ هَذَا لَيْسَ فِي رِوَايَةِ اللُّؤْلُؤِيِّ وَأَوْرَدَهُ الْمِزِّيُّ فِي الْأَطْرَافِ فِي الْمَرَاسِيلِ ثُمَّ قَالَ فِي رواية بن الْعَبْدِ وَغَيْرِهِ انْتَهَى