هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
3547 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ ، قَالَ : حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ ، ح وحَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ الْمَهْرِيُّ ، أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ ، أَخْبَرَنَا هِشَامُ بْنُ سَعْدٍ ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : قَالَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ لِبَنِي إِسْرَائِيلَ : ( ادْخُلُوا الْبَابَ سُجَّدًا وَقُولُوا حِطَّةٌ تُغْفَرْ لَكُمْ خَطَايَاكُمْ ) حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ مُسَافِرٍ ، حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي فُدَيْكٍ ، عَنْ هِشَامِ بْنِ سَعْدٍ بِإِسْنَادِه مِثْلَهُ
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
3547 حدثنا أحمد بن صالح ، قال : حدثنا ابن وهب ، ح وحدثنا سليمان بن داود المهري ، أخبرنا ابن وهب ، أخبرنا هشام بن سعد ، عن زيد بن أسلم ، عن عطاء بن يسار ، عن أبي سعيد الخدري ، قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : قال الله عز وجل لبني إسرائيل : ( ادخلوا الباب سجدا وقولوا حطة تغفر لكم خطاياكم ) حدثنا جعفر بن مسافر ، حدثنا ابن أبي فديك ، عن هشام بن سعد بإسناده مثله
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير، 

The tradition mentioned above has also been transmitted by Hisham b. Sa'd with a different chain of narrators in a similar way.

(4006) Ebû Sâid el-Hudrî'den rivayet olunduğuna göre; Resulullah (s.a.v), ("Secde
ederek kapıdan girin ve hitta (yarabbi bizi affet) deyin ki, biz de sizin hatalarınızı

[1041

bağışlayalım" ayeti keri meşini Allah teâlâ İsrail

£105]

oğullarına buyurdu ki diye söze başlayarak şeklinde okudu.
Açıklama

İsrail oğulları "Tih" sahrasında kırk sene kaldıktan sonra Yûşa (a. s) ile oradan
çıkmışlar. Cenabı Hak Kudüs'e girmelerini kendilerine müyesser kılmıştır.
Ancak şehrin kapısından girerken secde halinde bulunmalarını yani eğilmelerini yahut
girdiklerine şükretmelerini emir buyurmuştu. Onlar bu emri değiştirdiler ve şehre
sürünerek girdiler. Girerken "hitta" demeleri de emir Duyurulmuştu. Bunun manası,
"Dileğimiz günahlarımızın indirilmesidir." demektir. Onlar bunu da değiştirerek
"hitta" yerine "habbe" kelimesini kullandılar ve "küm içinde bir habbe" dediler. Bu
söz manasızdır. Fakat onların maksatları Allah'ın emrine muhalefet etmekti. Filhahika,
hem kavlen, hem fiilen Allah'ın emirlerine muhalefet ettiler. Allahu Teâîâ da onları

£106]

taunla cezalandırdı. Rivayete nazaran bir saatte yetmiş bini helak olmuştur.
Metinde geçen kelimenin okunuş şekli üzerinde kıraat imamları ihtilaf etmişlerdir.
Nafı bu kelimeyi "yüğfer" şeklinde okurken, İbn Amir "tüğfer" şeklinde, diğer kıraat

Lİ071

imamları da "nağfır" şeklinde okumuşlardır.

39. Ca'fer B. Müsâfîr'in Rivayeti

شرح الحديث من عون المعبود لابى داود

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،    [4007]