3395 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْوَزِيرِ ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مَزْيَدَ ، قَالَ : سَمِعْتُ ابْنَ جَابِرٍ ، قَالَ : حَدَّثَنِي سُلَيْمُ بْنُ عَامِرٍ ، عَنْ ابْنَيْ بُسْرٍ السُّلَمِيَّيْنِ قَالَا : دَخَلَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَدَّمْنَا زُبْدًا وَتَمْرًا وَكَانَ يُحِبُّ الزُّبْدَ وَالتَّمْرَ |
3395 حدثنا محمد بن الوزير ، حدثنا الوليد بن مزيد ، قال : سمعت ابن جابر ، قال : حدثني سليم بن عامر ، عن ابني بسر السلميين قالا : دخل علينا رسول الله صلى الله عليه وسلم فقدمنا زبدا وتمرا وكان يحب الزبد والتمر |
Narrated Abdullah ibn Busr ibn Atiyyah ibn Busr:
The Messenger of Allah (ﷺ) came to visit us and we offered him butter and dates, for he liked butter and dates.
(3837) Büsr'ün Sülem kabilesine mensub (Abdullah ve Atiyye isimlerindeki) iki
oğlundan rivayet olunmuştur; dediler ki:
Rasûlullah (s. a) (bir gün) yanımıza geldi. (Kendisine) tereyağı ve kuru hurma ikram
r2371
ettik. Tereyağı ile kuru hurmayı (birlikte yemeyi çok) severdi.
Açıklama
Kıssa: Acur ve hıyar manalarına geldiği için burada bu iki manadan biri kastedilmiş
olması gerekir.
el-Bittüı: Kavun ve karpuz anlamına geldiği gibi kendisinden sonra ah-dar (yeşil)
sıfatı getirilirse karpuz, asfarr (sarı) sıfatı getirilirse kavun anlamına gelir.
r2381
Ancak Hafız Ibn Hacer, bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber'in kavunla hurmayı
birleştirerek yediğinden bahsedilmesine bakarak, burada bu kelimeyle karpuz değil
kavun kastedilmiş olması gerektiğini söylemektedir.
Fakat kavundaki soğukluk özelliği karpuzda da bulunduğundan burada bu kelimeyle
karpuz ve kavun kastedilmiş olması neticeyi değiştirmiş olmaz.
Bu hadis-i şerifler bir yemekte iki çeşit meyve veya sebze yemenin caiz-liğine delâlet
etmektedir.
İmam Kastalânî'nin açıklamasına göre, ulema bir yemek vaktinde iki çeşit sebze veya
meyve yemenin caizliğinde ittifak etmişlerdir.
Şurasını da ifade etmek isteriz ki bu bab ile 37. babı karıştırmamak gerekir. Çünkü bu
babda işlenen, bir yemek vaktinde iki çeşit sebze veya meyve yemek konusudur. 37.
r2391
babda işlenen ise bir yemek vaktinde iki çeşit yemek yeme konusudur.
45. Ehli Kitabın Kaplarında Yemek Yemek
شرح الحديث من عون المعبود لابى داود
[3837] ( وَلِيدُ بْنُ مَزْيَدٍ) بِفَتْحٍ وَسُكُونِ الزَّايِ وَفَتْحِ التَّحْتَانِيَّةِ ( حَدَّثَنِي سُلَيْمُ بْنُ عَامِرٍ) بِالتَّصْغِيرِ ( عَنِ ابْنَيْ بُسْرٍ السُّلَمِيَّيْنِ) بِضَمِّ السِّينِ الْمُهْمَلَةِ وَفَتْحِ اللَّامِ الْمُخَفَّفَةِ وَكَسْرِ الْمِيمِ وَفَتْحِ الْيَاءِ الْأُولَى الْمُشَدَّدَةِ وَسُكُونِ الثَّانِيَةِ الْمُخَفَّفَةِ وَهُمَا عَطِيَّةُ وَعَبْدُ اللَّهِ وَاسْمُ أَبِيهِمَا بُسْرٌ بِضَمِّ الْمُوَحَّدَةِ وَسُكُونِ السِّينِ ( فَقَدَّمْنَا زُبْدًا وَتَمْرًا) أَيْ قَرَّبْنَاهُمَا إِلَيْهِ
قَالَ فِي الْمِصْبَاحِ زُبْدٌ عَلَى وَزْنِ قُفْلٍ مَا يُسْتَخْرَجُ بِالْمَخْضِ مِنْ لَبَنِ الْبَقَرِ وَالْغَنَمِ وَأَمَّا لَبَنُ الْإِبِلِ فَلَا يُسَمَّى مَا يُسْتَخْرَجُ مِنْهُ زُبْدًا بَلْ يُقَالُ لَهُ جُنَّابٌ وَالزُّبْدَةُ أَخَصُّ مِنَ الزُّبْدِ انْتَهَى
وَفِي الصُّرَاحِ زُبْدٌ بِالضَّمِّ كفك وسرشير زبدة مسكه
قال المنذري وأخرجه بن مَاجَهْ وَذُكِرَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَوْفٍ أَنَّهُمَا عبد الله وعطية