هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
3348 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ أَبِي سُرَيْجٍ ، أَخْبَرَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَهْمٍ ، حَدَّثَنَا عُمْرُو بْنُ أَبِي قَيْسٍ ، عَنْ أَيُّوبَ السَّخْتِيَانِيِّ ، عَنْ نَافِعٍ ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ ، قَالَ : نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنِ الجَلَّالَةِ فِي الْإِبِلِ : أَنْ يُرْكَبَ عَلَيْهَا ، أَوْ يُشْرَبَ مِنْ أَلْبَانِهَا
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
3348 حدثنا أحمد بن أبي سريج ، أخبرني عبد الله بن جهم ، حدثنا عمرو بن أبي قيس ، عن أيوب السختياني ، عن نافع ، عن ابن عمر ، قال : نهى رسول الله صلى الله عليه وسلم عن الجلالة في الإبل : أن يركب عليها ، أو يشرب من ألبانها
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير، 

Narrated Abdullah ibn Umar:

The Messenger of Allah (ﷺ) forbade riding the camel which feeds on filth and drinking its milk.

(3787) İbn Ömer (r.a)'den rivayet olunmuştur; dedi ki: Rasûlullah (s.a) pislik yemeyi
alışkanlık haline getirmiş olan develere binmeyi ve sütlerinden içmeyi yasaklamıştır.

[İH]
Açıklama

Bu mevzuda Hattâbî şöyle diyor:

"Celiâle, pislik yiyen deve demektir. Böyle bir alışkanlığı olan devenin etini yemek ya
da sütünü içmek tenzihen mekruhtur.

Çünkü bu gibi hayvanlarm'yemiş oldukları pisliklerin kokuları bu hayvanların etlerine
siner.

Ancak bu durum yedikleri yemlerin ekserisini pislik teşkil eden hayvanlar için söz
konusudur.

Gıdalarının ekserisini temiz yemlerin teşkil ettiği hayvanların etleri ya da sütleri bu
hükme dahil değildir. Böyle ekseriyetle temiz yemlerle beslenen veya temiz otlarda
yayılan hayvanların ara sıra pislik yemeleri onları celiâle sınıfına sokmaz. Bahçelerde
otlarken ara sıra pislik yiyen tavuk, kaz, ördek, koyun, keçi vs. hayvanlar gibi, bunlar
da cellâleden sayılmazlar.

Celiâle sınıfına giren hayvanların etlerinin ve sütlerinin yenilip yenilemeyeceği
konusunda âlimler ihtilâf etmişlerdir.

İmam Ebû Hanife (r.a) ile taraftarlarına, İmam Şafiî ve Ahmed b. Han-bel'in
görüşlerine göre; bu gibi hayvanlar hapsedilip günlerce temiz gıda ile beslenmedikçe
etleri yenilemez ve sütleri içilemez. Ancak günlerce hapsedilip temiz yemlerle
besledikten sonra üzerlerine sinen pisliklerden temizlenmeleri neticesinde etlerini
yemede ve sütlerini içmede bir sakınca kalmaz. Nitekim bir hadis-i şerifte; "Sığır kırk
gün yemle beslendikten sonra eti yenebilir" buyurulmuştur. Abdullah b, Ömer, pislik
yemeye alışmış bir tavuğun etinin yenebilmesi için üç gün hapsedilip temiz yemlerle
beslenmesi gerektiğini söylerdi.

İshak b. Râhûyeh ise, cellâlenin etinin yıkandıktan sonra yenebileceğini söylerdi.
Hasan-İ Basrî ise cellâlenin etini yemekte hiçbir sakınca görmezdi. İmam Mâlik de bu
görüşte idi."

İbn Reslân, Şerhü's-Sünen isimli eserinde şöyle diyor:

"Aslında celiâle sayılan hayvanların etlerinin ve sütlerinin temiz sayıla-bilmesi için
kesilmelerinden önce ne kadar hapsedilmeleri gerektiğine dair belirli bir süre yoktur.
Bazıları deve ve sığır cinsinden olan cellâlelerin kırk gün, tavuk cinsinden olan
cellâlelerin de üç gün hapsedilmeleri gerektiğini söylemişlerdir."
Bu mevzuda merhum Ömer Nasuhi Bilmen şöyle diyor:

"Temiz olmayan şeyleri yemiş olan tavuk, koyun, sığır, deve gibi hayvanların etleri bir
müddet hapis edilmeksizin hemen kesildikleri takdirde mekruhtur. Çünkü bu halde
etleri fena bir kokudan hali olmaz. Hapis müddeti tavuklar için üç, sığırlar ile develer
için de on gündür.

Hayvanların terleri ile salyaları hüküm itibariyle artıkları gibi olduğundan, pislik
yemekten çekinmeyen koyun, keçi, deve gibi temiz hayvanların artıklarını kullanmak



mekruh olduğu gibi; böylesi hayvanların üzerine binmek de mekruhtur. İmam Azam'a

£1221

göre atlar ile eşek ve katırların terleri de temizdir."
25. At Eti Yemenin Hükmü

شرح الحديث من عون المعبود لابى داود

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،    [3787] ( نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنِ الْجَلَّالَةِ فِي الْإِبِلِ أَنْ يُرْكَبَ عَلَيْهَا) عِلَّةُ النَّهْيِ أَنْ تَعْرَقَ فَتُلَوِّثَ مَا عَلَيْهَا بِعَرَقِهَا وَهَذَا مَا لَمْ تُحْبَسْ فَإِذَا حُبِسَتْ جَازَ رُكُوبُهَا عِنْدَ الْجَمِيعِ كَذَا فِي شَرْحِ السُّنَنِ
وَالْحَدِيثُ سَكَتَ عَنْهُ الْمُنْذِرِيُّ