هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
3019 حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ ، أَخْبَرَنَا أَبَانُ ، عَنْ يَحْيَى ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ يَعْنِي ابْنَ قَارِظٍ ، عَنِ السَّائِبِ بْنِ يَزِيدَ ، عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : كَسْبُ الْحَجَّامِ خَبِيثٌ ، وَثَمَنُ الْكَلْبِ خَبِيثٌ ، وَمَهْرُ الْبَغِيِّ خَبِيثٌ
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
3019 حدثنا موسى بن إسماعيل ، أخبرنا أبان ، عن يحيى ، عن إبراهيم بن عبد الله يعني ابن قارظ ، عن السائب بن يزيد ، عن رافع بن خديج ، أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : كسب الحجام خبيث ، وثمن الكلب خبيث ، ومهر البغي خبيث
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير، 

Narrated Rafi' ibn Khadij:

The Prophet (ﷺ) said: The earnings of a cupper are impure, the price paid for a dog is impure, and the hire paid to a prostitute is impure.

(3421) Râfi'-b. Hadîc(r.a), Rasûlullah (s.a)'m şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Hacamat eden (kafadan kan alan) in ücreti pistir, köpeğin satışı karşılığında alman

[3161

para pistir, fahişenin zina karşılığı aldığı ücret pistir."
Açıklama

Hadiste üç tür kazancın pis olduğuna işaret edilmiştir. "Pis" diye terceme ettiğimiz
"habîs" kelimesi, hem haram hem de mekruh olan şeyler hakkında kullanılmaktadır.
Bu mananın tayini, diğer deliller ve maksatlar gözönüne alınarak yapılır. Aynı şekilde
emir sigası da bazen vücub, bazan nedb, bazan ibahaya delâlet eder. Sığanın bu
manalardan hahagisine delâlet ettiği karineler yardımıyla bilinir. İşte buradaki "habîs =



pis" kelimesi de, hem haramlığa hem de kerahete delâlet edebilir.
Hadiste pis olduğu belirtilen üç kazanç türü şunlardır:

1- Hacamat ücreti:

Hacamat, başın arka tarafının çizilip kanatılması ve bu kanın bir boru vasıtasıyla
emilip çıkartılması yoluyla yapılan kan alma şeklidir. Bu şekilde kan alan kişiye
"haccâm" tabir edilir. Günümüzde "kan alma" denildiği zaman, şırınga ile ve modern
yollarla kan alma akla geldiği için, tercemede kelimenin aslını kullanmayı uygun
gördük.

Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, kan alma karşılığında ücret almak habistir. Bu habis
(pis) likten maksadın ne oludğunda ihtilâf edilmiştir.

Bazı hadis uleması, maksadın haramlık olduğu görüşünü ileri sürerek kan alma
(hacamat) karşılığında ücret almanın haram olduğu görüşünü savunmuşlardır. Ayrıca
el-Hâzimî'nin Ebû Hureyre (r.a)'den rivayet ettiği şu hadis de bu görüş sahiplerinin
delilidir: "Fahişenin mehri (ücreti) ve kan alıcının ücreti zulümdür."
Ulemanın cumhuru ise kan alma karşılığında alman ücretin helâl olduğu görüşündedir.
Bunlar aşağında gelecek olan İbn Abbas ve Enes b. Mâlik hadislerini delil almışlardır.
O hadislerde Hz. Peygamber (s.a)'in kafasından kan aldırdığı ve kanı alan şahsa ücret
verdiği çok açık bir şekilde dile getirilmiştir.

Cumhur, üzerinde durduğumuz hadisteki hubsu (pisliği), yapılan işin düşüklüğünden
dolayı tenzîhen mekruha hamletmişlerdir. Çünkü kan almak düşük bir iştir, Allah (c.c)
şerefli işleri sever. Ayrıca müslümanlann ihtiyaç anında birbirlerine yardımcı olmaları
görevleridir. Demek oluyor ki kan alma karşılığında ücret almak caiz, ancak tenzîhen
mekruhtur.

Tahavî, kan alma karşılığında üciet almanın caiz olmayışına işaret eden bu hadisin
mensuh olduğunu söyler. Şevkânî ise, bu konuda neshe delâlet eden bir delil
bulunmadığını belirterek Tahavî'nin görüşünü kabul etmez.

Haram olan kan alma ücretinin, alman kanın satılması karşılığında alman ücret
olduğunu söylemek de mümkündür. Nitekim cahiliye devrinde kanı yiyorlardı.
Dolayısıyla yemek için kan satın alınması akla uzak bir şey değildir. Ancak bu izah
pek uygun görülmemiştir.

Kan alma karşılığında ücret almanın pis oluşuna ve helâl oluşuna delâlet eden hadisler
arasındaki çelişkiyi gidermede en makbul yol, buradaki pislikten maksadın tenzîhen
mekruh olduğu şeklindeki izahtır.

2- Köpeğin satışı karşılığında alman para. Bu konuda üç görüş vardır:

a) Ulemanın cumhuruna göre; ister av köpeği olsun ister başka bir köpek, ister
eğitilmiş olsun ister olmasın her türlüsünün satışı karşılığında alman bedel haramdır.
Bunlar bu konuda varid olan hadislerin m ut Ia4o oluşunu gözönüne almışlardır.
Çünkü Hz. Peygamber (s. a), köpeğin satışı karşılığı alman paranın haram olduğunu
ifade ettiği birçok hadisinde av köpeği ve sokak köpeği diye bir ayırım yapmamıştır.
Üzerinde durduğumuz hadisin yanı sıra şu hadislerde de Efendimiz mutlak olarak,
köpeğin bedelinin haram olduğunu beyan buyurmuştur:

"Rasûlullah (s.a); kan karşılığı alman parayı, köpek karşılığı alman parayı ve fahişenin
kazancını haram kıldı. Dövme yapan ve yaptırana, faiz yiyen ve yedirene, resim

mu

yapanlara lanet etti."

"Rasûlullah (s.a), köpeğin satışı karşılığı alman paradan, fahişenin ücretinden ve
kâhinin aldığından nehyetti."



Rasûlullah (s. a), köpeğin satışı karşılığında para almayı men etti ve; "Eğer köpeğin

[318]

bedelini almaya gelirse avucuna toprak doldur*' buyurdu.

Bu hadisler, köpeği satmanın sahih olmadığına, köpek satışı karşılığında alman
paranın caiz olmadığına delildir. Aynı şekilde bu görüş sahilerine göre; başkasının
köpeğini öldüren kişi onun kıymetini ödemez. Ebû Hureyre, Hasan-ı Basrî, Rabîa,
Evzaî, Hakem, Hammâd, Şafiî, Ahmed, Dâvûd ve İbnü'l-Münzir bu görüşü
benimseyenlerdendirler.

b) Hanelilere göre, ister talimli olsun ister olmasın her türlü köpeğin satışı caizdir,
karşılığında alman para helâldir. Ancak Ebû Yusuf tan talim edilmemiş olan ısıran
köpeklerin satışının caiz olmadığı rivayet edilmiştir.

Bu görüş sahiplerinin delilleri: "Rasûlullah (s.a), av veya çoban köpeği dışındaki
köpeklerin satışını menetti" manasmdaki hadistir. Ayrıca köpek, avcılıkta ve
bekçilikte kullanılan bir hayvandır. Satışı nehyeden hadisler, İslâm'ın ilk günleri
içindir. Arapları, eskiden beri ittihaz ettikleri köpek beslemek alışkanlığından
uzaklaştırmak içindir.

c) Ata ve Nehaî'ye göre, sadece av köpeğinin satışı caizdir, diğerlerinin satışı caiz
değildir.

İmam Mâlikten, köpek satışının haram, sahih ve mekruh olduğuna dair üç görüş
rivayet edilmiştir. Sahih olmadığı tarzındaki görüşünde telef edenin kıymetini vermesi
gerektiğini söyler.

3- Fahişenin zina karşılığında aldığı ücret: Fahişenin aldığı ücret hadiste "mehir"
olarak ifadelendirilmiştir. Çünkü, kadının kendisini bir erkeğe teslim etmesi
karşılığında aldığı ücret şeklen mehre benzemektedir. Çünkü kadın, kendisini kocasına
teslim karşılığı mehir alır.

Fahişenin aldığı ücret haramdır. Bunda tüm âlimler icma etmişlerdir. Çünkü haram bir

£3191

işin karşılığında alman ücret de haramdır.
Bazı Hükümler

Kan alma ve köpek satma karşılığında ücret almak pistir. Konu yukarıda, izah

r3201

edilmiştir. Fahişenin zina karşılığı aldığı ücret haramdır. Bunda ittifak vardır.

شرح الحديث من عون المعبود لابى داود

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،    [3421] ( كَسْبُ الْحَجَّامِ خَبِيثٌ) أَيْ حَرَامٌ ( وَمَهْرُ الْبَغِيِّ) بِفَتْحِ الْمُوَحَّدَةِ وَكَسْرِ الْمُعْجَمَةِ وَتَشْدِيدِ الْيَاءِ وَهُوَ فَعُولٌ فِي الْأَصْلِ بِمَعْنَى الْفَاعِلَةِ مِنْ بَغَتِ الْمَرْأَةُ بِغَاءً بِالْكَسْرِ إِذَا زَنَتْ وَمِنْهُ قَوْلُهُ تَعَالَى وَلَا تُكْرِهُوا فتياتكم على البغاء وَمَهْرُ الْبَغِيِّ هُوَ مَا تَأْخُذُهُ الزَّانِيَةُ عَلَى الزنى وَسَمَّاهُ مَهْرًا لِكَوْنِهِ عَلَى صُورَتِهِ وَهُوَ حَرَامٌ بِإِجْمَاعِ الْمُسْلِمِينَ
وَأَمَّا ثَمَنُ الْكَلْبِ فَفِي حُرْمَتِهِ اخْتِلَافٌ وَسَيَجِيءُ بَيَانُهُ فِي بَابِهِ
وَأَمَّا كَسْبُ الْحَجَّامِ فَفِيهِ أَيْضًا اخْتِلَافٌ فَقَالَ بَعْضُ أَصْحَابِ الْحَدِيثِ عَلَى مَا فِي النَّيْلِ إِنَّهُ حَرَامٌ وَاسْتَدَلُّوا بِهَذَا الْحَدِيثِ وَمَا فِي مَعْنَاهُ وَذَهَبَ الجمهور إلى أنه حلال واستدلوا بحديث بن عَبَّاسٍ وَحَدِيثِ أَنَسٍ الْآتِيَيْنِ فِي الْبَابِ وَقَالُوا إِنَّ الْمُرَادَ بِالْخَبِيثِ فِي قَوْلِهِ كَسْبُ الْحَجَّامِ خَبِيثٌ الْمَكْرُوهُ تَنْزِيهًا لِدَنَاءَتِهِ وَخِسَّتِهِ لَا الْمُحَرَّمُ كَمَا فِي قَوْلِهِ تَعَالَى وَلَا تَيَمَّمُوا الْخَبِيثَ منه تنفقون فَسَمَّى رَاذِلَ الْمَالِ خَبِيثًا
وَمِنْهُمْ مَنِ ادَّعَى النَّسْخَ وَأَنَّهُ كَانَ حَرَامًا ثُمَّ أُبِيحَ وَهُوَ صَحِيحٌ إِذَا عَرَفَ التَّارِيخَ وَقَالَ الْخَطَّابِيُّ مَا مُحَصَّلُهُ إِنَّ مَعْنَى الْخَبِيثِ فِي قَوْلِهِ كَسْبُ الْحَجَّامِ خَبِيثٌ الدَّنِيُّ
وَأَمَّا قَوْلُهُ ثَمَنُ الْكَلْبِ خبيث ومهر الْبَغِيِّ خَبِيثٌ فَمَعْنَاهُ الْمُحَرَّمُ وَقَدْ يَجْمَعُ الْكَلَامُ بَيْنَ الْقَرَائِنِ فِي اللَّفْظِ وَيُفَرِّقُ بَيْنَهُمَا فِي الْمَعَانِي وَذَلِكَ عَلَى حَسَبِ الْأَغْرَاضِ وَالْمَقَاصِدِ فِيهَا وَقَدْ يَكُونُ الْكَلَامُ فِي الْفَصْلِ الْوَاحِدِ بَعْضُهُ عَلَى الْوُجُوبِ وَبَعْضُهُ عَلَى النَّدْبِ وَبَعْضُهُ عَلَى الْحَقِيقَةِ وَبَعْضُهُ عَلَى الْمَجَازِ وَإِنَّمَا يُعْلَمُ ذَلِكَ بِدَلَائِلِ الْأُصُولِ وَبِاعْتِبَارِ مَعَانِيهَا انْتَهَى
قَالَ الْمُنْذِرِيُّ وَأَخْرَجَهُ مُسْلِمٌ وَالتِّرْمِذِيُّ وَالنَّسَائِيُّ