هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
3013 حَدَّثَنَا أَيُّوبُ بْنُ مُحَمَّدٍ الرَّقِّيُّ ، حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ أَيُّوبَ ، حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ بُرْقَانَ ، عَنْ مَيْمُونِ بْنِ مِهْرَانَ ، عَنْ مِقْسَمٍ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ : افْتَتَحَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَيْبَرَ وَاشْتَرَطَ أَنَّ لَهُ الْأَرْضَ ، وَكُلَّ صَفْرَاءَ ، وَبَيْضَاءَ ، قَالَ : أَهْلُ خَيْبَرَ نَحْنُ أَعْلَمُ بِالْأَرْضِ مِنْكُمْ ، فَأَعْطِنَاهَا عَلَى أَنَّ لَكُمْ نِصْفَ الثَّمَرَةِ ، وَلَنَا نِصْفٌ فَزَعَمَ أَنَّهُ أَعْطَاهُمْ عَلَى ذَلِكَ ، فَلَمَّا كَانَ حِينَ يُصْرَمُ النَّخْلُ بَعَثَ إِلَيْهِمْ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ رَوَاحَةَ فَحَزَرَ عَلَيْهِمُ النَّخْلَ وَهُوَ الَّذِي يُسَمِّيهِ أَهْلُ الْمَدِينَةِ الْخَرْصَ ، فَقَالَ : فِي ذِهْ كَذَا وَكَذَا قَالُوا : أَكْثَرْتَ عَلَيْنَا يَا ابْنَ رَوَاحَةَ ، فَقَالَ : فَأَنَا أَلِي حَزْرَ النَّخْلِ ، وَأُعْطِيكُمْ نِصْفَ الَّذِي قُلْتُ : قَالُوا : هَذَا الْحَقُّ وَبِهِ تَقُومُ السَّمَاءُ وَالْأَرْضُ قَدْ رَضِينَا أَنْ نَأْخُذَهُ بِالَّذِي قُلْتَ حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ سَهْلٍ الرَّمْلِيُّ ، حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ أَبِي الزَّرْقَاءِ ، عَنْ جَعْفَرِ بْنِ بُرْقَانَ بِإِسْنَادِهِ ، وَمَعْنَاهُ ، قَالَ فَحَزَرَ : وَقَالَ : عِنْدَ قَوْلِهِ وَكُلَّ صَفْرَاءَ ، وَبَيْضَاءَ ، يَعْنِي الذَّهَبَ وَالْفِضَّةَ لَهُ ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سُلَيْمَانَ الْأَنْبَارِيُّ ، حَدَّثَنَا كَثِيرٌ يَعْنِي ابْنَ هِشَامٍ ، عَنْ جَعْفَرِ بْنِ بُرْقَانَ ، حَدَّثَنَا مَيْمُونٌ ، عَنْ مِقْسَمٍ ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حِينَ افْتَتَحَ خَيْبَرَ فَذَكَرَ نَحْوَ حَدِيثِ زَيْدٍ ، قَالَ : فَحَزَرَ النَّخْلَ ، وَقَالَ : فَأَنَا أَلِي جُذَاذَ النَّخْلِ وَأُعْطِيكُمْ نِصْفَ الَّذِي قُلْتُ
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
3013 حدثنا أيوب بن محمد الرقي ، حدثنا عمر بن أيوب ، حدثنا جعفر بن برقان ، عن ميمون بن مهران ، عن مقسم ، عن ابن عباس ، قال : افتتح رسول الله صلى الله عليه وسلم خيبر واشترط أن له الأرض ، وكل صفراء ، وبيضاء ، قال : أهل خيبر نحن أعلم بالأرض منكم ، فأعطناها على أن لكم نصف الثمرة ، ولنا نصف فزعم أنه أعطاهم على ذلك ، فلما كان حين يصرم النخل بعث إليهم عبد الله بن رواحة فحزر عليهم النخل وهو الذي يسميه أهل المدينة الخرص ، فقال : في ذه كذا وكذا قالوا : أكثرت علينا يا ابن رواحة ، فقال : فأنا ألي حزر النخل ، وأعطيكم نصف الذي قلت : قالوا : هذا الحق وبه تقوم السماء والأرض قد رضينا أن نأخذه بالذي قلت حدثنا علي بن سهل الرملي ، حدثنا زيد بن أبي الزرقاء ، عن جعفر بن برقان بإسناده ، ومعناه ، قال فحزر : وقال : عند قوله وكل صفراء ، وبيضاء ، يعني الذهب والفضة له ، حدثنا محمد بن سليمان الأنباري ، حدثنا كثير يعني ابن هشام ، عن جعفر بن برقان ، حدثنا ميمون ، عن مقسم ، أن النبي صلى الله عليه وسلم حين افتتح خيبر فذكر نحو حديث زيد ، قال : فحزر النخل ، وقال : فأنا ألي جذاذ النخل وأعطيكم نصف الذي قلت
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير، 

Narrated Miqsam: When the Prophet (ﷺ) conquered Khaibar. He then narrated it like the tradition of Zaid (b. Abu al-Zarqa'). This version has: He then assessed the produce of the palm-trees and said: I take the job of picking the fruit myself, and I shall give you half of (the amount) I said.

(3410) İbn Abbas (r.anhüma)'dan, şöyle dediği rivayet edilmiştir:

Rasûlullah (s. a), Hayber'i fethetti; arazinin, beyaz (gümüş) ve sarı (altın) ne varsa

hepsinin kendisine ait olmasını şart koştu.Hayberliler:

"Biz çiftçiliği sizden daha iyi biliriz. Araziyi (çıkacak) meyvenin yarısı sizin yarısı da
bizim olmak üzere bize ver" dediler. -İbn Abbas, Hz. Peygamber'in bu şart üzere
onlara verdiğini zannetti-.

Hurmaların toplanma vakti geldiği zaman Rasûlullah (s. a) Abdullah b. Revâha'yı
Hayberlilere gönderdi. Abdullah (ağaçlardaki) hurmayı tahmin etti. Medineliler ona
(tahmin etti manasına gelen "harez" kelimesine) el-haras diyorlardı. Abdullah:
Şu hurma ağaçlarında; şu kadar, şu kadar hurma var, dedi.
Hayberliler:

Ey Revâha'nm oğlu! Bize çok söyledin (çok tahmin ettin), dediler. Abdullah:
Hurmayı tahmine ben yetkiliyim. Söylediğimin yarısını size vereceğim.
Hayberliler:

İşte bu hak, yer ve gök onunla ayakta duruyor. Biz senin dediğini almaya razıyız,
[2691

dediler.
Açıklama

Hadis-i şerif, Hayber arazisinin yahudilere nasıl ortağa verildiğini açıklamaktadır.
Görüldüğü gibi, Hz. Peygamber (s.a) hurmaların toplanma vakti gelince, Abdullah b.



Revâha'yı tek başına Hayber'e gönderdi. Bu hali bazı âlimler tarafından haberi vahidle
amel etmenin cevazına delâlet sayılmıştır. Abdullah b. Revâha ağaçtaki meyveyi çok
iyi tahmin edebiliyordu.

Abdullah Hayber'e varınca bahçelerdeki hurmanın mikdarmı tahmin etti. Yahudiler bu
tahminin fazla olduğunu ileri sürerek itiraz ettiler. Abdullah bu itiraza tahmininin fazla
olmadığını ima ederek, "tahmin ettiğim hurmanın yansım size vereceğim" dedi. Yani
fazla tahminde bulunmuşsa bunun zararını kendisinin çekeceğini söyledi. Yahudiler
buna razı olup takdir ettiler ve, "yerin ve göğün adalet üzere durduğunu" söylediler.
Yahudilerin bu sözü söylemelerine sebep olan hadise Muvatta'da şöyle anlatılır:
Yahudiler, kadınlarının zinetlerinden topladılar ve Abdullah'a: "Bunlar senin, ölçüyü
biraz azalt ve taksimde göz yum" dediler. Buna Abdullah b. Revâha şöyle karşılık
verdi: "Ey yahudiler! Vallahi sizler bana göre Allah'ın yarattıklarının en kötüsüsünüz.
Ben size ne için zulmedeyim ki? Ama sizin bana teklif ettiğiniz rüşvet zulümdür. Biz
onu asla yemeyiz." Bunun üzerine yahudiler: "İşte gökler ve yer bununla (adaletle)
ayakta durur" dediler.

Abdullah b. Revâha'nm hurma ağaçlarmdaki hurmayı önceden tahmin etmesi iki
maksada dayanabilir:

1- Meyveden yenilmeden önce, ondan verilecek meyvenin hesaplanması. Böylece
zekâtının tamı tamına verilmesi. 3413 numarada gelecek olan hadis buna delâlet eder.

2- Yahudilerin, hurmaları bölüşülmeden önce koparıp çalmalarım önlemek. Çünkü

r2701

onlar müslüman olmadıkları için kendilerinden her türlü melanet beklenir.
Bazı Hükümler

1. Gayri müslimlerle müsâkât (bahçe ortaklığı) caizdir.

2. Ortağa verilen bahçenin mahsulünün önceden tahmin edilip, ona göre hisse
istenmesi caizdir.

3. Karşı tarafı razı etmek için, tahmin edilen mikdann yarısını işçiye verip kalanını
bahçe sahibinin alması caizdir.

izm

4. Haberi vahidle amel etmek caizdir.

شرح الحديث من عون المعبود لابى داود

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،    [3412]