هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
2878 حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ ، حَدَّثَنَا أَبِي ، حَدَّثَنَا عَوْفٌ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : لَا تَحْلِفُوا بِآبَائِكُمْ ، وَلَا بِأُمَّهَاتِكُمْ ، وَلَا بِالْأَنْدَادِ ، وَلَا تَحْلِفُوا إِلَّا بِاللَّهِ ، وَلَا تَحْلِفُوا بِاللَّهِ إِلَّا وَأَنْتُمْ صَادِقُونَ
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 
2878 حدثنا عبيد الله بن معاذ ، حدثنا أبي ، حدثنا عوف ، عن محمد بن سيرين ، عن أبي هريرة ، قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : لا تحلفوا بآبائكم ، ولا بأمهاتكم ، ولا بالأنداد ، ولا تحلفوا إلا بالله ، ولا تحلفوا بالله إلا وأنتم صادقون
هذه الخدمةُ تعملُ بصورةٍ آليةٍ، وهي قيدُ الضبطِ والتطوير، 

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير، 

Narrated AbuHurayrah:

The Prophet (ﷺ) said: Do not swear by your fathers, or by your mothers, or by rivals to Allah; and swear by Allah only, and swear by Allah only when you are speaking the truth.

(3248) Ebû Hureyre (r.a)'den Rasûlullah (s.a)'m şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Babalarınızın, annelerinizin ve putların adlan ile yemin etmeyiniz. Sadece, Allah'ın
adı ile yemin ediniz. (Allah'ın adı ile de) ancak (sözünüzde) doğru olduğunuzda yemin
[321

ediniz."
Açıklama

Hafız el-Mizzî; bu hadisin Lü'Iüî'nin rivayetinde mevcut olmayıp Ibn Dase nın
rivayetinde bulunduğunu söyler. Hadis-i şerifin ilk bölümünde; Hz.Peygamber (s. a)
babaların, annelerin ve putların adına yemin etmeyi yasaklamaktadır. Şüphesiz,
dedeler, nineler, çocuklar ve torunlar da aynı yasağın altına girerler. Putlar adına ye-
min konusu bundan evvelki hadiste izah edilmiştir.

Hadisin ikinci bölümünde ise daha genel bir ifade ile Allah'tan başkaları adına yemin
etmek men edilmektedir.

Allah'tan başkası adına yemin etmenin yasak oluşundaki hikmet Nevevî'nin beyanına
göre şudur: Bir şey ile yemin etmek ona değer vermek ta'zim etmektir. Azamet ise



gerçekte sadece Allah içindir. Onun için Allah'ın zâtı ve sıfatlarından başka bir şeyle
yemin edilmez. Şevkânî, bunda bütün fakihlerin hemfikir olduğunu, ancak bu yasağın
hüfcmü konusunda farklı görüşler bulunduğunu söyler. Bu ihtilâfları biraz sonra ele
alacağız.

Nevevî'nin, Müslim Şerhi'nde bildirdiğine göre İbn Abbas (r.anhüma) şöyle demiştir:
"Allah adına yüz defa yemin edip günaha girmem, (yemini bozmam), başkaları adına

133]

yemin edip yeminime sadık kalmamdan daha hayırlıdır."

Burada; "Üzerinde durduğumuz hadis ve benzerlerinde, Allah'tan başkaları adına
yemin etmek yasaklanıyor. Halbuki Kur'ân'da Allah (c.c),bazi yaratıkları ile;
Hz.Peygamber de bir hadiste bir şahsın babası ile yemin etmiştir. Bu hadislerle âyetler
veya hadisler arasında bir tezat ortaya çıkmıyor mu?" şeklinde bir soru akla gelebilir.
Bu konuda Fethu'l-Bârî'de şöyle denilir:

"Kur'ân-ı Kerim'deki; Allah'tan başkaları ile edilen yeminler iki şekilde izah edilir:

1- Ayetlerde bir hazf sözkonusudur. Yani kelime düşmüştür. Meselâ; "Güneşe yemin
ederim..." âyetinin takdiri "Güneşin rabbine yemin ederim" şeklindedir.

2- Yaratıklar adına yemin etmek Allah'a has bir şeydir.Allah yaratıklarından birisine
değer vermeyi isterse onun adına yemin eder. Bu, Allah'tan başkaları için caiz
değildir.

Allah'tan başkaları ile yemin etmenin yasak olduğu hükmüne muhalif olarak varid
olan; Rasulûllah'm bir bedeviye söylediği: "Eğer sözünde sa-dıksa, babasına yemin

[341

olsun ki kurtuldu" şeklindeki sözlere gelince; buna da birkaç türlü cevap
verilmiştir:

1- Bu sözün sıhhati tenkide tabidir. İbn Abdilberr, bu sözün sabit olmadığını söyler. O,
rivayetin aslının; "Vallahi kurtuldu" şeklinde olup bazılarının bunu bozduğunu
zanneder.

2- Bu çeşit ifadeler; Arapların alışık olduğu, yemin kastedilmeyen sözlerdir. Allah'tan
başkası ile yemini yasaklayan hadisler, bu sözü yemin kas-dı ile söyleyenlerle ilgilidir.

3- Bu tip sözler arapçada iki manada kullanılır:

a) Ta'zim, b) Te'kid. Yasaklama, bu sözlerde ta'zim kastedildiğindedir.

4- Allah'tan başkası adına yemin önceleri caizdi, sonra neshedildi. Hz. Peygamber bu
sözü nesihten önce söylemiştir.

Süheylî; sarihlerin çoğunun bu görüşü benimsediklerini söyler. îbnü'l-Arabî de; bu
hadisin; "Rasûlullah (s. a) bu konudaki nehy varid olmadan Önce babası adına yemin
ederdi" şeklinde rivayet edildiğini söyler. Ancak bu sahih olamaz. Çünkü
Hz.Peygamber (s. a) Allah'tan başkası ile yemin edileceğini zannetmez. Münzirî ise;
hadislerin arasını birleştirmek mümkün ve hadisin vürud tarihi belli olmadığı için nesh
iddiasının zayıf olduğunu söyler.

5- Hadiste hazf vardır. Takdir; "Babasının Râbbi adına yemin ederim ki kurtuldu"
şeklindedir. Bunu Beyhakî söylemiştir.

6- Bu söz hayret ifade etmesi içindir. Bu, Süheylî'nin görüşüdür.

7- Bu şekilde yemin etmek Hz.Peygamber (s.a)'e mahsustu." Yukarıya aldığımız

£351

görüşleri, Şevkânî; Feth'den nakletmektedir.

AIiyyü'1-Kârî bunlardan ayrı bir görüş beyan eder. O da şöyledir: "Hz.Peygamber
(s.a) bu sözü Allah'tan başkaları ile yemin etmek yasaklandıktan sonra söyledi.



1361

Maksadı, sözkonusu yasağın harama delâlet etmediğine işaret etmekti."
Allah'tan başkaları adına yapılan yeminin hükmü konusunda âlimler değişik
görüştedirler. İbn Dakîki'l-îyd'in ifadesine göre; hüküm, yemin edilen şeyin durumuna
göre değişir:

a) Eğer adına yemin edilen şey putlar gibi ta'zimi küfrü gerektiren bir şeyse bunlar
adına yemin haramdır. Yeminde bu şeylerin ta'zimini kasdet-mek ise küfürdür. Ta'zim
kastedilmiyorsa haramdır. Bunda âlimler müttefiktirler.

b) Adına yemin edilen şeyin ta'zimi küfrü gerektirmiyorsa bu yeminin haram mı yoksa

£371

mekruh mu olduğunda ihtilâf vardır.

Bu tür yeminler konusunda Mâliki ve Hanbelîler'in iki görüşü vardır. Bir görüşe göre
haram, diğerine göre mekruhtur. Ama Hanbelîlerde meşhur olan görüş bunların haram
oluşudur.

Şâfıîlerin cumhuruna göre; tenzîhen mekruhtur.

Hâdivîlere göre; adına yemin ettiği şeyi azamet yönünden Allah'a bir tutmazsa veya

[381

yemin eden kişi küfrü ya da fıskr mutazammm değilse yemin caizdir.
Aliyyü'l-Kârî; Allah'ın isimleri ve sıfatlarının dışında bir şeyle yemin etmenin mekruh
olduğunu, bu konuda Peygamberin, Kabe'nin, meleklerin, emanet, hayat ve ruhun eşit
[391

olduğunu söyler.

Üzerinde durduğumuz konuda Hanefî âlimlerinden iki görüş vardır. Bazılarına göre,
Allah'tan başkaları adına yemin etmek mehruhtur. Aliyyü'l-Kârîbu görüşü
paylaşanlardandır. Çoğunluğuna göre ise Allah'tan başkası adına yemin etmek mekruh
değildir. Zeylaî; Allah'tan başkasına yapılan yeminin meşru olup bunun asİmda yemin
değil, cezanın şarta bağlanması olduğunu söyler. Ancak, fakihler cezanın şarta
bağlanmasına yemin demişlerdir. Çünkü bir işi yapmaya teşvik veya bir işten men
etmek için Allah adına edilen yeminin manası bunda da vardır. Allah'a yemin etmek
İse mukruh değildir.

Hanefîler; Allah'tan başkasına yemini nehyeden hadisin bir şarta bağlanmayan
yeminle ilgili olduğunu söylerler. Çünkü bir şeye bağlı olmadan edilen yeminde,

OT

yemin edileni ta'zim vardır. Bu da ittifakla mekruhtur.

MU

Yemin; Allah'ın isimleri veya âdet haline gelmişse zatî sıfatlarından biri ile edilir.
Bazı Hükümler

1. Babalar, anneler, putlar adına yemin etmek caiz değildir.

2. Yemin sadece Allah'ın adı ile edilebilir.

3. Allah adına yemin eden kişi, yeminine sadakat göstermeli, yalan yere yemin

1421

etmemelidir.

شرح الحديث من عون المعبود لابى داود

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،    [3248]
( لَا تَحْلِفُوا بِآبَائِكُمْ) أَيْ بِأُصُولِكُمْ فَبِالْفُرُوعِ أَوْلَى ( وَلَا بِالْأَنْدَادِ) أَيِ الْأَصْنَامِ
قَالَ فِي النِّهَايَةِ الْأَنْدَادُ جَمْعُ نِدٍّ بِالْكَسْرِ وَهُوَ مِثْلُ الشَّيْءِ الَّذِي يُضَادُّهُ فِي أُمُورِهِ وَيُنَادُّهُ أَيْ يُخَالِفُهُ وَيُرِيدُ بِهَا مَا كَانُوا يَتَّخِذُونَهُ آلِهَةً مِنْ دُونِ اللَّهِ انْتَهَى
قَالَ فِي الْفَتْحِ وَهَلِ الْمَنْعُ لِلتَّحْرِيمِ قَوْلَانِ عِنْدَ المالكية كذا قال بن دَقِيقِ الْعِيدِ وَالْمَشْهُورُ عِنْدَهُمُ الْكَرَاهَةُ وَالْخِلَافُ أَيْضًا عِنْدَ الْحَنَابِلَةِ لَكِنَّ الْمَشْهُورَ عِنْدَهُمُ التَّحْرِيمُ وَبِهِ جزم الظاهرية
وقال بن عَبْدِ الْبَرِّ لَا يَجُوزُ الْحَلِفُ بِغَيْرِ اللَّهِ بالإجماع ومراده بنفي الجواز الكراهة أَعَمُّ مِنَ التَّحْرِيمِ وَالتَّنْزِيهِ فَإِنَّهُ قَالَ فِي مَوْضِعٍ آخَرَ أَجْمَعَ الْعُلَمَاءُ عَلَى أَنَّ الْيَمِينَ بِغَيْرِ اللَّهِ مَكْرُوهَةٌ مَنْهِيٌّ عَنْهَا لَا يَجُوزُ لِأَحَدٍ الْحَلِفَ بِهَا
وَالْخِلَافُ مَوْجُودٌ عِنْدَ الشَّافِعِيَّةِ مِنْ أَجْلِ قَوْلِ الشَّافِعِيِّ أَخْشَى أَنْ يَكُونَ الْحَلِفُ بِغَيْرِ اللَّهِ مَعْصِيَةٌ فَأَشْعَرَ بِالتَّرَدُّدِ وَجُمْهُورُ أَصْحَابِهِ عَلَى أَنَّهُ لِلتَّنْزِيهِ
وَقَالَ إِمَامُ الْحَرَمَيْنِ الْمَذْهَبُ الْقَطْعُ بِالْكَرَاهَةِ وَجَزَمَ غَيْرُهُ بِالتَّفْصِيلِ فَإِنِ اعْتَقَدَ فِي الْمَحْلُوفِ فِيهِ مِنَ التَّعْظِيمِ مَا يَعْتَقِدُهُ فِي اللَّهِ حُرِّمَ الْحَلِفُ بِهِ وَكَانَ بذلك الاعتقاد كافر انتهى
وَالْحَدِيثُ لَيْسَ مِنْ رِوَايَةِ اللُّؤْلُؤِيِّ وَلِذَا لَمْ يَذْكُرْهُ الْمُنْذِرِيُّ وَقَالَ الْمِزِّيُّ فِي الْأَطْرَافِ حَدِيثُ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ مُعَاذٍ فِي رِوَايَةِ أَبِي الْحَسَنِ بْنِ الْعَبْدِ وَأَبِي بَكْرِ بْنِ دَاسَةَ وَلَمْ يَذْكُرْهُ أَبُو الْقَاسِمِ