278 حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ شُعَيْبٍ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ ، أَخْبَرَنَا اللَّيْثُ ، عَنْ رَبِيعَةَ ، أَنَّهُ كَانَ لَا يَرَى عَلَى الْمُسْتَحَاضَةِ وُضُوءًا عِنْدَ كُلِّ صَلَاةٍ إِلَّا أَنْ يُصِيبَهَا حَدَثٌ غَيْرُ الدَّمِ ، فَتَوَضَّأُ قَالَ أَبُو دَاوُدَ : هَذَا قَوْلُ مَالِكٍ يَعْنِي ابْنَ أَنَسٍ |
278 حدثنا عبد الملك بن شعيب ، حدثنا عبد الله بن وهب ، أخبرنا الليث ، عن ربيعة ، أنه كان لا يرى على المستحاضة وضوءا عند كل صلاة إلا أن يصيبها حدث غير الدم ، فتوضأ قال أبو داود : هذا قول مالك يعني ابن أنس |
Rabi'ah said:
Umm Habibah daughter of Jahsh had a prolonged flow of blood. The Prophet (ﷺ) commander her to refrain (from prayer) during her menstrual period; then she should wash and pray. If she sees anything (which renders ablution void) she should perform ablution and pray.Abu Dawud said: This is the view held by Malik b. Anas.
(306).Rabia, (b. Ebû Abdurrahman), müstehazanm her namaz için abdest alması
gerektiği görüşünde değildi: "Ancak kendisine kandan başka bir hades gelirse abdest
alır" derdi.
[122]
Ebû Dâvûd: "Bu, Mâlikin görüşüdür" dedi.
Açıklama
Rabia'nm görüşüne göre müstehaza olan kadın ancak kendisinden kandan başka bir
hades (abdesti bozan şey) vaki olursa abdest almak zorundadır.
Rabîa'mn bu görüşü aynı zamanda Hanefî mezhebinin de görüşüdür. Daha önceden de
temas edildiği üzere Hanefîlere göre özür sahibinden, özürün dışında bir hades
olmadığı müddetçe abdesti vakte bağlanır. Bu abdest-Ie vakit içinde dilediği kadar
namaz kılabilir. Fakat özrün dışında abdesti bozan bir hal arız olursa, namaz kılmak
için abdestini yenilemesi gerekir.
[123]
Ebû Davud'un kaydına göre Mâlik'in görüşü de budur.
117. Temizlendikten Sonra Sarı Ve Bulanık Renkte Akıntı Gören Kadına Ait
Hükümler
11241
شرح الحديث من عون المعبود لابى داود
[306] ( عَنْ رَبِيعَةَ أَنَّهُ كَانَ لَا يَرَى عَلَى المستحاضة وضوء إِلَخْ) قَالَ الْخَطَّابِيُّ قَوْلُ رَبِيعَةَ شَاذٌّ وَلَيْسَ للعمل عَلَيْهِ وَمَا قَالَهُ الْخَطَّابِيُّ فِيهِ نَظَرٌ فَإِنَّ مَالِكَ بْنَ أَنَسٍ وَافَقَهُ ( قَالَ أَبُو دَاوُدَ هذا قول مالك يعني بن أَنَسٍ) هَذِهِ الْعِبَارَةُ فِي النُّسْخَتَيْنِ وَلَيْسَتْ فِي أَكْثَرِ النُّسَخِ وَكَذَا لَيْسَتْ فِي الْخَطَّابِيِّ وَلَا المنذري
قال بن عَبْدِ الْبَرِّ لَيْسَ فِي حَدِيثِ مَالِكٍ فِي الْمُوَطَّأِ ذِكْرُ الْوُضُوءِ لِكُلِّ صَلَاةٍ عَلَى الْمُسْتَحَاضَةِ
وَذُكِرَ فِي حَدِيثِ غَيْرِهِ فَلِذَا كَانَ مَالِكٌ يَسْتَحِبُّهُ لَهَا وَلَا يُوجِبُهُ كَمَا لَا يُوجِبُهُ عَلَى صَاحِبِ التَّسَلْسُلِ ذَكَرَهُ الزُّرْقَانِيُّ قَالَ الْمُنْذِرِيُّ قَالَ الْخَطَّابِيُّ وَقَوْلُ رَبِيعَةَ شَاذٌّ وَلَيْسَ الْعَمَلُ عَلَيْهِ
وَهَذَا الْحَدِيثُ مُنْقَطِعٌ وَعِكْرِمَةُ لَمْ يَسْمَعْ مِنْ أُمِّ حَبِيبَةَ بِنْتِ جَحْشٍ