3212 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ ، حَدَّثَنَا زَائِدَةُ ، عَنِ الْأَعْمَشِ ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَا مِنْ رَجُلٍ يَسْلُكُ طَرِيقًا يَطْلُبُ فِيهِ عِلْمًا ، إِلَّا سَهَّلَ اللَّهُ لَهُ بِهِ طَرِيقَ الْجَنَّةِ ، وَمَنْ أَبْطَأَ بِهِ عَمَلُهُ لَمْ يُسْرِعْ بِهِ نَسَبُهُ |
3212 حدثنا أحمد بن يونس ، حدثنا زائدة ، عن الأعمش ، عن أبي صالح ، عن أبي هريرة ، قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : ما من رجل يسلك طريقا يطلب فيه علما ، إلا سهل الله له به طريق الجنة ، ومن أبطأ به عمله لم يسرع به نسبه |
Abu Hurairah reported the Prophet (ﷺ) as saying: If anyone pursues a path in search of knowledge, Allah will thereby make easy for him a path to paradise; and he who is made slow by his actions will not be speeded by his genealogy.
(3643) Ebû Hureyre'den (r.a) rivayet olunmuştur, dedi ki: Rasûlullah (s. a) şöyle
buyurmuştur:
"İlim tahsil etmek için yola çıkan kimseye bu sebeple Allah cennetin yolunu
kolaylaştırır. Ameli, kendisinin (cennete erişmesini) geciktiren bir kimseyi nesebi
£61
(cennete girmekte) çabuklaştıramaz."
Açıklama
Bu hadis-i şerifte ilim yolunu tutan müslüm anların cennete girmelerinin kolaylaşacağı
ve cennetle arasına girecek engel lerin kalkacağı müjdelenmektedir.
Çünkü hangi maksatla olursa olsun ilim yolunu tutan bir kimseyi ilmin, sonunda bu
maksadından çevirip Allah yoluna yönelteceği bu yolun öncüleri tarafından haber
verilmiştir.
Fakat ilim ve taat gibi insanı cennete götüren sebeplere sarılmadığı için cennete
girmeye hak kazanamayan bir kimseye şerefli bir aileye mensup olması bir fayda
vermez.
Nitekim, "Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, amellerinize
121 £81
Bakar." buyurulmuştur.
2. Kitap Ehlinin Sözlerini Rivayet Etmenin Hükmü
شرح الحديث من عون المعبود لابى داود
[3643] ( يَسْلُكُ) أَيْ يَدْخُلُ أَوْ يَمْشِي ( طَرِيقًا) أَيْ قَرِيبًا أَوْ بَعِيدًا ( يَطْلُبُ) حَالٌ أَوْ صِفَةٌ ( إِلَّا سَهَّلَ اللَّهُ لَهُ) أَيْ لِلرَّجُلِ ( بِهِ) أَيْ بِذَلِكَ السُّلُوكِ أَوِ الطَّرِيقِ أَوِ الِالْتِمَاسِ أَوِ الْعِلْمِ ( طَرِيقًا) أَيْ مُوَصِّلًا ( وَمَنْ أَبْطَأَ عَمَلُهُ) أَيْ مَنْ أَخَّرَهُ عَمَلُهُ السَّيِّئُ وَتَفْرِيطُهُ فِي الْعَمَلِ الصَّالِحِ لَمْ يَنْفَعْهُ فِي الْآخِرَةِ شَرَفُ النَّسَبِ يُقَالُ بَطَّأَ بِهِ وَأَبْطَأَ بِهِ بِمَعْنًى قَالَهُ فِي النِّهَايَةِ
وَقَالَ القارىء أَيْ مَنْ أَخَّرَهُ وَجَعَلَهُ بَطِيئًا عَنْ بُلُوغِ دَرَجَةِ السَّعَادَةِ عَمَلُهُ السَّيِّئُ فِي الْآخِرَةِ ( لَمْ يُسْرِعْ بِهِ نَسَبُهُ) أَيْ لَمْ يُقَدِّمْهُ نَسَبُهُ وَلَمْ يُحَصِّلْ لَهُ التَّقَرُّبَ إِلَى اللَّهِ تَعَالَى
قَالَ الْمُنْذِرِيُّ وَالْحَدِيثُ أَخْرَجَهُ مُسْلِمٌ أَتَمَّ مِنْهُ وَأَخْرَجَهُ التِّرْمِذِيُّ مُخْتَصَرًا