بَابُ الْمَشْيِ فِي النَّعْلِ بَيْنَ الْقُبُورِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ الْمَشْيِ فِي النَّعْلِ بَيْنَ الْقُبُورِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2862 حَدَّثَنَا سَهْلُ بْنُ بَكَّارٍ ، حَدَّثَنَا الْأَسْوَدُ بْنُ شَيْبَانَ ، عَنْ خَالِدِ بْنِ سُمَيْرٍ السَّدُوسِيِّ ، عَنْ بَشِيرِ بْنِ نَهِيكٍ ، عَنْ بَشِيرٍ ، مَوْلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، وَكَانَ اسْمُهُ فِي الْجَاهِلِيَّةِ زَحْمُ بْنُ مَعْبَدٍ ، فَهَاجَرَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ : مَا اسْمُكَ ؟ قَالَ : زَحْمٌ ، قَالَ : بَلْ ، أَنْتَ بَشِيرٌ ، قَالَ : بَيْنَمَا أَنَا أُمَاشِي رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَرَّ بِقُبُورِ الْمُشْرِكِينَ ، فَقَالَ : لَقَدْ سَبَقَ هَؤُلَاءِ خَيْرًا كَثِيرًا ثَلَاثًا ثُمَّ مَرَّ بِقُبُورِ الْمُسْلِمِينَ ، فَقَالَ : لَقَدْ أَدْرَكَ هَؤُلَاءِ خَيْرًا كَثِيرًا وَحَانَتْ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَظْرَةٌ ، فَإِذَا رَجُلٌ يَمْشِي فِي الْقُبُورِ عَلَيْهِ نَعْلَانِ ، فَقَالَ : يَا صَاحِبَ السِّبْتِيَّتَيْنِ ، وَيْحَكَ أَلْقِ سِبْتِيَّتَيْكَ فَنَظَرَ الرَّجُلُ فَلَمَّا عَرَفَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَلَعَهُمَا فَرَمَى بِهِمَا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah (ﷺ) as saying: It is the duty of a Muslim man who has something which is to be given as bequest not to have it for two nights without having his will written regarding it.

(3230) Cahiliyye devrinde ismi Zalim b. Ma'bed iken Rasûlullah (s. a) (in bulunduğu
Medine')ye hicret edince (Rasûlullah'm kendisine) "İsmin nedir?" diye sorması üzerine
"Zalim" cevabını veren (Bunun üzerine Rasûl-ü Ekremden) "Hayır sen Beşîr'sin"
cevabını alan Rasûlullah (s.a)'m azatlı kölesinden (rivayet olunmuştur). Dedi ki:
Ben Rasûlullah (s. a) ile birlikte yürürken (bir ara Rasûl-ü Ekrem) müşriklerin kabirleri
üzerine uğradı da üç defa "Bunlar daha önce çok hayır(lar)la karşılaştılar (da ondan
yüz çevirdiler)" buyurdu. Sonra müslümanlarm kabirlerine uğradı ve "Bunlar da çok
hayırlara eriştiler" buyurdu. Sonra Rasûlullah (s.a)'dan (bir) bakış (onlara doğru) bir
süre devam etti. Bir de baktık ki ayağında ayakkabıları ile kabirler arasında gezinen
bir adam karşımıza çıkıverdi. Bunun üzerine (Rasûîullah ona) "Ey, sibt (denilen
tabaklanmış sığır köselesin)den yapılmış ayakkabı giyen kimse, yazık sana (çabuk)
ayakkabılarını (ayağından çıkarıp) at." buyurdu. Adam Rasûlullah (s. a) tanıyınca

r6091

(hemen) onları çıkarıp attı.
Açıklama

Sıbtiyye: Selem ağacıyla tabaklanmış sibt denilen sığır derisinden yapılan ayakkabıya
denir. Sığır derisi, selem ağacıyla tabaklanınca kılları tamamen döküldüğü ya da
yumuşadığı için sibt ismini alır.

Rasûl-ü Ekrem Efendimiz, kabirlere gösterilmesi gereken saygıyı Öğretmek ve
kabirler arasında, kabirlere saygıya aykırı olarak ayakkabılı olarak gezen kimseyi
kabirlere gereken saygıyı göstermesini sağlamak için ona ayakkabılarını çıkarmasını
emretmiştir. Fıkıh âlimlerinin bu mevzudaki görüşlerini şu şekilde özetlemek
mümkündür:

1. İmam Ahmed'le Şafiî âlimlerinden el-Havî yazan, mezarlıkta ayakkabı ile
yürümenin mekruh, ayağa pislik bulaşma diken batma korkusu, yerin ayakları yakacak
şekilde sıcak olması gibi zaruretler bulunmadıkça, mezarlığa girince ayakkabıları
çıkarmanın sünnet olduğunu söylemişlerdir.

2. Cumhura göre, mezarlıkta ayakkabı ile yürümenin hiçbir sakıncası yoktur. Delilleri
ise "Kul mezara konulup da arkadaşları geri döndükleri zaman arkadaşlarının
ayakkabılarının sesini duyar." mealindeki 3231 numaralı hadis-i şeriftir.

Cumhura göre, Rasûl-ü Zişan Efendimizin mezarlıkta gördüğü kişiye ayakkabılarını
çıkarmasını emretmekten maksadı, mezarlıkta ayakkabı giymenin sakıncalı olduğunu
belirtmek değildi. Sadece o kimse bu ayakkabılarla gurur ve kibire kapıldığı için
bunları çıkarmasını emretmişti. O günlerde bu ayakkabıları zenginler ve üstünlük



taslamak isteyen kimseler giyerlerdi. Bu yüzden Hz. Peygamber kabristana girerken
mütevazi bir kıyafetle girilmesini arzu ederdi.

Yine cumhur'a göre, Rasûl-ü Ekremin sözü geçen kimseye ayakkabılarını çıkarmasını
emretmesi, onların altında pislik bulunmasıyla ilgili de olabilir. Binaenaleyh eğer bu
adam mezarlığa mütevazi ve temiz bir ayakkabıyla girmiş olsaydı, Hz. Peygamber ona
ayakkabılarını çıkarmasını asla emretmezdi.

3. İbn Hazm'a göre, "Bir kimsenin sibtiyye denilen ayakkabılarla mezarlığa girmesi
helal değildir. Delili ise mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifle bir numara sonra
gelecek olan Enes hadisidir. Çünkü bu hadisler kıyamete kadar devam edecek bir
gerçeği haber vermektedir. Bilindiği gibi haberler de nesh olamaz."
Eğer İbn Hazm'm dediği gibi mezarlığa ayakkabıyla girmek gerçekten helal
olmasaydı, bu yasak ashab-ı kiram arasında yayılırdı. Ashab-ı Kiram arasında böyle
bir yasağın yaygınlığı söz konusu olmadığına göre, bu mevzuda delil bakımından en

£6101

kuvvetli ve tercihe şayan olan görüş cumhurun görüşüdür.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2863 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سُلَيْمَانَ الْأَنْبَارِيُّ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ يَعْنِي ابْنَ عَطَاءٍ ، عَنْ سَعِيدٍ ، عَنْ قَتَادَةَ ، عَنْ أَنَسٍ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ قَالَ : إِنَّ الْعَبْدَ إِذَا وُضِعَ فِي قَبْرِهِ ، وَتَوَلَّى عَنْهُ أَصْحَابُهُ إِنَّهُ لَيَسْمَعُ قَرْعَ نِعَالِهِمْ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah (ﷺ) did not leave dinars, dirhams, camels and goats, nor did he leave will for anything.

(3231) Enes İbn Malik'den (rivayet edildiğine göre) Peygamber (s. a) (şöyle)
buyurmuştur:

"Gerçekten kul kabre konulup da arkadaşları kendisinden uzaklaşıp gittikleri sırada



onların ayakkabılarının seslerini işitir."
Açıklama

Bir önceki hadis-i şerifin şerhinde de açıkladığımız gibi, mevzumuzu teşkil eden bu
hadis-i şerif mezarlıkta ayakkabı ile yürümenin caiz olduğunu söyleyen cumhurun
delilidir. Hattâbî cumhurun bu hadis-i şerifle ilgili görüşlerini açıklarken şunları
söylüyor:

"Hz. Enes'in rivayet ettiği bu hadis-i şerif, mezarlığı ziyaret etmek ve kabirler arasında
dolaşmak isteyen bir kimsenin ayakkabı giymesinin caiz olduğuna delalet etmektedir.
Fakat, Hz. Peygamberin sibtiyye denilen tabaklanmış deriden mamul ayakkabılarla
mezarlıkta dolaşan bir kimseye, bu ayakkabıları çıkarmasını, emrettiğini İfade eden
3230 numaralı hadise gelince, öyle zannediyorum ki Rasûl-i Ekrem Efendimizin o
kimseye ayakkabılarını çıkartmasının sebebi, sözü geçen deriden yapılan
ayakkabıların sahibine kibir ve gurur vermesidir. Çünkü bu ayakkabıları o zamanlar
zengin ve keyfine düşkün kimseler giyerlerdi. Rasûl-ü Ekrem o kimsenin kendisini
gurura kaptırmasını, tüm müslümanlarm kabre mütevazı elbiselerle ve huşu içinde

£6121

gelmelerini sağlamak için o ayakkabıları çıkarmasını emretmiştir."
Bazı Hükümler

1. Cenaze defnedilince ruh kendisine iade edilir.

[613]

2. Dinlerin duyduğu seslen cenaze de duyar.



73-75. Bir Hadiseden Dolayı Cenazeyi Kabrinden (Çıkarıp) Başka Bir Kabre



Nakletmek Caiz Midir?