بَابُ الِاسْتِغْفَارِ عِنْدَ الْقَبْرِ لِلْمَيِّتِ فِي وَقْتِ الِانْصِرَافِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ الِاسْتِغْفَارِ عِنْدَ الْقَبْرِ لِلْمَيِّتِ فِي وَقْتِ الِانْصِرَافِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2854 حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى الرَّازِيُّ ، حَدَّثَنَا هِشَامٌ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بَحِيرٍ ، عَنْ هَانِئٍ ، مَوْلَى عُثْمَانَ ، عَنْ عُثْمَانَ بْنِ عَفَّانَ ، قَالَ : كَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، إِذَا فَرَغَ مِنْ دَفْنِ الْمَيِّتِ وَقَفَ عَلَيْهِ ، فَقَالَ : اسْتَغْفِرُوا لِأَخِيكُمْ ، وَسَلُوا لَهُ بِالتَّثْبِيتِ ، فَإِنَّهُ الْآنَ يُسْأَلُ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : بَحِيرٌ ابْنُ رَيْسَانَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

I asked Prophet (ﷺ) about featherless arrow. He said: If it strikes with its end, eat, and if it strikes with the middle part of it, do not eat, for it died by a violent blow. I said: I set off my dog? He replies: If you mention Allah's name, eat, otherwise do not eat. If it eats any of it, do not eat, for it caught for itself. He asked: I set off my dog, and I find with it another dog ? He replied: Do not eat, because you mentioned Allah's name on your dog.

(3221) Osman b. Affan'dan (r.a) demiştir ki:

Peygamber (s. a) cenazeyi defnetme işini bitirince, (cenazenin kabrinin) başında durup:
"Kardeşiniz için (Allah'dan) af dileyiniz. Onun için (kabir sualine cevap vermekte)
muvaffakiyet isteyiniz. Çünkü o, şu anda sorguya çekiliyor." buyurdu.

[58U

Ebû Dâvud der ki: Bahir, Reysan 'in oğludur.
Açıklama

Taberanî'nin Ebû Ümame'den rivayet ettiği bir hadis-i şerifte, Hz. Peygamberin
"Kardeşlerinizden biri vefat ettiğinde, üstünü toprakla örttüğünüz zaman biriniz onun
kabrinin başında dursun" buyurduğu ifade edilmektedir. Kabrin başında durmaktan
maksat, cenazenin başının üzerine basacak şekilde kabrin üzerine çıkmak değil, kabrin
ba-şucuna yakınca durmaktır. Çünkü şu hadis-i şerifle Hz. Peygamber kabirleri
çiğnemeyi yasaklamıştır: "And olsun ki: Bir ateş parçası veya bir kılıç üzerinde
yürümem ya da ayakkabımı ayağımla dikmem bir müslümanm kabri üzerinde



yürümemden bana daha sevimlidir. Ha kabirlerin ortasına abdest bozmuşum, ha

1582]

çarşının ortasına. Bence bunlar arasında (çirkinlik yönünden) bir fark yoktur."
Taberanî'nin Evsat-i Kebir'in'de hasen bir isnadla Abdullah b. Mes'ud'-dan rivayet
ettiği bir hadis-i şerif şu mealdedir: "Bir ateş parçası üzerine basmam bana bir
müslumanm kabrini çiğnememden daha sevimlidir,"

Metinde geçen "Onun için muvaffakiyet isteyiniz" cümlesinden maksat: "Onun kabir
sorularına yanılmadan başarıyla cevap verebilmesi için Allah'a dua ediniz." demektir.
Nitekim bu cümlenin hemen arkasından gelen "Çünkü o şu anda sorguya çekiliyor."
cümlesi de bu manâya delalet etmektedir.

Bilindiği gibi kabirde insana "Rabbinin kim olduğu, dini ve peygamberi" sorulur. Bu
mevzuda rivayet edilen bir hadis-i şerif şu mealdedir:

"Kul (ölüp de) kabre konulduğunda ve yakınları onu yalnız bıraktıklarında o,
gidenlerin ayakkabılarının seslerini duyar. Daha sonra iki melek gelir, onu oturturlar
ve ona: Muhammed (s. a) için:

"Şu adam hakkında ne dersin bakalım?" diye sorarlar. Eğer o kimse mü'minse:
"Şehadet ederim ki: O Allah'ın kulu ve Rasûlüdür" der. Bunun üzerine melekler
tarafından ona:

"Ey mü'mift, cehennemdeki yerine bak. Yüce Allah bunun yerine sana cennetten bir
makam verdi" denir. O da bu yerlerin ikisini birden görür. Fakat o kimse münafık
veya kâfirse (melekler tarafından ona):

"Bu adam hakkında (dünyada) ne diyordun?" diye sorulur. O da: "Onun hakkında bir
şey bilmiyorum. Halkın onun hakkında söylediklerini (onlara uyarak) ben de
söylüyordum" der. Bunun üzerine (Bu iki melek tarafından ona) "Hay anlamaz ve
uymaz olaydın " denilir. Sonra ona demirden çekiçlerle vurulur. O kimse öyle bir
feryad eder ki bu feryadı insanlar ve cinlerden başka ona yakın olan herşey
r5831

duyar."

Bazı haberlerde ifade edildiği üzere, kişinin sağlığında işlediği güzel ameller kendisini
kabir azabından kurtarır. Taberanî'nin Evsafında, İbn Hib-ban'm da Sahih'inde Ebû
Hureyre'den naklen rivayet ettikleri bir hadis-i şerif şu mealdedir: "Hz. Peygamber
(şöyle) buyurmuştur: Ölü kabre konulduğu zaman kabirden dönüp gitmekte olan
kimselerin ayak seslerini işitir. Eğer bu kişi mü'minse (hayatında kılmış olduğu)
namaz başına, (tutmuş olduğu) oruç sağma (vermiş olduğu) zekat soluna (nafile olarak
işlemiş olduğu) namaz, sadaka, insanlara iyilik gibi güzel ameller ise ayak ucuna
durur.

Bu kimseye baş tarafından yaklaşılmak istenir. O zaman (orada bulunan) namaz, "Bu
kişiye benim bulunduğum taraftan yaklaşmak için bir geçit yoktur" der. Sonra sağ
tarafından yaklaşılmak istenir. O zaman da oruç dile gelerek: "Bu kişiye benim
bulunduğum taraftan yaklaşılmak istenir. O zaman zekat dile gelerek "Bu kimseye
yaklaşmak için benim tarafımdan bir geçit yoktur." der. Sonra ayak tarafından
yaklaşılmak istenir. O zaman da nafile olarak işlediği sadaka, namaz ve halka iyilikte
bulunma gibi hayırlar dile gelerek "Benim bulunduğum tarafta bu adama yaklaşılacak
bir geçit yoktur" derler. O zaman bu adama "otur" denilir. Adam da oturur. O zaman
kendisine güneş batmaya yaklaşmış halde gösterilerek "Bu size (Peygamber olarak
gönderilen) kimsedir. Onun hakkında ne dersin ve nasıl şahitlik edersin" denir. O da
"Bırakın ben (ona) salavat getireyim" der. Ona "Sen bunu yaparsın. Sen şimdi bize



onun hakkında soracaklarımıza cevap ver." denir ve "Size gönderilen bu adam
hakkında ne diyorsun ve nasıl şa-hidlik edersin?" diye sorulur.

O da "O Muhammed'dir. Ben onun Allah'ın Rasûlü olduğuna ve bize Allah'dan
doğruyu getirdiğine şahitlik ederim." der. Bunun üzerine ona "Zaten sen bu inançla
yaşadın. Bu inançla öldün. İnşaallah bu inançla diriltileceksin." denir. Sonra ona
cennet kapılarından bir kapı açılır ve "İşte senin cennetteki makamın ve Allah'ın
cennette senin için hazırladığı yer burasıdır." denir. Sonra ona cehennem kapılarından
bir kapı açılır ve "İşte burası senin cehennemdeki kalacağın yerdi. Allah cehennemde
senin için burayı hazırlamıştı. Eğer Allah'a isyan etseydin burada kalacaktın." denir.
Adamın cennetteki yerine kavuşma arzusu ve sevinci daha da artar. Sonra kabri seksen
arşın genişler ve kabri nurla dolar. Sonra cesedi (toprak olup) ilk haline dönerken ruhu
da cennetteki ağaçlara konmuş olan kuş şeklindeki bahtiyar ruhların arasına konur.
Nitekim Yüce Allah "Allah, inananları, dünya hayatında da, ahirette de sağlam sözle
tesbit eder (o sözden asla ayrılmazlar, daima o tevhid sözüyle Allah'ın birliğini

[5841

haykırırlar.) Allah, zalimleri de saptırır ve Allah dilediğini yapar." buyruğuyla bu
gerçeği dile getirir.

Eğer bu kişi kâfir ise kendisine kabir sorusu sormak üzere baş tarafından veya
sağından veya solunda yahut da ayak ucunda kendisine yaklaşılmak istendiğinde
etrafında buna mani olacak hiç bir ameli bulunmaz ve kendisine kolayca yaklaşılarak
"otur" denir. Adam korkuyla oturur ve kendisine "Sizin içinizde Peygamber olarak
bulunan şahıs hakkında ne dersin ve hakkında nasıl şahitlik edersin?" diye sorulur. O
da "Hangi adam?" der ve ismini bilemez. Bunun üzerine "Muhammed'den
bahsediyoruz" denir.

Bu sefer o adam "Bilmiyorum. Ama halkın onun hakkında bir şeyler söylediğini
işitmiştim. Ben de onun hakkında (halka uyarak) onların dediğini demiştim." der.
Bunun üzerine kendisine "Zaten sen böyle yaşamış ve böyle ölmüştün. İnşaallah bu
şekilde diriltileceksin" denir. Sonra kendisine cehennemden bir kapı açılır ve "İşte
senin cehennemdeki yerin burasıdır. Allanın cehennemde senin için hazırladığı yer
burasıdır." denir. Adamın hayreti son derece artar. Sonra ona cennet kapılarından bir
kapı açılır ve "Eğer Allah'a itaat etseydin Allah'ın cennette senin için hazırladığı yer
burasıydı." denilir. Adamın hayreti daha da artar. Sonra kabir her tarafından daralarak
onu sıkmaya başlar. İşte yüce Allah'ın Kur'ân-ı Kerİm'inde "Ama kim beni anmaktan

r5851

yüz çevirirse onun için de dar bir geçim vardır." mealindeki âyeti kerimesinde
bahsettiği "dar bir geçim"den maksat budur. İnşaallah bu mevzu Sünnet bölümünün

f5861

"azab-ul-kabr" babında tekrar ele alınacaktır.
Bazı Hükümler

1. Cenazeyi defnettikten sonra kabrin başında durup cenaze için istiğfar etmek teşvik
edilmiştir.

2. Cenazeyi definden sonra kabri başında durup onun kabir sorusuna doğru cevap
vermeye muvaffak olması için dua etmek meşru kılınmıştır.

3. Ölü dirilerin duasından yararlanır.

4. Ölü kabirde, sorguya çekilmek üzere dirilir.



5. Kabir suali haktır.

15871

6. Kabir suali hemen defnden sonra başlar.



68-70. Kabrin Yanında Kurban Kesmek Mekruhtur