بَابٌ فِي الْحَفَّارِ يَجِدُ الْعَظْمَ هَلْ يَتَنَكَّبُ ذَلِكَ الْمَكَانَ ؟

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي الْحَفَّارِ يَجِدُ الْعَظْمَ هَلْ يَتَنَكَّبُ ذَلِكَ الْمَكَانَ ؟

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2842 حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ ، عَنْ سَعْدٍ يَعْنِي ابْنَ سَعِيدٍ ، عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ ، عَنْ عَائِشَةَ ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : كَسْرُ عَظْمِ الْمَيِّتِ كَكَسْرِهِ حَيًّا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

On his father's authority, said that his grandfather that the Messenger of Allah (ﷺ) was asked about the aqiqah. He replied: Allah does not like the breaking of ties (uquq), as though he disliked the name. And he said: If anyone has a child born to him and wishes to offer a sacrifice on its behalf, he may offer two resembling sheep for a boy and one for a girl. And he was asked about fara'. He replied: Fara' is right. If you leave it (i.e. let it grow till it becomes a healthy camel of one year or two years, then you give it to a widow or give it in the path of Allah for using it as a riding beast, it is better than slaughtering it at the age when its meat is stuck to its hair, and you turn over your milking vessel and annoy your she-camel.

(3207) Hz. Aişe'den demiştir ki: Rasûlüllah (s. a):

[524]

"Ölünün kemiğini kırmak, onu diri iken kırmak gibidir." buyurmuştur.
Açıklama

Cesedine verilen bir zarardan dolayı ölü aynen sağlığmdaki gibi acı duyar. Bu sebeple
nasıl olsa ölmüştür, düşüncesiyle, ölünün cesedine zarar vermek herhangi bir organını
ya da kemiğini kırmak asla caiz değildir.

Hafız İbn Hacer el-Askalânî, İbn Ebî Şeybe'nin rivayet etmiş olduğu, "Mü'min'in



ölüsüne eziyet etmek, dirisine eziyet etmek gibidir" mealindeki hadis-i şerife bakarak
"mü'minin diri iken hoşlandığı şeylerden ölüsünün de hoşlanacağı" hükmüne
varmıştır.

Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifte, "mü'minin ölüsünün bir kemiğini kırmanın,
diri bir mü'minin kemiğini kırmak gibi haram olduğu " ifade edilmek istenmektedir.
Suyutî (r.a)'nin Derecatu's-Sııııd isimli Ebû Dâvud haşiyesinde açıkladığına göre, bu
hadis-i şerifin sebebi vurûdunu İbn Mes'ud, şöyle anlatmıştır:

"Bir gün Rasûlüllah (s. a) ile birlikte, bir cenazeyi defnetmek üzere çıkmıştık. Bir ara
Peygamber (s. a) kabrin kenarına oturdu, O sırada kabir kazıcı kimse kabirden ayak
veya kol kemiği çıkardı ve onu kırmak istedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (s. a):
"Onu Kırma! Onu bu şekilde ölü iken kırman, aynen diri iken kırman gibidir. Fakat

[525] "

onu kabrin bir tarafına gömüver" buyurdu.
Bazı Hükümler

1. Kabir kazıcıların kabirden çıkan kemiklere karşı, aynen canlı kişilerin kemikleri
gibi dikkatli olmaları, onlara zarar vermekten sakınmaları, onları kırmadan toprağa
gömmeleri icabeder. Bu mevzuda zimmilerin kemikleri de müslümanlarm kemikleri
gibidir.

2. Müslüman ölüsü de dirisi gibi muhteremdir, ikram ve saygıya layıktır.

1526]

3. Ölü, cesedine verilen her zarardan diri gibi müteessir olur.

59-61. Kabrin Kıble Tarafına Boydan Boya Çukur Açmanın Hükmü