بَابُ اتِّبَاعِ النِّسَاءِ الْجَنَائِزَ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ اتِّبَاعِ النِّسَاءِ الْجَنَائِزَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2803 حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ ، حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ، عَنْ أَيُّوبَ ، عَنْ حَفْصَةَ ، عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ ، قَالَتْ : نُهِينَا أَنْ نَتَّبِعَ الْجَنَائِزَ ، وَلَمْ يُعْزَمْ عَلَيْنَا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

I came to Utbah ibn AbdusSulami and said: AbulWalid, I went out seeking sacrificial animals. I did not find anything which attracted me except an animal whose teeth have fallen. So I abominated it. What do you say (about it)? He said: Why did you not bring it to me? He said: Glory be to Allah: Is if lawful for you and not lawful for me? He said: Yes, you doubt and I do not doubt. The Messenger of Allah (ﷺ) has forbidden an animal whose ear has been uprooted so much so that its hole appears (outwardly), and an animal whose horn has broken from the root, and an animal which has totally lost the sight of its eye, and an animal which is so thin and weak that it cannot go with the herd, and an animal with a broken leg.

(3167) Ümmü Atıyye'den demiştir ki:

"Biz (kadınlar) cenazenin arkasından gitmekten nehyolunduk. (Ancak bu mesele)

[3711

üzerimize kesin bir şekilde haram kılınmadı.
Açıklama

Hz. Peygamber'in bu yasağı kadınlara bizzat kendinin koymuş olması ihtimali
bulunduğu gibi, bir elçi aracılığıyla koymuş olması ihtimali de vardır. Nitekim
Beyhakî'nin Ümmü Atıyye (r.a)'dan rivayet ettiği bir hadisi şerifte, "Rasûlü Ekrem'in
Medine'ye geldikten sonra; kadınların bir araya toplanmalarını emredip, Hz. Ömer'i
göndererek onları cenazenin ardından gitmekten menetmesini emrettiği" ifade
edilmektedir. Hz..Ümmü Atıyye'ye göre, mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifteki
"kadınların cenazenin arkasından gitmeleriyle ilgili yasak" kesin bir yasak olmayıp
ancak kerahat-i tenzihiyye ifade eden bir yasaktır. Çünkü, her ne kadar Rasülü Ekrem
Efendimiz, kadınların cenazenin ardından gitmesini yasaklamışsa da, bunun kesinlikle



yasak olduğunu te'kid edici bir açıklamada bulunmamıştır. Halbuki Hz. Peygamber
diğer yasakların yasak olduğunu açıkladıktan sonra, bir de onların haramhğım te'yid
eden beyanlarda bulunurdu.

Hz. Ümmü Atıyye'nin Hz. Peygamber'in bu yasağının tahrim ifade ettiğini, başka
karinelerden sezmiş olması da mümkündür. Kerahet-i tenzihiyye ifade ettiğine dair bir
karinesi bulunmayan yasaklar ise, kesinlikle hürmet ifade eder.

İmam Kurtubi'ye göre de mevzumuzu teşkil eden Ümmü Atıyye hadi-sindeki nehy
tahrimiyye değil, tenzihiyye ifade etmektedir. Çünkü Ebû Hu-reyre'den rivayet edilen
"Hz. Peygamber, Hz. Ömer'in bir cenaze merasiminde ağlayan bir kadını azarladığını

r3721

görünce -onu bırak ya Ömer! Çünkü göz yaş dökücüdür- buyurmuştur."
mealindeki hadis-i şerif buna delalet etmektedir.

Dâvûdî'ye göre, metinde geçen "Cenazenin arkasından gitmekten nehyolunduk" sözü,
kadınların cenazeyi uğurlamak için arkasından gitmelerinin haram olduğunu ifade
eder. Çünkü nehyde aslolan tahrimdir. Buradaki nehyin hükmünü haramhktan çıkarıp
kerahat-i tenzihiyyeye hamlettirecek bir karine yoktur.

Metinde geçen "üzerimize -kesin bir şekilde- haram kılınmadı." cümlesi ise; "ta'ziye
için ölünün yakınlarına gitmemiz bize haram kılınmadı." anlamında kullanılmıştır.
Davûdî'nin bu sözü 3123 numaralı hadis-i şerife uygun olmakla beraber, mevzumuzu
teşkil eden hadis-i şerifin zahirine aykırıdır.

Hadisin zahirinden, kadınların cenazeyi takib etmelerinin mekruh olduğu
anlaşılmaktadır. Bu mevzuda Şafıîlerin görüşü de budur. İbnü'l-Münzir'den; İbn
Mes'ud ile İbn Ömer, Ebû Ümame, Hz. Aişe, Mesruk, Hasan-ı Basri, En-Nehâî, Evzâî,
İmam Ahmed, İshak ve es-Sevri'nin de bu görüşte oldukları rivayet edilmiştir.
İbn Hazm ile Ebu'd-Derda, Zührî ve Rabia ise, ka dmlarm cenazeyi takibetmelerinin
caiz olduğunu söylemişlerdir.

Malikilere göre, erkeklerin şehvet duymayacakları derecede yaşlı bir kadınla, babasını
veya annesini, kocasını, oğlunu veyahut kardeşini kaybedip te fitneye sebep
olmasından korkulmayan genç bir kadının cenazeyi ta'ki-betmesinde bir sakınca
yoktur. Fakat fitneye sebep olmasından korkulan genç kadınların cenazeyi
takibetmeleri ise mutlak surette haramdır.

Hanefilere göre, kadınların cenazeyi takibetmeleri keraheti tahrimiyye ile mekruhtur.
Çünkü bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz, cenazeyi ta-kibeden kadınlara hitaben

f3731

"sevab kazanarak değil, günaha girmiş olarak dönün" buyurmuştur.
Hanefi âlimlerinden İbn Abidin, Hanefi mezhebinin görüşüne delil olarak İbn
Mâce'nin bu hadisini zikrettikten sonra şöyle diyor: Bu hadisi İbn Mâce zayıf bir
senetle rivayet etmiştir. Lakin zamanın değişmesiyle meydana gelen yeniliğin manâsı,
bunu te'yid etmektedir. Bu yeniliğe Hz. Aişe şu sözleriyle işaret etmiştir. "Rasülullah
(s. a) kendisinden sonra kadınların ne modalar çıkardıklarını görse idi, Beni İsrail'in
kadınları menedildiği gibi mutlaka onları menederdi." Bu onun zamanındaki kadınlar
hakkında söylenmiştir. Ya zamanımızın kadınlarına ne demeli? Sahihayn'da Ümmü
Atıy-ye'den rivayet olunan "Biz cenazelerin peşinden gitmekten men olunduk, ama
kati olarak bize yasak edilmedi." Yani "Bu nehy tenzih içindir" hadisine gelince, bu
hadis o zamana mahsus olması gerekir. O zaman kadınları mescid ve bayramlara

[374]

çıkmaları mubah idi."



İmam Nevevî de cumhur ulemanın kadınları cenazenin peşinden gitmeyi
menettiklerini, Kâdî Iyaz'dan nakletmiştir.

Netice olarak şunu söyleyebiliriz ki: Kadınların cenazenin peşinden gidip
gitmeyecekleriyle ilgili ihtilaf, örtünmeye dikkat edip, süslenmeksizin ve ağlayıp
sızlamaksizm cenazeyi takibeden Hz. Peygamber devrindeki kadınlar hakkındadır. Bu
hususlara dikkat etmeyen kadınların cenazenin peşinden gitmelerinin haram

[375]

olduğunda ittifak vardır.

40-41. Cenaze Namazı (Kılma)Nın (Ve Uğurlamanın) Fazileti