بَابٌ فِي كَفَنِ الْمَرْأَةِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي كَفَنِ الْمَرْأَةِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2794 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ ، حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ ، حَدَّثَنَا أَبِي ، عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ ، حَدَّثَنِي نُوحُ بْنُ حَكِيمٍ الثَّقَفِيُّ - وَكَانَ قَارِئًا لِلْقُرْآنِ - عَنْ رَجُلٍ مِنْ بَنِي عُرْوَةَ بْنِ مَسْعُودٍ ، يُقَالُ لَهُ : دَاوُدُ ، قَدْ وَلَّدَتْهُ أُمُّ حَبِيبَةَ بِنْتُ أَبِي سُفْيَانَ زَوْجُ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : أَنَّ لَيْلَى بِنْتَ قَانِفٍ الثَّقَفِيَّةَ ، قَالَتْ : كُنْتُ فِيمَنْ غَسَّلَ أُمَّ كُلْثُومٍ بِنْتَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عِنْدَ وَفَاتِهَا ، فَكَانَ أَوَّلُ مَا أَعْطَانَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الْحِقَاءَ ، ثُمَّ الدِّرْعَ ، ثُمَّ الْخِمَارَ ، ثُمَّ الْمِلْحَفَةَ ، ثُمَّ أُدْرِجَتْ بَعْدُ فِي الثَّوْبِ الْآخَرِ ، قَالَتْ : وَرَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ جَالِسٌ عِنْدَ الْبَابِ مَعَهُ كَفَنُهَا يُنَاوِلُنَاهَا ثَوْبًا ثَوْبًا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) sacrificed two horned rams which were white with black markings, slaughtered, and uttered: Allah is Most Great. and mentioned Allah's name and placed his foot on their sides.

(3157) Leyla Kanif es-Sekafı dedi ki: "Rasûlüllah (s.a)'in kızı Ümmü Gülsüm vefat
ettiği zaman, onu yıkayan kadının yanında ben de vardım. Rasûlüllah (s.a)'m bize
verdiği ilk (kefenlik) peştemal, sonra gömlek, sonra başörtüsü sonra dâ çarşaf oldu.
(Hz. Ümmü Gülsüm) Bu elbiselerden sonra başka bir elbisenin içine daha sarıldı. (Biz
Hz.. Ümmü Gülsüm'ü yıkarken) Rasûlüllah (s.a) yanında (Hz. Ümmü Gülsüm'ün)
kefeni olduğu halde, kapının yanında oturuyordu. Ve onları bize parça parça
13401

veriyordu.



Açıklama



1. Her ne kadar burada Hz. Peygamberin vefat ettiğinden bahsedilen kızının Ümmü
Gülsüm olduğu anlatılıyorsa da 3142 nolu hadisin şerhinde açıkladığımız gibi, Hz.
Peygamberin burada söz konusu edilen kızı Hz. Ümmü Gülsüm değil, Hz. Zeynep'tir.
Bu hadis-i şerif kadının kefenini izar, gömlek, baş örtüsü, milhafe ve düre ta'bir edilen
iki sargıdan ibaret olmak üzere, beş kat halinde hazırlamanın müstehab olduğuna
delalet etmektedir. Nitekim Hanbeliler ile Şafiîler bu görüştedirler. Bilindiği gibi
sargıların tüm vücudu örtecek büyüklükte olması gerekir.

2. Mâlikilere göre ise, kadın için müstehab olan kefen izar, gömlek, başörtüsü ve dört
sargı olmak üzere yedi parçadan meydana gelmir.

Maliki ulemasına göre, hadis-i şerifte geçen kefenle ilgili sayılar kayıtlayıcı ve
sınırlandırıcı bir manâ ifade etmemekte, sadece kadının kefeni meselesinde adet
bakımından bir genişlik bulunduğunu ve dolayısıyla hadiste sayılan kefenlerden daha
fazla kefen kullanmanın caiz olduğunu ifade etmektedir.

3. Hanefıiere göre kadın için sünnet olan kefen yensiz, yakasız, dikişsiz bir gömlek,
tepeden tırnağa bütün cesedi saran bir izar (don). İzardan daha uzun olan alt ve üst
kısımlarından bağlanan bir sargı, baş örtüsü ve göğüs örtüsü olmak üzere beş parçadan
meydana gelir. Bu suretle Hanefi alimleri mevzumuzu teşkil eden hadise uygun olarak
kadının sünnet olan kefenini beş adet olarak belirlemişlerdir. Ancak iki lifâfenin
birinin başa diğerinin de göğüse ait olduğunu söylemişlerdir.

Bu meseleyi şu şekilde özetleyebiliriz:

1. Cenazeyi kefenlemek meşrudur.

2. Bütün bedeni örten bir kefenden fazla kefen kullanmanın cazi olduğunda ittifak
olduğu gibi, birden fazla kefen kullanmanın vacib olduğunu iddia eden bir ilim adamı
da yoktur.

3. Kadınlar için müstehab olan kefen sayısının beş veya yedi, erkekler için de üç veya
beş adet olabileceğine dâir görüşler vardır.

imam Nevevî'ye göre, ölünün kefeni kendi malından temin edilir. Eğer kendi malı
yoksa, nafakası kimin üzerine düşüyorsa kefen o kimsenin malından temin edilir. Eğer
o kimsenin de malı yoksa, hazineden temin edilir. Hazinede de yeterli mal yoksa, bu
kefeni temin etmek bütün müslamanlara farz olur. Bu durumda devlet başkanı bu
masrafı müslümanlarm zenginlerine dağıtarak onlardan te'min eder.
Ancak Hanefi imamlarından Ebû Yusuf (r.a) kadının malı olsa bile onun kefeninin

[34U

kocasının malından te'min edileceğini söylemiştir.
32-33. Ölüye Misk Sürmek