بَابٌ فِي الْكَفَنِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي الْكَفَنِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2786 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ ، أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ ، عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ ، أَنَّهُ سَمِعَ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ ، يُحَدِّثُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ خَطَبَ يَوْمًا ، فَذَكَرَ رَجُلًا مِنْ أَصْحَابِهِ قُبِضَ فَكُفِّنَ فِي كَفَنٍ غَيْرِ طَائِلٍ ، وَقُبِرَ لَيْلًا ، فَزَجَرَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ يُقْبَرَ الرَّجُلُ بِاللَّيْلِ ، حَتَّى يُصَلَّى عَلَيْهِ إِلَّا أَنْ يَضْطَرَّ إِنْسَانٌ إِلَى ذَلِكَ ، وَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِذَا كَفَّنَ أَحَدُكُمْ أَخَاهُ فَلْيُحْسِنْ كَفَنَهُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

A man of ad-Dabab, said: When the Prophet (ﷺ) became free from the people of Badr I brought to him a colt of my mare called al-Qarha' I said: Muhammad, I have brought a colt of a al-Qarha' , so that you may take it. He said: I have no need of it. If you wish that I give you a select coat of mail from (the spoils of) Badr, I shall do it. I said: I cannot give you today a colt in exchange. He said: Then I have no need of it.

(3148) Cabir b. Abdullah (in) haber verdiği (ğine göre) bir gün Peygamber (s.a.) hutbe
okumuş, (ve bu hutbesinde) ashabmdan'bir adamın vefat ederek yetersiz bir kefene
sarıldığını, geceleyin kabre konulduğunu anlatmış ve bir kimsenin namazı kılınmadan
geceleyin kabre konmasını yasaklamış, ancak insanın buna mecbur kalmasını müstes-
na kılmış ve: "Biriniz (din) kardeşini kefenlediği zaman, kefenini güzel yapsın"
[3061

buyurmuştur.
Açıklama

Bu hadisi şerifte yasaklanmak istenen, namazı kılınmış olan bir ölünün geceleyin
defnedilmesidir. Namaz kılınmayan bir Ölünün ise geceleyin gömülmesinin yasak
olduğu gibi, gündüzün defnedilmesinin de yasak olduğu bilinen bir gerçektir.
Binaenaleyh, bu hadis-i şeriften "namazı kılınmayan bir ölünün geceleyin kabre
konulmasının yasak olup da gündüzün defnedilmesinin caiz olduğu" manâsını
çıkarmak doğru değildir.

Merhum Ahmed Davudoğlu, bu hadis-i şerifi açıklarken şu görüşlere yer vermiştir:
"Geceleyin cenaze defnedilmesinin nehiy Duyurulması, bazılarına göre: Geceleyin onu
teşyî'e ve namazını kılmaya pek az kimseler gelebileceği içindir. Gündüzün
defnedilîrse, bittabi cemaat kalabalık olur. Ulemâdan bazıları, ashab-ı kiram işe
yarayacak kefenlik bulamadıkları için cenazelerini geceleyin defnedebildiklerini
söylemişlerdir. Zira karanlık olduğu için geceleyin kefenin iyisi kötüsü seçilemez.
Hadis-i şerifin evvel ile ahiri bu kavli te'yid etmektedir. Onun için Kadî İyaz: "Her iki



illet sahihtir. Zahire bakılırsa, Peygamber (s. a) bunların ikisini de kastetmiştir.
Nitekim âlimlerden bunu söyleyenler vardır." diyor. Kadî Iyaz'm iki Ulet'den muradı:
Geceleyin cenazeye iştirak edenlerin azlığı ile, işe yarayacak kefenlik
bulunamamasıdır.

Rasûlullah (s.a)'in mecburiyet halini istisna etmesi, zaruret halinde geceleyin cenaze
defninde beis olmadığım gösterir. Bu mes'ele âlimler arasında itilaflıdır.
Hasan-ı Basrî bu hadise istidlal ederek geceleyin cenaze defnini mekruh görmüştür.
Yalnız zaruret hali müstesnadır.

Cumhur ulema'ya göre: Geceleyin cenaze defni mekruh değildir. Delilleri Hz. Ebû
Bekir ile Selef*den bir cemaatın geceleyin defnedilmeleri ve buna kimsenin itiraz
etmemesidir. Delilleri de: Mescid-i Mebevi'yi süpürüp temizleyen zatın geceleyin
defnedildiğini bildiren hadistir. Mezkûr hadiste Rasûlullah (s.a)'in o zatı sorduğu,
ashab-ı kiramın: "O geceleyin vefat etti de, biz de geceleyin defnettik." cevabını
verdikleri, bunun üzerine: "Bana da haber etsey diniz ya...!" buyurduğu; ashabın
karanlıktan dolayı haber veremedikleri için, özür beyan ettikleri bildiriliyor.
Rasûlullah (s. a), ashâb'a bir şey dememiş, yaptıklarına itirazda bulunmamıştır. Şayet
geceleyin cenaze defni mekruh olsaydı bunu beyan ederdi.

Cumhur, mevzubahis hadis için: "Bu hadisdeki neyh, sırf geceleyin cenaze defnetmek
için değil, cenaze namazı kılmmadığı içindir. Yani geceleyin cenaze defnini ya namazı
kılmmadığı için, yahut namaz kılanların adedi az olacağı veya kefen hususuna
ihtimam gösterilemeyeceğindendir. Bunların hepsinden dolayı nehy buyurmuş olması
da ihtimal dahilindendir.

Kerahet vakitlerine gelince: Güneş doğarken, zevalde iken ve batarken cenaze namazı

kılmak ve cenaze defnetmek alimler arasında ihtilaflı bir mes'eledir.

Hanefilerle, Leys'e göreKerahet vakitlerinde cenaze namazı kılmak ve cenazeyi

defnetmek mekruhdur. Şafiî'lere göre; mekruh değildir. Meğer ki hiç bir sebep yokken

bu işi bile bile kerahet vaktine bırakmış ola. O takdirde mekruh işlemiş olur.

tmam Mâlik'ten rivayet olunduğuna göre, kerahet vakitlerinde cenaze namazı

kılınamaz. Ancak bir zaruret karşısında kılmabilir.

Alimlerin beyanına göre: Kefen mes'elesine ihtimam göstermek ve kefeni güzel
yapmaktan murad: "Kefenin en nefis ve pahalı kumaştan yapılması" değil, temizliği,
kesafeti ve vücudu örtmesidir. Zira pahalı kumaştan kefenlik yapmak israftır. Bütün
işlerin en hayırlısı, ortası olduğuna göre, kefenliği de orta kumaştan seçmek, en doğru
bir harekettir. Bir kimsenin sağlığında giydiği elbisesi, hangi nevi kumaştan ise,
kefenliği de o nev'iden olmalıdır. Çok pahalıya malolmak veya pek ucuza indirmek
r3071

doğru değildir.

Menhel yazarı, hadis-i şerifte geçen kefenle ilgili açıklamaları şu ifadelerle Özetliyor.
Kefenler, kumaşların en temizinden, beyazından seçilmeli, cenazeyi örtmeye yetecek
miktarda ve hayatta iken, giyilmesi mubah olan cinsten olmalıdır. Buna göre pamuk,
yün, keten kıl gibi derilerin kullanılması mubah maddelerden yapılan kumaşlardan
kefen biçmek caizse de, erkekler için kullanılması haram olan ipek kumaştan kefen
yapmak caiz değildir. Kadınlar için ipekten kefen yapmanın mekruh olduğunu
söyleyenler olduğu gibi, haram olduğunu söyleyenler de vardır. İpekten kefen
yapmanın pahalıya mal olduğu ve dolayısıyla israfa kaçtığı düşünülürse, kadına ipek
kumaştan kefen yapmanın haram olduğu görüşünün daha isabetli olduğu anlaşılır.
İmam Nevevî, kefenin kalite ölçülerinin tesbitinde ölünün sağlığmdaki halinin esas



alınmasını, zengin bir kimsenin kefeninin üstün kaliteli kumaşlardan, orta halli bir
kimsenin kefeninin orta kalitedeki kumaşlardan, fakir kimselerin kefenlerinin de mali

[3081

durumlarıyla mütenasib kumaşlardan hazırlanmasını söylemiştir.
Bazı Hükümler

1. Zaruret olmadıkça ölüyü geceleyin defnetmek mekruhtur.

2. Cenaze namazımda cemaatin çok olması iyidir.

3. Kefenin evsafını haiz kumaşlardan ve yeteri kadar uzunluk ve genişlikte olması

r3091

müstehabdır.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2787 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ ، حَدَّثَنَا الْأَوْزَاعِيُّ ، حَدَّثَنَا الزُّهْرِيُّ ، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ ، عَنْ عَائِشَةَ ، قَالَتْ : أُدْرِجَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي ثَوْبٍ حِبَرَةٍ ثُمَّ أُخِّرَ عَنْهُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

To proceed, the Messenger of Allah (ﷺ) said: Anyone who associates with a polytheist and lives with him is like him.

(3149) Aişe'den demiştir ki:

Peygamber (s. a) (vefat edince cesedi) Hibera (denilen bir yemen) kumaşıyla örtüldü,

£3101

sonra (o kumaş) vücudundan soyulup çıkarıldı.
Açıklama

Hibera; Ketenden ya da pamuktan mamul, çizgili bir yemen kumaşıdır.

Hz. Peygamber, vefat edince vücudunun gözlerden korunması için üzeri "Hibera"

denilen kumaşla örtülmüştür.

Müslim'in Hz. Aişe'den rivayet ettiği bir hadis-i şerifte: "Bu kumaşın Abdullah b. Ebû
Bekir'e ait olduğu, sonra bu kumaşın, Hz. Peygamber'in mübarek vücudundan
kaldırılarak cesedinin üç adet pamuklu yemen kumaşı içerisine konduğu ve bunlar
arasında gömlek, sarık bulunmadığı, sonra Abdullah'ın bu (hibera denilen) kumaşı
kendisine kefen yapmak üzere aldığı, fakat bu fikrinden vazgeçerek onu tasadduk

EMU

ettiği" ifade edilmektedir.

Hz. Peygamber'in üzerine örtülen ve Hibera denilen kumaşın, sonradan üzerinden
kaldırılmasının hikmeti bu kumaşın O'na kefen olmaya müsait olmayışıdır.
Hanefî âlimlerinden Bedruddin el-Aynî'ye göre, bu kumaş Hz. Peygamber yıkandıktan
sonra vücudunu kurutmak için örtülmüştü. Rasûlü Ekrem'in mübarek vücudu,
kuruduktan sonra kaldırıldı ve üç beyaz kumaştan meydana gelen kefenine kondu. Bu

13121

hadisin bir kısmı 3120 numaralı ha di s-i şerifte geçmişti.
Bazı Hükümler

1. Ölüyü yıkamaya götürürken üzerini örtmek meşrudur.

2. Ölünün vücuduna örtülen kumaşın bir ucu ölünün başının altına diğer ucu
ayaklarının altına gelecek şekilde örtülmesinde titizlik gösterilmelidir.

3. Cesedin kokmasına meydan vermemek için ölür ölmez üzerindeki elbiseler

1313]

çıkarılmalı ve arkasından da üzeri bir kumaşla güzelce örtülmelidir.



: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2788 حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ الصَّبَّاحِ الْبَزَّازُ ، حَدَّثَنَا إِسْمَعيِلُ يَعْنِي ابْنَ عَبْدِ الْكَرِيمِ ، حَدَّثَنِي إِبْرَاهِيمُ بْنُ عَقِيلِ بْنِ مَعْقِلٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ وَهْبٍ يَعْنِي ابْنَ مُنَبِّهٍ ، عَنْ جَابِرٍ ، قَالَ : سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ : إِذَا تُوُفِّيَ أَحَدُكُمْ فَوَجَدَ شَيْئًا فَلْيُكَفَّنْ فِي ثَوْبٍ حِبَرَةٍ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

We were staying with the Messenger of Allah (ﷺ) at Arafat; he said: O people, every family must offer a sacrifice and an atirah. Do you know what the atirah is? It is what you call the Rajab sacrifice.

Abu Dawud said: 'Atirah has been abrogated, and this tradition is an abrogated one.

(3150) Cabir'den demiştir ki: Rasûlullah (s.a):

"Sizden birisi vefat ettiği zaman (ailesi sadece az bir malî) imkâna sahib olursa onu bir

13141

hibera kumaşıyla kefenleyiversin."
Açıklama

Bu hadis-i şerif, ölünün ailesinin fakir olup da onu sünnet veçhile kefenlemeye güç
yetirememesi halinde, kefen olma vasfını haiz tek bir kumaş içine sarıp
defnetmesinin caiz olduğunu ifade etmektedir. Bilindiği gibi buna zaruret kefeni denir.
Bu bakımdan kefenlemede tek bir kumaşla yetinme yoluna ancak zaruret halinde
gidilir. Merhum fbn Abidin'in de ifade buyurduğu gibi, "zaruretler kendi
mikdarlarmca takdir olunduklarından, zarurete düşen kimse ne kadar kumaş

13151 '

bulabilirse o kadarını kefen yapmakla yetinir." Zaruret hali dışında erkekler ve
kadınlar için kullanılacak kefenlerin miktarları, adetleri ve özellikleri aşağıdaki hadis-i

[3161

şeriflerin şerhlerinde tekrar ele alınacaktır.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2789 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ ، عَنْ هِشَامٍ ، قَالَ : أَخْبَرَنِي أَبِي ، أَخْبَرَتْنِي عَائِشَةُ ، قَالَتْ : كُفِّنَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي ثَلَاثَةِ أَثْوَابٍ يَمَانِيَةٍ بِيضٍ ، لَيْسَ فِيهَا قَمِيصٌ وَلَا عِمَامَةٌ ، حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ ، حَدَّثَنَا حَفْصٌ ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ عَائِشَةَ ، مِثْلَهُ زَادَ : مِنْ كُرْسُفٍ ، قَالَ : فَذُكِرَ لِعَائِشَةَ قَوْلُهُمْ : فِي ثَوْبَيْنِ وَبُرْدٍ حِبَرَةٍ ، فَقَالَتْ : قَدْ أُتِيَ بِالْبُرْدِ ، وَلَكِنَّهُمْ رَدُّوهُ وَلَمْ يُكَفِّنُوهُ فِيهِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) said: I have been commanded to celebrate festival ('Id) on the day of sacrifice, which Allah, Most High, has appointed for this community. A man said: If I do not find except a she-goat or a she-camel borrowed for milk or other benefits, should I sacrifice it? He said: No, but you should clip your hair , and nails, trim your moustaches, and shave your pubes. This is all your sacrifice in the eyes of Allah, Most High.

(3151) Aişe (r.a) dedi ki: Rasûlullah (s.a) üç (adet) beyaz Yemen kumaşı İle

[3171

kefenlendi. Bunların arasında gömlek ve sarık yoktu.
Açıklama

Hz. Fahr-i âlem sağlığında beyaz elbise giymeyi ve kefenleri beyaz kumaşlardan
yapmayı tavsiye ettiği için, ashab-ı kiram kendisini beyaz bir kefen içine
koymuşlardır. Rasûlü Zîşan Efendimizin beyaz elbise ve beyaz kefenlerin fazileti
hakkındaki hadislerinden biri, şu mealdedir: "Beyaz elbise giyiniz. Çünkü beyaz elbise
giysilerinizin en yarar-lılarmdandir. Ölülerinizi de beyaz kumaşlarla
[3181

kefenleyiniz"

1. Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerif "erkekler için sünnet olan kefen, (ihramlı
iken ölen kimse hariç) ölünün tüm vücudunu kaplayan üç sargıdan oluşur. Efdal olan
bunlar arasında gömlek ve sarığın bulunmamasıdır. Fakat bunların arasında gömlek ve
sarık bulunmasında da bir kerahet yoktur. Çünkü Hz. Peygamber, kefen olarak

[3191

kullanılması için kendi gömleğini Abdullah b. Übeyy b. Selul'a vermiştir. diyen
Şafıîlerin delilidir. Üç adet kumaştan meydana gelen kefene, bir gömlek ile bir sarık
ilave etmekte kerahet olmadığını söyleyen Şafıîlerin bu konudaki dayandıkları
delillerinden biri de Beyhakî'nin rivayet ettiği şu mealdeki hadis-i şeriftir: "İbn Ömer
aile fertlerini beş parça kumaşla kefenleyerek defnederdi." Binaenaleyh insanın
sağlığında giydiği yeterli elbise sayısı iki don, iki gömlek, aba ve sarıktan ibaret olmak
üzere beş parçadan ibaret olduğundan, beş parçadan fazla sayıda kefen hazırlamak
israf ve dolayısıyla haram olur.

2. Han beliler ise bu hadisin zahirine sarılarak "erkeğin sünnet olan kefeni üç sargıdan
ibarettir ve buna bir adet daha kefen ilave etmek mekruhtur" derler. Onlara göre



ölünün bir gömlek, bir eteklik, bir de sargı ile kefenlenerek defnedilmesi de kerahetsiz
olarak caizdir. Çünkü Peygamber Efendimiz Abdullah b. Übeyy b. Selul'u kendi

[320]

gömleğiyle kefenleyerek defnetmiştir.

3. Mâlikîlere göre, mendup olan kefen bir gömlek iki sargı bir peşte-mal, bir de yüze
doğru sarkan bir zira uzunluğunda ucu bulunan bir sarıktan ibarettir.

Ölünün kefenleri arasında bîr de gömlek bulunmasının sünnetten olduğunu söyleyen
Malikiler ve onlar gibi düşünen diğer fıkıh âlimleri, metinde geçen "Bunların arasında
gömlek ve sarık yoktu" cümlesine "Bunlar arasında gömlek ile sarık, asıl kefen olarak
değil, asıl kefene ilave olarak bulunuyorlardı." manâsım vermişlerdir. Ancak Hafız
Irakî hadisin zahirine aykırı olduğu gerekçesiyle bu tevili reddetmiştir.

4. Hanefflere göre sünnet olan kefen bir İzar bir sargı ve iki omuzdan ayaklara kadar
uzanan bir gömlekten ibarettir. Bu mevzuda tbn Abidin şunları kaydetmiştir: "Erkeğin
kefeni için sünnet, izar, gömlek ve sargıdır. Esah olan kavle göre, ölüye sarık sarmak
mekruhtur. Müteahhirin âlimler eşraf ile âlimlere sarık sarılmasını iyi görmüşlerdir.
Bu Üç parçadan ziyade yapmakta bir beis yoktur. Kuhistanî ise, ölüye sarık sarmanın
müstehab olduğunu söylemiştir."

tzar: Tepeden tırnağa cesedi saran parçadır.

Gömlek: Boğazdan ayaklara kadar yakasız ve kolsuz giydirilen bir elbisedir.
Sargı: Cenazeyi sarmak için kullanılan izardan daha uzun parçadır. Üst ve alt

[3211

kısımlarından bağlanır.

Her ne kadar mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifte, erkeğin sünnet kefenleri
içerisinde bir de gömlek olduğunu söyleyen Hanefıler için bir mesned yoksa da,
Hanefılerin bu meseledeki delilini "Rasûlullah (s. a) vefat ederken üzerinde bulunan
gömlekle kefenlendi" mealindeki 3153 numaralı hadis-i şerifle İbn Adiyy*in el-Kâmil
isimli eserindeki Cabir b. Semure*den rivayet ettiği aynı mealdeki hadisi şerif teşkil
f3221

etmektedir.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2790 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ ، وَعُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ قَالَا : حَدَّثَنَا ابْنُ إِدْرِيسَ ، عَنْ يَزِيدَ يَعْنِي ابْنَ أَبِي زِيَادٍ ، عَنْ مِقْسَمٍ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ : كُفِّنَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي ثَلَاثَةِ أَثْوَابٍ نَجْرَانِيَّةٍ : الْحُلَّةُ ثَوْبَانِ ، وَقَمِيصُهُ الَّذِي مَاتَ فِيهِ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : قَالَ عُثْمَانُ : فِي ثَلَاثَةِ أَثْوَابٍ : حُلَّةٍ حَمْرَاءَ ، وَقَمِيصِهِ الَّذِي مَاتَ فِيهِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

I saw Ali sacrificing two rams; so I asked him: What is this? He replied. The Messenger of Allah (ﷺ) enjoined upon me to sacrifice on his behalf, so that is what I am doing.

(3153) İbn Abbas'dan demiştir ki: "Rasûluilah (s. a) (birisi) iki kumaştan ibaret olan bir
elbise ve (diğeri de) içerisinde vefat ettiği gömleği (olmak üzere) üç Necran kumaşıyla
kefenlendi."

Ebû Dâvûd der ki: (Bu hadisin râviierinden) Osman (b. EbtŞey-be, Rasûlullah (s. a) 'in
birisi) kırmızı bir elbise ve (diğeri de) içerisinde vefat ettiği gömleği olmak üzere üç



[324]

kumaş içerisinde (vefat ettiğini) rivayet etti.



Açıklama

Rasûlü Zişan Efendimizin kefenini teşkil eden kumaşların sayısı ve özellikleri
hakkında çeşitli hadisler rivayet edilmiştir. Ancak bu rivayetler arasındaki farklar,
sadece kelimelere aittir. Netice itibariyle bu rivayetler arasında esaslı bir fark yoktur.
Mesela 3152 numaralı hadis-i şerifte Rasûli Ekremin biri Yemen kumaşı olmak üzere
üç kumaşla kef«ilendiğinden bahsedilirken 3153 numaralı hadis-i şerifte üç Necran
kumaşı içerisinde kefenlendiğini ifade edilmekte, 3149 numaralı hadis ile 3150
numaralı hadislerde ise, sadece bir Yemen kumaşıyla kefenlendiği kaydedilmektedir.
Bu farklı rivayetler hakkında imam. Tirmizî "Peygamber (s.a)'in kefeni hakkında
muhtelif rivayetler gelmiş ve Hz. Ai-şe'nin rivayet ettiği hadis bu mevzuda rivayet

' £325]

edilen hadislerin en sahihidir." diyerek yukarıda mealini sunduğumuz 3151
numaralı hadisin bu mevzu-daki hadislerin en sahihi olduğunu açıklamıştır.
Bütün bu açıklamaları ve 3152 numaralı hadis-i şerifteki açıklamayı göz önünde
bulundurursak "Rasûlü Zîşan Efendimizin ketenden mamul üç parça Yemen
kumaşıyla kefenlenmiş olduğunu" söyleyebiliriz. Fahr-i Kainat Efendimizin vefatı
esnasında üzerinde bulunan gömlekle kefenlendiğini ifade eden ve ölünün kefenleri
arasında bir de gömlek bulunmasının müstehab olduğunu söyleyen bazı Hanefılerle,
Malikilerin ve zeyd b. Ali ile el-Müeyyed bil-lah'm delilini teşkil eden 1353 numaralı
hadis aksi görüşte olanlarca zayıftır. Çünkü sözü geçen hadisin senedinde Yezid b. Ebî
Ziyad vardır. Bu.ravi hadis ulemasmca tenkid edilmiştir. Ayrıca Hz. Peygamber'in
vefatı esnasında giymekte olduğu gömleğe sarılarak yıkanıp defnedildiğini
kabuletmek çok zordur. İki kumaştan meydana gelmiş bir elbise içerisinde
kefenlendiği ifadesi ise son derece yanlıştır. Nitekim şu hadis-i şerif bu yanlışı açıkça
ortaya koymaktadır. "Rasûlullah (s.a) Sehuliyye denilen pamuklu üç parça beyaz
Yemen bezi içine kefenlendi. Bunların içinde sarık yoktu. Hülleye gelince; bunun
Rasûullah (s.a.)'e kefen yapmak için satın alınıp alınmadığında halk şüpheye
düştüğünden hülle (elbise) terk olundu ve Rasûlullah (s.a) beyaz pamuklu üç sehuliyye
bezi içine kefenlendi. Hülleyi Abdullah b. Ebû Bekir aldı ve:
"Ben bu huüeyi kendime kefen yapmak için muhafaza edeceğim." dedi. Sonradan:
"Buna aziz ve celil olan Allah Peygamberi için razı olsaydı, O'na kefen yapardı."

£3261

diyerek hülleyi sattı; parasını da tasadduk etti."

Nitekim İmam Nevevî de Hz. Peygamberdin iki kumaştan oluşan bir hülle (elbise)
içerisinde kefenlendiğini ifade eden 3513 nolu hadisin zayıf olduğunu, çünkü
senedinde Yezid b. Ebî Ziyad bulunduğunu, dolayısıyla bu hadisin delil olma

T3271

niteliğinden mahrum olduğunu söylemiştir.

30-31. Haddinden Fazla Pahalı Kefen Kullanmak Mekruhtur