بَابُ صَنْعَةِ الطَّعَامِ لِأَهْلِ الْمَيِّتِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ صَنْعَةِ الطَّعَامِ لِأَهْلِ الْمَيِّتِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2774 حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ ، حَدَّثَنِي جَعْفَرُ بْنُ خَالِدٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ جَعْفَرٍ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اصْنَعُوا لِآلِ جَعْفَرٍ طَعَامًا ، فَإِنَّهُ قَدْ أَتَاهُمْ أَمْرٌ شَغَلَهُمْ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

When anything came to the Prophet (ﷺ) which caused pleasure (or, by which he was made glad), he prostrated himself in gratitude to Allah.

(3132) Abdullah b. Cafer'den demiştir ki: Rasûlullah (s.a):

"Caferin (ev) halkına yemek hazırlayınız. Çünkü onlar (in ba-şm)a kendilerini meşgul

[2551

eden bir iş gelmiştir." Buyurdu.
Açıklama

Hz. Peygamber bu sözü hicretin sekizinci senesinde vukua gelen Muta muharebesinde,
Hz. Cafer'in şehid olduğu haberini aldığı zaman söylemiştir. Bilindiği gibi, sözü geçen
savaşta Hz. Cafer'le birlikte Hz. Abdullah b. Revaha ile Zeyd b. Harise de şehid
olmuşlardı. Bir kimse vefat ettiği zaman, o kimsenin ev halkı beşeriyetleri icabı son
derece üzgün ve zihinleri meşgul olacağından, kendileri için yemek hazırlamayı
düşünemedikleri gibi, açlıklarını bile fark edemezler. Bu bakımdan fahr-i kâinat
Efendimiz, ölen kimsenin komşularına ve yakınlarına ölünün aile efradı için yemek
hazırlamalarını emretmiştir.

1. Hanefilere göre; İbnü'l-Hümam Fethü'l-Kadir isimli eserinde, ölünün ev halkı için,
komşularının ve yakınlarının onlara geceli gündüzlü yetecek kadar, bir günlük yemek
hazırlamalarının müstehab olduğunu söylemiştir. Hattâbî'nin açıklamasına göre, imam
Şafiî de bu görüştedir. Fakat ölünün aile efradı tarafından halka ziyafet verilmesi
mekruhtur. Çünkü, ziyafetler sevinç ve neşe günleri için meşru kılınmıştır. Böylesi
matem günlerinde ziyafet vermek, ziyafetin gayesine aykırıdır ve bid'attır. Nitekim bir
hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor: "Biz ölünün ailesi yanında toplanmayı ve onların
yemek hazırlamasını onun üzerine feryadü figan ederek ağlamaya denk (bir günah)

[256]

sacdık."

2. Malikilere göre, ölünün ev halkına yemek ikram etmek menduptur. Çünkü onlar
yemek hazırlayamazlar. Fakat ölünün ailesi, feryadü figan ederek ağlamakla meşgul
iseler, onlara yemek ikram etmek haramdır.

3. HanbeUIere göre, üç günlük taziye müddeti içerisinde, ölünün ev halkına yemek
göndermek sünnettir. Fakat ev halkının yanında taziye için toplanan kimselere yemek
göndermek mekruh olur. Çünkü orada toplanmak mekruh olduğundan onlara yemek
göndermek mekruha yardımcı olmak anlamına gelir. İmam Ahmed (r.a) taziye için ölü
evinde toplanmanın cahiliyye adeti olduğunu söyleyerek bu toplantıya şiddetle karşı
çıkmıştır.

4. Şâfıîlere göre; ölünün komşularının, ölünün aile efradına bir gün ve bir gece
yetecek kadar yemek hazırlayıp bunu yemeleri için onlara ısrarda bulunmalarının
müstehab olduğunu, fakat öiü için feryad eden ev halkına yemek hazırlamanın ise
haram olduğunu söylemişlerdir. Çünkü onlara yemek ikram etmek günaha yardımcı
olmak demektir. Ayrıca ölünün ev halkının yemek yapıp halkı davet etmeleri de
mekruhtur. Bu husustaki delilleri biraz önce tercümesini sunduğumuz İbn Mace'nin
rivayet ettiği hadis-i şeriftir, eş- Şeyh Zekeriyya el-Ensari'ye göre, bu hadis-i şerif



taziye için ölü evinde toplanan kimselere, ölünün ev halkının yemek ikram etmesinin,
kerahet ve bid'a-tin de ötesinde haram olduğuna delalet etmektedir. Fakat uzaktan
gelip de geceyi ölü evinde geçirmek mecburiyetinde kalan kimselere, ölünün ev halkı
tarafından yemek hazırlaması varisler arasında yetim bulunmaması şartıyla caizdir.
Varisler arasında yetim bulunması halinde, ziyaretçilere yemek İkram etmek, köy ya

[2571

da mahalle halkına düşer.
26-27. Şehid(ler) Yıkanır (Mı?)