بَابُ الْقِرَاءَةِ عِنْدَ الْمَيِّتِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ الْقِرَاءَةِ عِنْدَ الْمَيِّتِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2763 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلَاءِ ، وَمُحَمَّدُ بْنُ مَكِّيٍّ الْمَرْوَزِيُّ الْمَعْنَى ، قَالَا : حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ ، عَنْ سُلَيْمَانَ التَّيْمِيِّ ، عَنْ أَبِي عُثْمَانَ ، وَلَيْسَ بِالنَّهْدِيِّ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ مَعْقِلِ بْنِ يَسَارٍ ، قَالَ : قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اقْرَءُوا يس عَلَى مَوْتَاكُمْ وَهَذَا لَفْظُ ابْنِ الْعَلَاءِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Ibn ‘Abbas said “Umm Hani daughter of Abu Talib told me that in the year of the conquest she gave protection to a man from the polytheists. She came to the Prophet (ﷺ) and mentioned it to him. He said “We have given security to those to whom you have given it.”

(3121) Ma'kıl b. Yesar'dan (rivayet olunduğuna göre) Peygamber (s. a) "ölülerinizin

[İM

üzerine yasin okuyun." buyurmuştur. Bu (lafız ravi) İbnü'l-Ala'nm lafzıdır.
Açıklama

Metinde geçen "mevtâküm = ölüleriniz" kelimesinden mak-sat, ölmek üzere bulunan
hastalardır.

Nitekim Hanefi âlimlerinden İbn Abidin de şöyle diyor: "Yanında yasin okumak
menduptur. Çünkü Peygamber (s. a) "Ölülerinizin üzerine yasini okuyun,"
buyurmuştur. İbn Hibban bundan murad ölmek üzere bulunan kimsedir,
1163]

demiştir."

Bu mevzuda îbn Ebû'd-Dünya ile Deylemi'nin rivayet ettikleri merfu bir hadis de şu
mealdedir: "Ölmek üzere olan hiç bir hasta yoktur ki, üzerine yasin okunsun da Allah
onun Ölümünü kolaylaştırmasın." Ölmek üzere olan bir kimse, ölü hükmünde
olduğundan hadis-i şerifte ölmek üzere olan kimselerden ölüler diye bahsedilmiştir.
Ölmek üzere bulunan kimse kuvvetini kaybedip zayıf düşmüş ve bütün kalbiyle de
Allah'a yönelmiştir. İşte böyle bir anda yasin sûresi okununca bunu işiten hastanın dini
esaslara olan inancı artar ve özellikle bu sûrede anlatılan Kıyamet halleriyle ünsiyet
ederek rahatlar.

Ölmek üzere olan hastalara yasin okunmasının hikmeti hakkında et-Tibî şunları
söylüyor: "Bu sûrede imana davet, geçmiş milletlerin halleri, kaderin isbatı, kulların
fiillerinin Allah'a dayandığı tevhidin isbatı, şirkin reddi, kıyamet alametleri, Öldükten
sonra dirilme, haşr, arasat meydanında toplanma, hesap, ceza gibi birçok dini esaslar
ve önemli meseleler vardır. İşte ölmek üzere bulunan bir hastanın başında yasin
okunmasının hikmeti sûrenin bu gibi mevzuları içerisinde toplamış olmasıdır."
Müteahhirin âlimlerinden bazıları, mevzumuzu teşkil eden bu hadisin zahirine
sarılarak, yasin sûresinin cenaze üzerine ölümden sonra ve definden önce
okunabileceğini söylerken, diğer bir kısmı da îbn Adiyy'in Ebû Bekr (r.a)'den rivayet
ettiği; "Kim anne ve babasının ya da bunlardan birinin kabrini cuma günü ziyaret

£1641

ederek orada yasin okursa, Allah mutlaka o kabirde yatan kimseyi bağışlar."
mealindeki hadise dayanarak "Yasinin cenaze üzerine Ölümden sonra, definden önce
de sonra da okunabileceğini" söylemişlerdir.

Hanefi âlimlerinden îbn Abidin, "Ama bizim alimlerimiz öldükten sonra, yıkanmcaya
kadar yanında Kur' ân okumayı mekruh saymışlardır." cümlesini naklettikten sonra
"Mümteka'mn ölünün yanında Kur'in okunabileceğini ifade eden sözü ölmezden
önceye hamledilmiştir. Kaldırılmaktan murat da ruhun kaldırılması olduğuna işarette



bulunmuştur." diyerek hasta öldükten sonra yıkanmcaya kadar yanında Kur'ân

Lİ651 ^

okumanın mekruh olduğunu ifade etmiştir.

Yasin sûresinin fazileti hakkında, bazı hadisler varsa da bunların hepsi de sıhhatleri
yönünden tenkid edilmiştir. Bunlardan bazılarının meali şöyledir "Herşeyin bir kalbi
vardır. Kur'ân'm kalbi de yasindir. Her kim yasin sûresini okursa, Allah ona bu sûreyi

£1661

okuması sebebiyle Kur'ân'ı on kere okumuş kadar sevap yazar." Tirmizî, bu
hadisin garip olduğunu, Süyutî de zayıf olduğunu söylemiştir. "Kim bir gecede

Iİ62I

Allah'ın rızasını dileyerek yasin okuyacak olursa (günahları) bağışlanır" "Kim
Allah'ın rızasını dileyerek yasin okursa, geçmiş günâhları affedilir, onu ölülerinizin

11681

yanında da okuyunuz. Kim yasini bir defa okursa, Kur'an-ı iki defa okumuş gibi
£1691

olur." Bu hadislerin birisinde yasin okuyan, Kur'an-ı on defa okumuş gibi sevap
alır denirken, diğer birinde iki defa okumuş gibi sevap alır denilmesi bu hadisler
arasında bir çelişki bulunduğunu göstermez. Çünkü bu sevab, okuyan kimsenin o
andaki samimiyet, ihlas ve diğer ruhî hallerine ve içinde bulunulan zaman ve mekana
göre değişebilir. Şevkanî "Bütün bu rivayetler biribirlerini takviye ettiğinden bunlarla

[1701

amel etmek faydalıdır" diyor.
Bazı Hükümler

Hadis, Yasin sûresinin okunmasının faziletine, Ölüm döşeğine düşen hastanın başında
okunmasının, matlub olduğuna, ikinci yoruma göre, definden önce ve sonra ölünün
yanında okunmasının matlub olduğuna ve gerek hasta gerek ölünün okunan Yasin
sûresinden yararlandıklarına delâlet eder.

ölünün dua ve sadakadan da faydalandığı hususunda âlimlerin ittifakı vardır. Cumhura
göre, kişinin yaptığı nafile ibadetin sevabını bir ölüye veya diriye vermesi caizdir.
Yapılan ibadet; namaz, oruç, hac, sadaka, Kur'ân okumak ve başka ibadetler olabilir.
İbadeti yapan kişinin sevabından hiç bir şey noksan olmaksızın ölü bundan yararlanır.
İmam EbU Hanife ve Ahmed b. Hanbel de bununla hükmeden âlimlerdendirler.
Cumhurun delillerinden birisi, Taberanî ve Beyhakî'nin İbn Ömer (r.a)'den merfu
olarak rivayet ettikleri şu mealdeki hadistir: "Sizden birisi, nafile bir sadaka vereceği
zaman, sevabım baba ve annesine bağışlasın. Çünkü bu takdirde onlara sevap verilir.
Kendisinin sevabîft$an bir şey eksilmez."

Diğer bir delil: Ahmed, Müslim, Nesâî ve Ibn Mace'nin Ebû Hüreyre (r.a)'den rivayet
ettikleri şu mealdeki hadistir:

"Bir adam Peygamber (s.a)'e: Babam öldü. Vasiyet de etmedi. Onun yerine benim

ımj

sadaka vermem ona yarar mı? diye sordu. Efendimiz (s. a) "Evet" buyurdu.
Allah: "Rabbim bunlar beni küçükken nasıl acıyıp yetiştirdilerse sen de bunlara öyle
£172]

acı." âyetinde baba ve anneye dua etmeyi emretmiş ve "Melekler Rablerini hamd



[173]

İle teşbih ederler. Yerdekiler içinde mağfiret ederler. âyetinde meleklerin
mü'minler için istiğfar ettiklerini haber vermiştir. Keza, "Arşı taşıyanlar ve onun

£1741

çevresinde bulunanlar, rablerini överek teşbih ederler." âyeti Hamele-i Arş
meleklerinin müzminlere istiğfar ettiklerini bildirir.

Bir kısmı yukarıya alman deliller, başkasının amelinden yarar sağlanabildiğini

1175]

kesinlikle bildirirler. "Ve şüphesiz insan ancak çalıştığına erişecektir." âyeti
yukarıdaki delillere aykırı değildir. Çünkü mü'min hayırlı bir amel işleyip sevabını bir
mü'min kardeşine bağışladığı zaman, sevab bağışlanana ulaşır. Artık bağışlanan
kendisi işlemiş gibi olur. Diğer taraftan bu âyet, bir kısmı yukarıda zikredilen deliller
muvacehesinde hususileşmiştir.

İkrime'den rivayet edildiğine göre, bu âyet Musa (Aleyhisselam) ve İbrahim
(Aleyhisselam)'m kavimlerine mahsustur. Ümmet-i Muhammed ise, birbirinin
amelinden yararlanır. Çünkü mezkûr deliller bunu gerektirir. Ayrıca Buhârî ve
Müslim'in İbn Abbas (r.a)'dan rivayet ettikleri bir hadiste me-alen şöyle buyuruluyor:
"Bir adam Peygamber (s.a)'e:

Kızkardeşim Hacc yapmayı adadı ve adağını yerine getirmeden öldü, dedi. Peygamber
(s.a):

"Eğer kardeşinin boynunda bir borç olsaydı, sen onun yerine borcunu ödeyecek

miydin?** diye sordu.

Adam: Evet diye cevap verdi. Efendimiz:

"O halde kardeşinin Allah Teâlâ'ya ait borcunu öde. O, ödenmeye daha layıktır"
£1761

buyurdu."

Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mace*nin rivayet ettikleri şu mealdeki
hadis de ayrı bir delildir:

"İnsan öldüğü zaman ameli kesilir. Ancak üç şeyden kesilmez: Sadaka-i cariye, yararlı

£177]

ilim ve ona dua eden salih bir evlat."

Bazıları; "Mezkûr delillere ters düştüğü sanılan âyetteki insan kelimesi ile kâfir kişi
kastedilmiştir." demişlerdir. Buna göre, âyetin yorumu şudur: Kâfir kişi için
amelinden başka hiç bir hayır yoktur. O, işlediği hayra karşılık dünyada bol rızık ve

£1281

sağlık gibi nimetlere kavuşturulur. Ahirette, onun için hiç bir hayır yoktur.
Okunan Kur'ân'dan Ölü Yararlanır Mı?

Menhel yazarı, yukarıdaki bilgileri verdikten sonra bu hususta şöyle der: "Okunan
Kur'ân'm sevabının Ölüye ulaşması hakkında alimler arasında ihtilaf olmuştur:
1. Eğer ücretsiz olarak okunursa, tmam Ebû Hanife arkadaşları ve Ahmed b. Hanbel'e
göre ölü yararlanır. Zeylaî, el-Kenz'in Şerhinde: "başkasının yerine hac yapmak
hususunda Ehl-i sünnet mezhebine göre; namaz, oruç, hac, sadaka, Kur'ân okumak,
zikirler gibi her türlü nafile hayırların sevabının başkasına bağışlanması caizdir. Bu
sevap, ölüye ulaşır ve ölü ondan yararlanır," demiştir.

Mu'tezile mezhebine göre; kişi, amelinin sevabını başkasına bağışlayamaz. Bağişlasa



bile ilgiliye ulaşmaz ve menfaat sağlamaz. Delilleri de:
JT791 '

âyetidir. Bu âyetin delil olmadığı yukarda be-
lirtildi.

İmam Malik ve Şafiî'den meşhur rivayete göre Kur'ân okumanın sevabı, ölüye
ulaşmaz. Fakat İmam Malik ve Şafiî'nin bazı arkadaşlarının seçtikleri kavle göre,
kıraatin sevabı ölüye ulaşır. Ancak okuyucunun kıraatim bir dua ile ölüye bağışlaması
gerekir. Nevevî de el-Ezkar'da: Alimler duanın ölülere yararlı olduğuna ve sevabının
onlara ulaştığına icma etmişlerdir. Bunların delilleri, bu hükmü ifade eden meşhur
âyetler ve meşhur hadislerdir. Bunlardan birisi:

"Ve onlardan sonra gelenler: Ey Rabbimiz! Bize ve bizden önce iman eden

[İM

kardeşlerimize mağfiret eyle, derler." âyetidir. Peygamber (s.a)'in:
"Allahim, Bakiü'l-Garkad (mezarlığı) halkına mağfiret eyle" hadisi ile; 3201 numaralı
"Allahım, bizim dirimize ve ölümüze mağfiret eyle." mealindeki hadis-i şerifte bu
konudaki delillerdendirler. Alimler, Kur'ân okuma sevabının başkasına ulaşması
hususunda, itjtilaf etmişlerdir. Şafiî'nin meşhur kavli ile bir cemaatın kavline göre
ulaşmaz. Ahmed b. Hanbel ile alimlerden bir cemmat ve Şafiî'nin arkadaşlarından bir
cemaat ulaşır, demişlerdir. En iyisi okuyucu kıraatini bitirince Allahım, okuduğum
Kur'ân'm sevabını falan kişiye ulaştır, şeklinde dua etmesidir.

2. Ücret karşılığında okumaya gelince, Hanefî ve Hanbeli alimlerine göre, bunda
sevap yoktur. Ücret alan da veren de günah işlemiş olur.

Şafiî ve Maliki alimlerine göre, Kur'ân okumak karşılığında ücret almak caizdir.
Bunların delili, Buhârî'nin îbn Abbas (r.a)'den rivayet ettiği Peygamber (s.a.)'in şu
hadisidir: "Karşılığında ücret aldığınız şeylerin ücret almaya en liyakatli olanı Allah'ın

[181] " ' [182]

kitabmdadır" mealindeki hadis-î şeriftir.

Ancak Şafiî ve Malikilerin delilim teşkil eden bu hadis-i şerif, mutlak olduğundan,
Kur'ân okuma karşılığında ücret almanın caiz olmadığını savunan âlimler, bu hadisteki
cevazın sadece rukye (okuma ile tedavi)*ye ait olduğunu söyleyerek bu mevzudaki

[İ83J

hadislerin arasını te'lif etmişlerdir.

20-21. Musibet Geldiği Zaman Oturmak