بَابٌ فِيمَنْ أَسْلَمَ عَلَى مِيرَاثٍ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِيمَنْ أَسْلَمَ عَلَى مِيرَاثٍ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2571 حَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ أَبِي يَعْقُوبَ ، حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ دَاوُدَ ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مُسْلِمٍ ، عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ ، عَنْ أَبِي الشَّعْثَاءِ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ : قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : كُلُّ قَسْمٍ ، قُسِمَ فِي الْجَاهِلِيَّةِ فَهُوَ عَلَى مَا قُسِمَ لَهُ ، وَكُلُّ قَسْمٍ أَدْرَكَهُ الْإِسْلَامُ فَهُوَ عَلَى قَسْمِ الْإِسْلَامِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Anas reported the Apostle of Allaah(ﷺ) as saying “Keep to travelling by night, for the earth is traversed (more easily) by night.

(2914) İbn Abbas'dan demiştir ki: Peygamber (s. a.) (şöyle) buyurdu:
"Cahiliyye döneminden önce paylaştırılan her miras, paylaştırılmış olduğu şekilde
(geçerli)dir. İslamiyetin yetişmiş olduğu bir miras İslam taksimi üzere (taksime tabii)
[İ03]

dir.

Açıklama

Hadis-i şerifte, bir kimsenin mirası henüz paylaşılmadan önce o kimsenin
yakınlarından birinin müslüman olması halinde yeni müslüman olan bu kimsenin
mirastan payının ne olacağı meselesi üzerinde durulmaktadır. Bu mesele iki şekilde
karşımıza çıkmaktadır:

1. Oğullarından biri müslüman diğeri kafir olan bir müslümamn ölmesi ve mirası
paylaşılmadan önce kafir oğlunun da îslamiyeti kabul etmesi şeklinde karşımıza
çıkabilir.

2. Biri müslüman diğeri kafir iki oğlu bulunan bir kafirin ölmesi ve mirası
paylaşılmadan önce kafir oğlunun da îslamiyeti kabul etmesi şeklinde karşımıza
çıkabilir. Cumhur ulemaya göre, birinci şekilde yeni müslüman olan oğul, müslüman
olan babasının malına varis olamaz. İkinci şekilde ise yeni müslüman olan bu oğul,
kafir olan babasının mirasına varis olabilir.

Çünkü mirasın varisliere intikali ölümle gerçekleşir. Binaenaleyh birinci misalimizde
müslüman babanın ölmesiyle miras, varislere intikal ettiğinden o anda kâfir olan oğul
bu mirastan bir pay alamaz. Aralarındaki din farkı onun mirastan pay almasına
manidir. İkinci misalimizde ise kafir olan babanın ölümüyle mirası yine varis olanlara
intikal ettiğinden o anda kafir olan oğullarının her ikisi de ölünün malına varis
olmuşlardır. Biraz sonra bunlardan birinin müslüman olması onun varis olmasına mani
değildir. Çünkü bu meselede önemli olan varis adaylarının ölümün vukuu esnasındaki
durumlarıdır.

Hafız Şemsuddin b. Kayyİm bu hadisi açıklarken şöyle diyor: "Bu hadis-i şerif,
Islamiy etten önce yapılan akitlerin geçerli olduğunu bunj ardan sadece iki kardeşin
evlenmesi ve dört kadından fazlasını bir nikah altında toplamak gibi Islamın
yasakladığı akidlerin geçersiz olduğunu ifade etmektedir. Nitekim "Ey iman edenler,

~ Iİ041

Allah'dan sakının ve kalan faizi bırakın" âyeti de bu gerçeğe delalet etmektedir.
Bu sebebledir ki; Ra-sûlü Zişan efendimiz Peygamber olarak gönderildikten sonra
hiçbir müslu-mana cahiliyye döneminçle kazandığı malların hesabını sormadığı gibi
nikahını nasıl kıydığını da sormamıştır. Bu husus", üzerine\pekçok İslam hüküm-
lerinin bina edildiği/bir asıldır.

Hz. Ömer'le tiz. Osman, Abdullah b. Mesud, el-Hasen b. Ali, Mevzu-muzu teşkil eden



hadis-i şerife dayanarak yakını ölen bir kimsenin henüz mirası bölüşülmeden önce
müslüman olması halinde, mutlaka varis olabileceğini söylemişlerdir. Câbir b. Zeyd'le
Hasan-ı Basri, Mekhul, Katâde, Hamid, îyas b. Muaviye, İshak b. Rahuye (r.anhum)
ve bir rivayete göre de İmam Ah-med (r.a.) da bu görüştedirler. İmam Ahmed'in
arkadaşlarının ekserisi de bu görüştedir. Delil olarak mevzumuzu teşkil eden hadisten
başka bir de Sa-id b. Mansur'un Sünen'inde Urve'nin Hz. Peygamber'den rivayet ettiği
"Kim bir uygulama üzerinde bulunurken müslüman olmuşsa o uygulama o kimse için
geçerlidir." mealindeki hadisini göstermişlerdir. Diğer bir delilleri de uygulamanın Hz.
Ömer ve Osman zamanında yürürlükte olduğu halde Hz. Ali'nin muhalefetinden başka
hiçbir muhalefetle karşılaşmamasıdır. Bu zatlara göre mirasın varislere intikali miras
sahibinin ölmesi ile değil mirasın taksimiyle gerçekleşir. Bu bakımdan miras
paylaşılmadan önce varis adaylarının din değiştirmelerine itibar edilmez.
Fıkıh ulemasının ekserisine göre; mirasın varislere intikali ölümle gerçekleştiğinden
varis adaylarının miras sahibinin ölümü anındaki dini durumu göz önünde
bulundurulur. İmam Ebû Hanife ile İmam Şafiî ve İmam malik (r.a)'in görüşleri de

£1051

budur.