بَابُ الرَّجُلِ يُصَلِّ الصَّلَوَاتِ بِوُضُوءٍ وَاحِدٍ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ الرَّجُلِ يُصَلِّ الصَّلَوَاتِ بِوُضُوءٍ وَاحِدٍ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

156 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى ، حَدَّثَنَا شَرِيكٌ ، عَنْ عَمْرِو بْنِ عَامِرٍ الْبَجَلِيِّ ، قَالَ : مُحَمَّدٌ هُوَ أَبُو أَسَدِ بْنُ عَمْرٍو ، قَالَ : سَأَلْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ ، عَنِ الْوُضُوءِ ، فَقَالَ : كَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَتَوَضَّأُ لِكُلِّ صَلَاةٍ ، وَكُنَّا نُصَلِّي الصَّلَوَاتِ بِوُضُوءٍ وَاحِدٍ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah (ﷺ) wiped over the socks and I said: Messenger of Allah, have you forgotten ? He said: My Lord has commanded me to do this.

(171).EbûEsed b. Amr dedi ki: "Enes b. Mâlike abdest hakkında soru sordum. (Bana
şöyle) dedi: Peygamber (s. a.) herbir (farz) namaz için (ayrı bir) abdest alırdı. Biz ise

[128] [129]

bir abdestle birçok namaz kılardık."
Açıklama

Her farz namaz için abdest yenilemek Rasülü Ekrem (s.a.)'in seniyyeieri idi .Abdestli
olsun veya olmasın her farz namaz için yeni bir abdest alırdı.

Buhârî'nin Süveyd ibn Nu'man'dan rivayet ettiği hadîste açıklandığı özere Rasûlü
Ekrem (s. a.) Hayber'in fethi senesinde Sahbâ demlen yerde sahâbeleriyle beraber
Kavut yeyip su içtikten sonra akşam namazı vakti girmiş, Rasâhıllah'da sadece ağzını
su ile yıkamakla vetinip, abdestini yenilemeden eski abdestiyle akşam namazım



£130]

kıldırmıştır. Buhârî'nin bu hadîsine göre her namaz vakti için abdest yenilemek
emri Hayber'in fethi senesinde Mekke'nin fethinden önce neshedilmistir. Çftoktl
Hayber'in fethi Mekke'nin fethinden öncedir. Oysa 172 numaralı Büreyde hadisinde
Hz. Peygamberin bir abdestle birden (azla namaz kılmasının ilk defa Mekke'nin fethi
gününde vuku' bulduğunu ifâde etmektedir. Her ne kadar bu iki hadis arasında bir
çelişki varmış gibi görünüyorsa da, aslında bu hadisenin ilk defa Hayber'in Fethi
yılında olduğu, fakat, Süveyde'nin bunu ilk defa Mekke'nin Fethi günü gördüğü kabul
edilirse iki hadis arasında en küçük bir çelişki kalmaz.

Bazıları da 172 numaralı Büreyde hadîsine bakarak, her farz namaz için, abdest
yenilemek sadece Rasûlü Ekrem (s.a.)'in üzerine farz idi. Fakat bu hüküm Mekke'nin
fethi yılında neshedildi, demişlerdir.

Rasûlü Ekrem (s. a.) sadece hoşlandığı için böyle her vakit için ayrı bir abdest aldığı
halde farz olduğu zannedilir korkusuyla bunu sonradan terketmiş olduğu da
düşünülebilir. Menhel yazarına göre bu konuda en isabetli olan îzâh budur. Her farz
namaz için yeni bir abdest almanın hükmü konusunda çeşitli görüşler vardır.
Zahiriyye ve Şîa mezhepleri her farz namaz için yeni bir abdest almak farzdır
demişler, yolcu olanları bu hükmün dışında bırakmışlardır. Delilleri ise 172 numaralı
Büreyde hadîsidir.

Bazıları da abdestli bile olsa herkese her namaz için abdest tazelemek farzdır,
demişlerdir. îbn Ömer, EbU MUsa, Câbir b. Abdillah, Ubeyde es-Selmânî, Ebu'l-
Aliyye, Saîd b. el-MÜseyyeb, İbrahim ve Hasen bu görüştedirler. Delilleri ise Mâide
süresindeki abdest âyetidir.

Eksen âlimlerin görüşüne ve hadîs ulemâsına göre ise, abdest almak abdestsizler için
lâzımdır. Bu hususta sahih hadîsleri delil getirirler. Açıklamakta olduğumuz hadisler
de onların delillerindendir. Efendimizin, Arafat ve Müz-delife'de ve pek çok
yolculuklarında birden fazla farz namazlarını bir abdestle kıldığı gibi, Hendek
savaşında edâ edemediği namazların hepsini bir abdestle kaza etmiştir. Ancak âyeti
kerimedeki "namaza kalktığınız vakit" ifâdesinden maksat, "abdestsiz İken eğer
namaza kalkarsanız" demektir. Buna göre abdest ancak abdestsizlere emredilmiş
olmaktadır. 62 numaralı hadis-i şerifte de bu konuya temas etmiştik.
Nevevî her namaz için abdest yenilemenin kimlere müstehab olduğu konusundaki
görüşleri açıklarken şöyle diyor:

a. Farz olsun, nafile olsun namaz kılmış olan kimseye yeniden abdest almak
müstehaptır.

b. Abdest tazelemek sadece farz namaz kılmış olan kimse için müstehaptır.

c. Kur'an ellemek, tilâvet secdesi yapmak gibi, ancak abdestle sahih olan bir işi yap-
mış olan kimse için abdest tazelemek müstehaptır.

d. Hiçbir şey yapmamış olan kişiye de abdest tazelemek müstehaptır. Ancak birinci
abdestle ikinci abdest arasında yeni bir abdest almayı mubah kılacak bir ibâdetin
yapılması için gerekli zamanın geçmesi lâzımdır. İkinci bir abdest almayı müstehap

£1311

kılan şartlar bunlardır.

Eğer bu şartlar bulunmuyorsa yeniden bir farz namaza kalkıldığı zaman, abdest
tazelemek müstehap olmadığı gibi mekruh diyenler de vardır. Aliyyü'l-Kâri kerâhat

[1321

sebebini su israfına bağlamaktadır.



Bazı Hükümler



1. Her namaz için abdest yenilemek müstehaptır.

2. Bir abdest ile pek çok namaz kılmabılır.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

157 حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ ، أَخْبَرَنَا يَحْيَى ، عَنْ سُفْيَانَ ، حَدَّثَنِي عَلْقَمَةُ بْنُ مَرْثَدٍ ، عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ بُرَيْدَةَ ، عَنْ أَبِيهِ ، قَالَ : صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَوْمَ الْفَتْحِ خَمْسَ صَلَوَاتٍ بِوُضُوءٍ وَاحِدٍ ، وَمَسَحَ عَلَى خُفَّيْهِ ، فَقَالَ لَهُ عُمَرُ : إِنِّي رَأَيْتُكَ صَنَعْتَ الْيَوْمَ شَيْئًا لَمْ تَكُنْ تَصْنَعُهُ ، قَالَ : عَمْدًا صَنَعْتُه

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) said: The time limit for wiping over the socks for a traveller is three days (and three nights) and for a resident it is one day and one night.

Abu Dawud said: Another version adds: Had we requested him to extend (the period of wiping), he would have extended.

(172). Süleyman b. Büreyde'nin naklettiğine göre babası Büreyde şöyle demiştir:
"Rasûlullah (s. a.) Fetih Günü beş (vakit) namazı bir abdestle kıldı ve mestlerinin
üzerine mesnetti. Ömer (r.a.) kendilerine; (bu güne kadar) yapmadığın bir şeyi yaptın,

ri331 [134]

deyince, (o da); "bunu bile büe yaptım" buyurdu."
Açıklama

Hadîs-i şerifte geçen Fetih Gününden maksat, Mekke'nin Fethi günüdür. Mekke
hicretin 8. (Milâdi 630) yılında fethedilmiştir. Mekke'nin fethiyle sonuçlanan
hâdiseler, Hudeybiye barışının, Mekke' li müşriklerin müttefikleri tarafından
bozulmasıyla başladı, İslâm devletiyle Bizans ilişkilerinin bir müslüman elçinin
öldürülmesinden sonra gerginleştiği bir ortamda Mekke'lilerin müttefiki olan Benî
Bekir kabilesi İslâm Devleti'nin müttefiki olan Huzaa kabilesine tecâvüz etmişti.
Mekke'liler bu tecâvüze fiilen katılmışlar, belki de Bizansla ilişkileri gergin olan
müslümanlann kendileriyle bir savaşı göze alamayacaklarını düşünmüşlerdi. Fakat Hz.
Peygamber Huzâa kabilesinin yardım isteğini geri çevirmedi. Hudeybiye
andlaşmasmm yenilenmesi için Medine'ye gelen, müşriklerin başkanı Ebu Süfyan,
Mekke'ye eli boş döndü.

Hz. Peygamber her savaş Öncesinde olduğu gibi büyük bir gizlilikle hareket etti.
Medine'den çıkışı yasakladı, hedef bildirmeksizin Medînelilere sefer için
hazırlanmalarım bildirdi. Müttefik kabilelerden Eşlem, Ğifâr ve diğerlerine hazırlıklı
olmaları için haber gönderdi.

Müslümanlar, Bizanslılarla yapılan Mute savaşından yeni çıkmışlar, Medine'nin
doğusundaki Süleym oğullarının düşmanlığı çok kan dökülmesine sebep olmuştu.
Buna rağmen hazırlıklarını tamamlayan İslâm ordusu Hz. Peygamberin kumandasında
Medine'yi terketti.

Yolda müttefik kabilelerin de kendilerine katılmasıyla on bin kişiye ulaşan İslâm
ordusu, Mekke'nin ardındaki dağlarda karargâh kurdu. Hz. Peygamber o zaman her
muharibin bir ateş yakmasını emretti. Af istemek için EbU Süfyan karargâha geldi,
fakat sonuç vermedi. Ertesi gün İslâm ordusu birkaç yerden Mekke'ye girmeye
başladı.

Mekke'liler böyle bir şeyle karşılaşacaklarını hiç beklemediklerinden tam bir şaşkınlık
içindeydiler. Şehirde tam bir kargaşalık hüküm sürüyordu, İslâm birlikleri şehre giren
yolları tutmuş ve şehir merkezine girmişti. Bu arada Ebû Süfyan Mekke'lileri
müslümanlara direnmemeye çağırdı. Müslüman münâdileri de evine çekilip veya
Kabe'ye sığınıp veya Ebü Süfyan'm evine girip silahlarını teslim edenlere
dokunulmayacağını bildiriyorlardı.

Böylece Mekke'liler bir kaç olay dışında direnme göstermeden boyun eğdiler. Sadece
Halici b. Velid'in kumanda ettiği birliğe küçük çaplı bir saldırı yapıldıysa da geri
püskürtüldü.



Devesinin üzerinde şükür secdesi yapan Hz. Peygamberin ilk işi Kâ'be'yi putlardan ve
resimlerden temizlemek oldu.

Bütün Mekke'liler Kabe'nin avlusunda toplandı. Hz. Peygamber ve müslümanlar tam
yirmi bir yıldır, bu şehir halkının zulümlerine maruz kalmıştı.

Kendisi ve müslümanlar hicrete mecbur kalmışlar, mallan ellerinden alınmış birçok
mü'mine işkence edilmiş, sığındıkları Medine saldırıya uğramış, Islâmı boğmak için
ellerinden gelen her şeyi yapmışlar ve nihayet resmî barış andlaşması Mekke'lilerce
bozulmuştu. Sonunda ise mazlumlar fatih olarak Mekke'ye girmişlerdi.
Şimdi bütün Mekke'lilerin hayatı Hz. Peygamber'in vereceği emre bağlıydı. Fakat o
şöyle buyurdu: "Bugün siz kınanmayacaksınız. Gidiniz hepiniz hürsünüz." Arkasından
umûmî af îlân etti. Yeni müslüman olan Attâb b. Esîd'i Mekke'ye vali tayin edip
birkaç hafta sonra Huneyn seferine çıktı. Mekke'de hiçbir Medîneli asker
bırakmamıştı. Fetihten iki sene sonra Hz. Peygamberin vefatını takiben Arabistanm
bazı bölgelerinde îslâmdan dönme hareketleri görülmesine rağmen Mekke Islâmm en
emin kalelerinden biriydi. Bu hadis-i şerifle ilgili açıklama 62 ve 171. hadîs-i şeriflerin

£135]

izahında geçmiştir. Oralara müracaat edilmelidir.
Bazı Hükümler

1. Bir abdest ile birden fazla namaz kılmak caizdir.

2. Mekke'nin Fethi gününe kadar Rasûlullah (s. a.) her farz namaz için ayrı bir abdest
alırdı. Çünkü bu uygulama daha faziletlidir.

3. Kişinin kendisinden daha faziletli bir kişinin meşhur ve malum olan uygulamaya
ters bir hareketini gördüğü zaman bunun sebebini sorması caizdir. Çünkü o kimsenin
bu işi unutarak yapmış olması mümkündür. Kendisine hatırlatılınca dönebilir. Ya da
bile bile yapmıştır. O zaman bunun hikmetini öğrenmek imkânı bulunur.

4. Kendisine bir şey sorulan kimse, sorunun cevabmı bildiği takdirde cevap vermekten

£1361

kaçınmamalıdır.

66. Abdest Alırken Abdeste Ara Vermek