بَابُ السِّوَاكِ لِمَنْ قَامَ مِنَ اللَّيْلِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ السِّوَاكِ لِمَنْ قَامَ مِنَ اللَّيْلِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

52 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ ، عَنْ مَنْصُورٍ ، وَحُصَيْنٍ ، عَنْ أَبِي وَائِلٍ ، عَنْ حُذَيْفَةَ ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ إِذَا قَامَ مِنَ اللَّيْلِ يَشُوصُ فَاهُ بِالسِّوَاكِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet of Allah (ﷺ) would clean his teeth with the Siwak, then he would give me the Siwak in order to wash it. So I would first use it myself, then wash it and return it.

(55).Huzeyfe (r.a.)'den, şöyle demiştir: "Resûlullah (s. a.) geceleyin uykudan

r2751 f2761

kalktığında mutlaka ağzını misvaklardı."
Açıklama

Bu hadis-i şerifin zahirine bakılırsa Resûlu Ekrem (s. a.) in gece hangi maksatla
kalkarsa kalksm, dişlerini misvakladığı anlaşılıyor. Binaenaleyh misvak kullanmak
için teheccud namazı kılmak maksadıyla kalkmış olmak şart değildir. Zaten misvaktan
maksat temizlik olduğuna göre uykudan Ttalkan kişinin dişlerini misvajdamasi için
başka bir sebeb aramaya lüzum kalmaz. Nitekim Hz. Aişe'den gelen bir hadis-i şerifte
(bk. hadis 57): Resûl-i Ekrem gece veya gündüz her uykudan kalkışında dişlerini
misvakladığı haber verilmektedir.

Bu bakımdan Müslim'in rivayetinde zikredilen Resûlullah'm gece teheccud namfhvnfl
kalktığı zaman dişlerini misvâklaması meselesi, misvak kullanmanın ancak teheccüd
namazıyla ilgili olduğuna delâlet etmez. Bu hadisten anlaşılan şudur ki, Resûl-i Ekrem
(s.a.) gece daima teheccüd namazı kılmak için kalkardı ve her kalkışında da dişlerini
misvaklardı. Binaenaleyh gündüz veya gece hangi maksatla kalkarsa kalksın dişlerini
misvakla temizlerdi. Çünkü uyku ağzın kokusunu bozar.

Bundan dolayı uykudan kalkınca temizlik için ağzın misvaklanması müs-tehabdır.
Fıkıh ulemâsının bu mevzudaki görüşlerini 46. hadisin şerhinde açıklamıştık.

[2771

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

53 حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ ، حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ، أَخْبَرَنَا بَهْزُ بْنُ حَكِيمٍ ، عَنْ زُرَارَةَ بْنِ أَوْفَى ، عَنْ سَعْدِ بْنِ هِشَامٍ ، عَنْ عَائِشَةَ ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يُوضَعُ لَهُ وَضُوءُهُ وَسِوَاكُهُ ، فَإِذَا قَامَ مِنَ اللَّيْلِ تَخَلَّى ثُمَّ اسْتَاكَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah (ﷺ) said: Ten are the acts according to fitrah (nature): clipping the moustache, letting the beard grow, using the tooth-stick, cutting the nails, washing the finger joints, plucking the hair under the arm-pits, shaving the pubes, and cleansing one's private parts (after easing or urinating) with water. The narrator said: I have forgotten the tenth, but it may have been rinsing the mouth.

(56). Sa'd b. Hişâm fr.a)dan rivayet edildiğine göre Aişe validemiz şöyle

buyurmuştur:

"Resulü Ekrem (s.a.) Efendimizin abdest suyu ve misvağı (yatmadan önce hazırlanıp
belli bir yere) konurdu. Gece kalkınca, önce abdest bozar sonra da dişlerini
[2781

misvaklardı."
Açıklama

Bu hadis-i şerif ile bundan önce geçen ve Resül-i Ekrem (s.a.)' in uykudan kalkmca
ağzını misvâkladığmı bildiren hadis arasında bir çelişki yoktur. Çünkü insanın hemen
uykudan kalkar-kalkrnaz dişlerini misvâklaması ile abdest bozduktan sonra abdest

[2791

alırken misvâklaması arasında fark yoktur.



Bazı Hükümler



1. Gece uykudan kalkınca abdest almak ve dişleri mis-vaklamak mustenabtır.

2. Misvağı ve abdest suyunu yatmadan önce hazırlamak da mustenabtır.

3. Abdest suyu ve misvâğm hazırlanmasında başkasından yardım istemek caizdir.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

54 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ ، حَدَّثَنَا هَمَّامٌ ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ زَيْدٍ ، عَنْ أُمِّ مُحَمَّدٍ ، عَنْ عَائِشَةَ ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ لَا يَرْقُدُ مِنْ لَيْلٍ وَلَا نَهَارٍ ، فَيَسْتَيْقِظُ إِلَّا تَسَوَّكَ قَبْلَ أَنْ يَتَوَضَّأَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Apostle of Allaah ( sal Allaahu alayhi wa sallam ) said : The rinsing of mouth and snuffing up water in the nose are acts that bear the characteristics of fitrah (nature). He then narrated a similar tradition (as reported by Aishah), but he did not mention the words letting the beard grow. He added the words circumcision and sprinkling water on the private part of the body. He did not mention the words cleansing oneself after easing.

Abu Dawud said : A similar tradition has been reported on the authority of Ibn 'Abbas. He mentioned only five sunnahs all relating to the head, one of them being parting of the hair; it did not include wearing the beard.

Abu Dawud said: The tradition as reported by Hammad has also been transmitted by Talq b. Habib , Mujahid, and Bakr b. 'Abd Allaah b. al-Muzani as their own statement ( not as a tradition from the Prophet, sal Allaahu alayhi wa sallam ).They did not mention the words letting the beard grow. The version transmitted by Muhammad b. Abd Allaah b. Abi Maryam, Abu Salamah, and Abu Hurairah from the Prophet ( sal Allaahu alayhi wa sallam ) mentions the words letting the beard grow. A similar tradition has been reported by Ibrahim al-Nakha'i. He mentioned the words wearing the beard and circumcision.

(57).Aişe (r.anha)dan, şöyle demiştir: "Nebiyy-i Ekrem (s. a.) gece veya gündüz her

r2801

uykudan kalkışında mutlaka abdestten önce ağzını misvaklardı."
Açıklama

Hadis-i şerif uykudan kalkınca Resûl-i Ekrem'in abdest almadan önce misvâklandığmı
ve bunun hiç bir şarta bağlı olmadığını açıkça ifâde ediyor. Bu bakımdan namaz
kılmsa da kıhnmasa da ağız kokusu uykuda bozulduğu ve bu koku yayılarak
başkalarını rahatsız edeceği için Rasûlüllah misvak kullanmıştır. İnsan ağzının
kokusunu bozacak bir yemek yediği zaman da dişlerini misvaklamalıdır. Bu, islâm
[281]

âdabmdandır.
Bazı Hükümler

1. Gece veya gündüz uykudan her kalkışta abdestten önce ağzı mısvaklamak
müstenaptır.

2. Resûlullah'm her fırsatta misvak kullanması, misvakın îslâmda kuvvetli bir sünnet
olduğunu göstçrir.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

55 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى ، حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ ، أَخْبَرَنَا حُصَيْنٌ ، عَنْ حَبِيبِ بْنِ أَبِي ثَابِتٍ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَلِيِّ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ جَدِّهِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ : بِتُّ لَيْلَةً عِنْدَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَلَمَّا اسْتَيْقَظَ مِنْ مَنَامِهِ ، أَتَى طَهُورَهُ فَأَخَذَ سِوَاكَهُ فَاسْتَاكَ ، ثُمَّ تَلَا هَذِهِ الْآيَاتِ : { إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ ، وَاخْتِلَافِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ لَآيَاتٍ لِأُولِي الْأَلْبَابِ } حَتَّى قَارَبَ أَنْ يَخْتِمَ السُّورَةَ - أَوْ خَتَمَهَا - ثُمَّ تَوَضَّأَ فَأَتَى مُصَلَّاهُ فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ ، ثُمَّ رَجَعَ إِلَى فِرَاشِهِ فَنَامَ مَا شَاءَ اللَّهُ ، ثُمَّ اسْتَيْقَظَ فَفَعَلَ مِثْلَ ذَلِكَ ، ثُمَّ رَجَعَ إِلَى فِرَاشِهِ فَنَامَ ، ثُمَّ اسْتَيْقَظَ فَفَعَلَ مِثْلَ ذَلِكَ ، ثُمَّ رَجَعَ إِلَى فِرَاشِهِ فَنَامَ ، ثُمَّ اسْتَيْقَظَ فَفَعَلَ مِثْل ذَلِكَ كُلُّ ذَلِكَ ، يَسْتَاكُ وَيُصَلِّي رَكْعَتَيْنِ ، ثُمَّ أَوْتَرَ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : رَوَاهُ ابْنُ فُضَيْلٍ ، عَنْ حُصَيْنٍ ، قَالَ : فَتَسَوَّكَ وَتَوَضَّأَ ، وَهُوَ يَقُولُ : { إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ } حَتَّى خَتَمَ السُّورَةَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

When the Apostle of Allaah (sal Allaahu alayhi wa sallam) got up during the night (to pray), he cleansed his mouth with the tooth-stick.

(58). Abdullah b. Abbâs (r.a.) dan şöyle demiştir: "Nebi (s.a.)'in yanında bir gece
geçirdim. Uykudan uyanınca önce abdest suyunun yanma geldi, sonra misvağmı aldı
ve dişlerine sürttü. Sonra şu âyet-i Kerimeleri okumaya başladı; "Gerçekten göklerin
ve yerin yaratılışında gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde temiz akıl sahipleri
için elbet ibret verici deliller vardır." Sûreyi sonuna yaklaşmcaya kadar veya sonuna
kadar okumaya devam etti. Abdest alarak, namaz kılacağı yere gelip iki rekât namaz
kıldı. Nihayet yatağına dönüp Allah'ın dilediği kadar uyudu. Sonra tekrar uyandı ve
önceki yaptıklarını aynen (eksiksiz olarak) yaptı; dişlerini misvâkladı ve iki rekât

r2821

namaz kıldı, sonra da vitri kıldı." '

Ebû Dâvûd der ki: Bu hadisi bir de îbn Fudayl, Husayn'dan şu manaya gelen lâfızlarla
rivayet etmiştir: îbn Abbâs dedi ki: "Resûl-i ekrem ağzım misvâkladı şu âyetleri
okuyarak abdest aldı; "gerçekten göklerin ve yerin yaratılışında... "(Al-ilmrân 190)

r2831

diye başlayarak sûreyi sonuna kadar okudu."
Açıklama

Hadis-i şerifteki "sûreyi sonuna yaklaşmcaya kadar veya sonu|na k|dar okudu. "
sözlerindeki şüphe, hadisin râvilerinden Huşeym'e aittir. Nitekim Ebû Dâvûd, Hadisin



sonunda düştüğü notta Hu-sayn'dan gelen rivayette aynı hadisin "Sûreyi sonuna kadar
okudu" diye kesin lâfızlarla nakledildiğini bize açıklamaktadır.

Resûlullah (s.a.)'in gece okumak için bu âyet-i kerimeyi seçmesindeki hikmetlerden
biri, bu âyet-i kerimede Allah'ın kudret ve azametine, sıfat ve isimlerine büyük bir
delil teşkil eden gece ve gündüzle yer ve göklere dikkat çekilmesidir. Çünkü gece ve
gündüzün düzenli olarak biribirlerini takib etmeleri dünyanın nâmütenahî hikmet
sahibi bir yaratıcı tarafından özel olarak vfe hikmetle canlıların yaşamasına müsait bir
şekilde yaratıldığına, hayatın kör bir tesadüfün eseri olamayacağına büyük bir delil
teşkil eder. Hiç bir akıl ve insaf sahibi bunu görmezlikten gelemez.
Göklerin ve yerin yaratılışı ise, akıllan hayrete düşürecek kadar esrarengiz ve
dehşetlidir. Bunlar arasındaki âhenkte en ufak bir değişiklik, korkunç infilâk ve
zelzelelerle hayatın mahv-ü perişan olup gitmesine sebep olur. Akıllı ve düşünen
kimseler bu açık delilleri görür ve yaratıcısının kudret ve azametini ayne'l-yakîn
müşahede eder de "Yarattıklarında akılların bile dona kalacağı kudret, kuvvet sahibi
Allah'ı her türlü nakışlardan tenzih eder ve onu teşbih ederim" demekten kendini
alamaz.

Hadis âlimlerimiz bu âyetle ilgili olarak Atâ'dan şu hadisi rivayet etmişlerdir. Atâ bir
gün Hz. Aişe validemize:

"Resulüllah'm yaptıklarından en hayran bırakıcı olanını söyler misin?" diye sormuş. O
da şu cevabı vermiş:

"Resulüllah'm hangi işi hayran bırakıcı değildi ki! Bir gece yatmıştık. Resûlullah
yorganı üzerinden iterek kalktı, bana: "Bırak beni Rabbime ibâdet edeyim" dedi.
Abdest aldı namaza durdu. Yaşlar göğsünü ıslatmcaya kadar ağladı, rukûa vardı
ağladı, secdeye vardı ağladı, başını kaldırdı ağladı. Bilâl sabah namazı için gelinceye
kadar bu böylece devam etti. Bunun üzerine:

"Ey Aişe Allah'a çok şükür eden bir kul olmayayım mı? Cenab-ı Hak bu âyeti (Al-i

tmran 190) bana bu gece indirdiği halde ben niçin ibadet etmeyeyim?" dedi ve "Seni

tenzih ederim. Cehennem azabından bizi koru" âyetini bitirerek:

"Bu âyeti okuyup da onun (muhtevası) üzerinde düşünmeyenlere yazıklar olsun"

buyurdu.

Âyet-i kerimede "yer"den tekil olarak, "Arz" diye söz edilirken, gökten de "gökler"
diye çoğul olarak söz edilişindeki hikmete temas eden Men-hel sahibi, "göklerde
insanlığın yararlanacağı şeyler pek çoktur. Yer ise, böyle değildir. Göklerin yerden
önce zikredilişi yerden daha şerefli olduklarmdandır" diyorsa da, Bediüzzaman Said
Nursî bu konuyu şöyle açıklıyor:

İnsan hayat ağacının gayesi ve meyvasıdır ve Allah'ın en güzel, en aziz ve en lâtif bir
mucizesi olduğundan meskeni olan yer de kâinata nisbetle madde olarak küçük
olmasına rağmen mâna ve sanat itibariyle kâinatın kalbi, merkezi ve bütün insan üstü
sanat eserlerinin sergilendiği bir panayır ve bütün ilahî isimlerin tezahür ettiği bir yer
ve bütün nimetlerin pazara çıkarıldığı bir çarşı olması itibariyle yedi kat göğe denk bir
kıymeti vardır. Nitekim dâima akan bir çeşme,nehirlerle beslenmeyen bir göle nisbetle
daha büyüktür.

Her sene kat kat ve katmerli yüzbin tarzda san'at eserleriyle dokunmuş gömleklerini
değiştirdiği ve çok defa dolup maziye boşaltarak gayb âlemine döktüğü dikkate
alınırsa, arzın büyük gelmezse de yedi kat gökten küçük de gelmeyeceği anlaşılır.
İşte bunun İçindir ki ilâhî ölçü bütün gökleri bir kefeye koyarken yeri de bir kefeye



r2841 f2851

koymuştur.



Bazı Hükümler

1. Gece namazı için uykudan kalkınca 190. âyetten itibaren Âl-i İmran Sûresini
sonuna kadar okumak müstehabtır.

2. Abdestsiz olarak ezbere Kur'ân okumak caizdir. Bu hususta iemâ* vardır.

3. Teheccüd namazına kalkmak niyyetinde olanlar için vitr namazım gecenin sonuna
kadar te'tıir etmek müstehaptır.

4. Kişinin mümeyyiz mahreminin de bulunduğu bir odada ailesiyle birlikte yatması
caizdir.

r2861

5. Örnek almak maksadıyla herhangi bir âlimin ahlâkını gözetlemek caizdir.
31. Abdestin Farziyeti

[2871