بَابُ وَلِيِّ الْعَمْدِ يَرْضَى بِالدِّيَةِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ وَلِيِّ الْعَمْدِ يَرْضَى بِالدِّيَةِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3967 حَدَّثَنَا مُسَدَّدُ بْنُ مُسَرْهَدٍ ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ ، حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي ذِئْبٍ ، قَالَ : حَدَّثَنِي سَعِيدُ بْنُ أَبِي سَعِيدٍ ، قَالَ : سَمِعْتُ أَبَا شُرَيْحٍ الْكَعْبِيَّ ، يَقُولُ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : أَلَا إِنَّكُمْ يَا مَعْشَرَ خُزَاعَةَ قَتَلْتُمْ هَذَا الْقَتِيلَ مِنْ هُذَيْلٍ ، وَإِنِّي عَاقِلُهُ ، فَمَنْ قُتِلَ لَهُ بَعْدَ مَقَالَتِي هَذِهِ قَتِيلٌ ، فَأَهْلُهُ بَيْنَ خِيَرَتَيْنِ : أَنْ يَأْخُذُوا الْعَقْلَ ، أَوْ يَقْتُلُوا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

If a man emancipates two Muslim women, they will be deliverance from Hell fire; two bones of their will be emancipation for each of his bone.

Abu Dawud said: Salim did not hear (traditions) from Shurahbil. Shurahbil died at Siffin.

(4504) Ebû Şûreyh el-Ka'bî (r.a) den (şöyle) dedi (ği rivayet edilmiştir):
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur;

"Dikkat edin, ey Huzâa topluluğu! Siz, Huzeyl'den şu maktulü öldürdünüz. Ben onun
diyetini ödemekteyim. Benim şu sözlerimden sonra kimin bir adamı öldürülürce onun

[33]

ailesi diyet almak yada katili (kısas olarak) öldürmek arasında muhayyerdir."
Açıklama

Tirmizi bu hadis için 'İıasen- sahih" demiştir.

Huzâa kabilesj; bir zamanıar Mekke'ye hakim olmuşlardır. Sonra oradan çıkartıldılar
ve dışında kaldılar.

Bu hâdis-i şerif, Rasûlullah (s.a.v) in Mekke Fethi günü irad ettiği hutbenin bir
bölümüdür. O günlerde Huzâahlar, aralarındaki câhiliyye döneminden kalma bir kan
dâvası yüzünden, Hüzeyl kabilesinden birisini öldürmüşlerdi. Rasûlullah (s.a.v)
aralarındaki soğukluğu gidermek ve husûmeti Önlemek için Huzâahlar nâmına
Huzeyl'den olan maktulün diyetini ödemiş ve bundan böyle birisi öldürüldüğü zaman,
maktulün velilerinin kısas veya diyet almak arasında muhayyer olduklarını
bildirmiştir.

Hadis metninde Rasûlullah (s.a.v) in, Huzâahlara hitâbederken "Siz Huzeyl'den bir
maktulü öldürdünüz" buyurduğu görülmektedir. Bu tür ifadeler Arapçada kullanılan
ve "itibâru mâ yekûn" denilen mecazî bir ifadedir. Yani insan Öldürüldüğü zaman
maktul olduğu için böyle denilir. Hadis-i Şerif, kısas ve diyetten birisini seçmek
konusundaki muhayyerliğin, öldürülen şahsın velisine ait olduğuna delâlet etmektedir.

İMİ

Konu babın son hadisinde tekrar ele alınacaktır.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3968 حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بْنُ الْوَلِيدِ بْنِ مَزْيَدٍ ، أَخْبَرَنِي أَبِي ، حَدَّثَنَا الْأَوْزَاعِيُّ ، حَدَّثَنِي يَحْيَى ، ح وحَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ ، حَدَّثَنِي أَبُو دَاوُدَ ، حَدَّثَنَا حَرْبُ بْنُ شَدَّادٍ ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي كَثِيرٍ ، حَدَّثَنِي أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ ، حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ ، قَالَ : لَمَّا فُتِحَتْ مَكَّةُ قَامَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، فَقَالَ : مَنْ قُتِلَ لَهُ قَتِيلٌ فَهُوَ بِخَيْرِ النَّظَرَيْنِ : إِمَّا أَنْ يُودَى ، أَوْ يُقَادَ ، فَقَامَ رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ الْيَمَنِ يُقَالُ لَهُ : أَبُو شَاةٍ ، فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ ، اكْتُبْ لِي ، قَالَ الْعَبَّاسُ : اكْتُبُوا لِي ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اكْتُبُوا لِأَبِي شَاةٍ وَهَذَا لَفْظُ حَدِيثِ أَحْمَدَ قَالَ أَبُو دَاوُدَ : اكْتُبُوا لِي يَعْنِي خُطْبَةَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) said: the similitude of a man who emancipates a slave at the time of his death is like that of a man who gives a present after satisfying his appetite.

(4505) Ebû Hureyre (r.a) şöyle demiştir:

Mekke fethedilince Rasûlullah (s.a.v) ayağa kalkıp:

"Kimin bir adamı öldürülürse o iki şey arasında muhayyerdir; ya diyet ödenmesi yada
kısas yapılması" buyurdu.

Yemenlilerden, Ebû Şât denilen bir adam kalktı ve "Ya Rasûlellah! Benim için yaz; -

[351

Abbas; benim için yazın, dedi dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) "Ebû Şât

[361

için yazınız" buyurdu.

Bu, (ravilerden) Ahmed'in hadisinin lâfzıdır.

Ebû Dâvud dedi ki: "Benim için yazın "; Rasûlullah' in hutbesini benim için yazın,
[371

demektir.
Açıklama

Bu Hadis-i Şerifin bir kaç konu ile ilgisi vardır.

Zâten hadis mecmualarında yer aldığı konular buna delâlet etmektedir. Hadîs, bir



yönden, hadis (ilim) yazmanın cevazını, bir yönden öldürülen kişinin katiline
verilecek cezayı, bir başka açıdan da Mekke-i Mükkereme'nin hürmetini
ilgilendirmektedir.

Hadis-i şerif daha değişik lafzlaıia Sünen-i Ebî Davud'un Kitabü'l-Menâsik'inde 20 1 7
numarada geçmişti. Oradaki rivayet, Mekke'nin harem oluşunu ve Ebû Şât'm yazma
isteğini ihtiva etmektedir. Gerekli açıklama için o kısma bakabilir.
Buhâri'nin Kitâbu'l-İlm'deki rivayetinde de Rasûlullah (s.a.v) önce Mekke'nin harem
olduğunu bildirip, oraya ait bazı yasakları saymış, sonra da katile uygulanacak ceza ile
ilgili bölümü beyân buyurmuştur.

İşaret edilen rivayetlerde efendimiz, Mekkenin kendisinden önce de, sonra da harem

[38]

olduğunu ancak o gün bir müddet için kendisine izin verildiğini söylemiştir.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3969 حَدَّثَنَا مُسْلِمٌ ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَاشِدٍ ، حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ مُوسَى ، عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ جَدِّهِ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، قَالَ : لَا يُقْتَلُ مُؤْمِنٌ بِكَافِرٍ ، وَمَنْ قَتَلَ مُؤْمِنًا مُتَعَمِّدًا ، دُفِعَ إِلَى أَوْلِيَاءِ الْمَقْتُولِ ، فَإِنْ شَاءُوا قَتَلُوهُ ، وَإِنْ شَاءُوا أَخَذُوا الدِّيَةَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) read the Qur'anic verse, And take ye the Station of Abraham as a place of prayer.

(4506) Amr b. Şuayb, babası vasıtasıyla, dedesinden, o da Rasûlulah (s.a.v) den, şöyle
buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Bir rnü'min, kâfire karşılık öldürülmez. Kim bir mü'mini teammüden öldürürse,
maktulün velîsine teslim edilir. Onlar isterlerse katili öldürürler, isterlerse diyet
[391

alırlar."
Açıklama

Bu hadis, Sünen-i Ebû Davud'un Lü'lûî rivayetinde yoktur BunUj Jbnu'l-Arabi ve İbn
Dâse rivayet etmişlerdir.

Hadis~i Şerif iki temel noktaya ışık tutmaktadır. Bunlar:

a- Bundan önceki hadislerde de olduğu gibi, kısas veya diyet konusunda maktulün
velisinin muhayyer olması meselesi,

b- Bir kâfiri öldüren, bir müslümanm kısas yoluyla Öldürülüp, öldürü-lemeyeceği
meselesi,

Şimdi bu iki konuya kısaca göz atalım:

a) Daha Önce de belirtildiği üzere, cumhura göre, diyet veya kısastan birisini tercih
konusunda muhayyerlik, maktulün velisine aittir. Ancak Imam-ı Azam Ebû Hanîfe ve
İmam Mâlike göre muhayyerlik katile aittir.

Hadis şerhlerinde de, İmâm-ı Azam'in görüşü böyle verilmekle beraber, Hanefi fıkıh
kitaplarındaki ifadeler biraz daha farklıdır. Meselâ, Hi-dâye'de; anıdan öldürmenin
cezasının kısas olduğu belirtildikten sonra "... ancak veliler affederler veya sulh
yaparlarsa müstesna. Çünkü o, onların hakkıdır. Sonra o (kısas) vacib-i aynidir.
Velinin, katilin rızâsı olmadan diyet almaya hakkı yoktur. Bu, İmam Şâfıînin iki

140]

görüşünden biridir." denilmektedir.

Görüldüğü gibi bu ifadeler, kısas veya diyet isteme hakkının katile ait olduğunu değil,
maktulün velilerinin kısas yerine diyet alabilmeleri için katilin rızâsının şart olduğunu
bildirmektedir.

Şayet bir kişiyi, birkaç kişi öldürürse İmâm Şafiî, Ahmed b. Hanbel ve İshak b.
Raheveyh'e göre maktulün velisi istediğinden diyet alır, istediğini Öldürür. Eğer
maktulün birden fazla velisi (kısasa hak sahibi) olsa ve bunların bir kısmı çocuk olsa
veya gaib olsa İmâm Şafiî, Ebû Yûsuf, Muhammed, Ahmed b. Hanbel ve İshak b.



Raheveyh'e göre gaib olan gelinceye ve çocuk büyüyünceye kadar hazır olan büyükler
kısas isteyemezler. İmam Ebû Hanife ve İmâm Mâlike göre ise küçüklerin büyümesini
beklemeden, büyüklerin kısas yapma hakları vardır. Eğer maktulün velilerinden bir
kısmı kısas istese, bir kısmı da diyet istese, kısas uygulanmaz, ceza diyete dönüşür.
Katil, kısastan ve diyet ödemeden ölse cumhura göre maktulün varisleri, katilin
varislerinden diyet alırlar. Çünkü maktulün varisleri, kıyasla diyet arasında
muhayyerdirler. İmâm Ebû Hanifeye göre; esas ceza kısas olduğu için bu durumda
maktulün varisleri katilin varislerinden diyet alamazlar.

b) Hadis-i Şerifte zimmi veya rrtüste'mfen ayırımı yapılmadan, ğayr-i müslim birisini
öldüren bir müslümanm öldürülmeyeceği belirtilmektedir. Ulemânın cumhurunun
görüşü de bu istikâmettedir. Hanefılere göre ise eğer müslüman bir zimmiyi amden
öldürürse kısas olarak öldürülür. Müste'meni öldürmesi durumunda ise öldürülmez.
Şa'bî ve İbrahim en-Nehâî'ye göre müslümanm öldürdüğü gayr-i muslini ehl-i
kitaptansa yani yahûdi veya hıristiyansa müslümana kısas uygulanır. Mecûsî ise
[411

öldürülmez.

5. Diyet Aldıktan Sonra Katili Öldürenin Durumu