بَابٌ فِي قَوْلِهِ عَزَّ وَجَلَّ : وَقُلْ لِلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ أَبْصَارِهِنَّ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي قَوْلِهِ عَزَّ وَجَلَّ : وَقُلْ لِلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ أَبْصَارِهِنَّ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3640 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْمَرْوَزِيُّ ، حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ الْحُسَيْنِ بْنِ وَاقِدٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ يَزِيدَ النَّحْوِيِّ ، عَنْ عِكْرِمَةَ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، { وَقُلْ لِلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ أَبْصَارِهِنَّ } الْآيَةَ ، فَنُسِخَ ، وَاسْتَثْنَى مِنْ ذَلِكَ : { وَالْقَوَاعِدُ مِنَ النِّسَاءِ اللَّاتِي لَا يَرْجُونَ نِكَاحًا } الْآيَةَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Two men brought their dispute about the precincts of a palm-tree to the Messenger of Allah (ﷺ). According to a version of this tradition, he ordered to measure and it was measured. It was found seven yards. According to another version, it was found five yards. He made a decision according to that. AbdulAziz said: He ordered to measure with a branch of its branches. It was then measured.

(4111) İbn Abbas (r.a)'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Mümin kadınlara da

f2261

söyle, gözlerini (haramdan) sakınsınlar" âyeti neshedildi de bundan," Evlenme

r2271

arzusu kalmamış oturan (ihtiyar) kadınlar..." âyet(inin hükmü) dışarıda bırakıldı.
[2281



Açıklama

Bu hadis-i şerif, Nür sûresinin 60.'âyet-i kerimesinin. Nûr sûresinin 31. âyetinin
kadınların örtünmesiyle ilgili genel hükmünü tahsis ettiğini ifade etmekte ve hayızdan,
doğumdan kesilmiş, artık nikâha ümidleri kalmamış olan, kimsenin evlenme
arzusunda bulunmayacağı ya A lı kadınların, yabancı erkekler karşısında sokakta
örtündüğü örtüyü zinet mahallerini göstermemek kaydıyla çıkarabileceklerine delâlet
etmektedir.

Söz konusu âyet-i kerimenin tamamı şu mealdedir: Evlenme ümidi kalmayan,
(yaşlanıp) olurmuş kadınlara, zilletlerini açığa vurmamak şarüyla dış elbiselerini
çıkarmaktan dolayı bir vebal yoktur. Ama iffetli davranmaları Onlar için daha

[2291

hayırlıdır. Allah her şeyi işitendir, her şeyi bilendir.

Ayet-i kerimeyi tefsir ederken Hafız İbn Kcsîr şöyle diyor: "Yaşlanıp oturmuş
kadınlara, dış elbiselerini çıkarmalarından dolayı bir günah yoktur." âyeti hakkında
İbn Mes'ud; başörtülerinin üzerine örttükleri örtü veya mantodur, demiştir. İbn Abbas,
İbn Ömer, Mücâhid, Saîd, b. Cü-beyr, Ebû Şa'sâ, İbrahim Nehaî, Hasan. Katilde,
Zührî, Evzâi ve başkalarından da böyle rivayet edilmiştir. Ebû Salih söyle der: Dış
elbiselerini bırakır da erkeklerin arasında gömlek ve başörtüsüyle durabilir. Saîd b.
Cü-beyr ve başkalarının söylediğine göre; Abdullah b. Mes'ud'un kıraatmda
( elbiseleri...) kelimesinin önünde bir de "inin" harf-i cerri vardır. Burada kastedilen
elbise, başörtüsünün üzerine örtülen bir örtüdür. Yaşlı kadının başında sık dokulu bir



başörtüsü olduktan sonra bu örtüyü çıkarmasında bir beis yoktur. Saîd b. Cübeyr,
"Zinueticrini açığa vurmamak şartıyla" âyeti hakkında şöyle der: Üzerindeki zinet
görünsün diye üstündeki dış elbisesini çıkarmak suretiyle açılıp saçilmamalı. İbn Ebû
Hâtim'in babası kanalıyla Hz. Aişe (r.a)'den rivayetine göre bir kadın Hz. Aişe'nin
yanma girip: Ey müminlerin annesi; kına, boya, küpe, halhal, altın yüzük ve ince
elbiseler hakkında ne dersin? diye sormuştur. Hz. Aişe şöyle cevapladı: Ey kadınlar
topluluğu, sizin durumunuz birdir. Açılıp saçılma olmaksızın Allah Teâlâ size zineti
helâl kılmıştır. Yani zinetinizin namahrem olan birine görünmesi sizin için helâl
değildir:

Süddî şöyle anlatıyor: Benini, Müslim adında bir ortağım vardı ve bu Huzeyfe İbn
Yemân'ın hanımının kölesi idi. Bir gün çarşıya geldiğimde elinde kına izi vardı.
Kendisine bunu sordum, hanımefendisinin -ki Hu-zeyfe'nin eşidir- başına kına
yaktığını söyledi. Ben bunu hoş karşılamadım ve: İstersen seni onun yanma götürüp
(bunu soralım), dedim. Eve gidelim, dedi. Beni hanımefendisinin yanma götürdü. Bir
de baktım ki yaşlı başlı bir hanım!. Ben: Müslim senin başına kına yaktığını bana
nakletti öyle mi? diye sordum. Evei, dedi: şüphesiz ben evlenme ümidi kalmayan,
yaşlanıp oturmuş kadınlardanım. Allah Teâlâ bu konuda senin de işittiğin şeyleri
[2301

buyurdu.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3641 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلَاءِ ، حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ ، عَنْ يُونُسَ ، عَنِ الزُّهْرِيِّ ، قَالَ : حَدَّثَنِي نَبْهَانُ ، مَوْلَى أُمِّ سَلَمَةَ ، عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ ، قَالَتْ : كُنْتُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَعِنْدَهُ مَيْمُونَةُ ، فَأَقْبَلَ ابْنُ أُمِّ مَكْتُومٍ وَذَلِكَ بَعْدَ أَنْ أُمِرْنَا بِالْحِجَابِ ، فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : احْتَجِبَا مِنْهُ ، فَقُلْنَا : يَا رَسُولَ اللَّهِ ، أَلَيْسَ أَعْمَى لَا يُبْصِرُنَا ، وَلَا يَعْرِفُنَا ؟ فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : أَفَعَمْيَاوَانِ أَنْتُمَا ، أَلَسْتُمَا تُبْصِرَانِهِ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : هَذَا لِأَزْوَاجِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَاصَّةً ، أَلَا تَرَى إِلَى اعْتِدَادِ فَاطِمَةَ بِنْتِ قَيْسٍ عِنْدَ ابْنِ أُمِّ مَكْتُومٍ ، قَدْ قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِفَاطِمَةَ بِنْتِ قَيْسٍ : اعْتَدِّي عِنْدَ ابْنِ أُمِّ مَكْتُومٍ ، فَإِنَّهُ رَجُلٌ أَعْمَى تَضَعِينَ ثِيَابَكِ عِنْدَهُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Kathir ibn Qays said: I was sitting with AbudDarda' in the mosque of Damascus.

A man came to him and said: AbudDarda, I have come to you from the town of the Messenger of Allah (ﷺ) for a tradition that I have heard you relate from the Messenger of Allah (ﷺ). I have come for no other purpose.

He said: I heard the Messenger of Allah (ﷺ) say: If anyone travels on a road in search of knowledge, Allah will cause him to travel on one of the roads of Paradise. The angels will lower their wings in their great pleasure with one who seeks knowledge, the inhabitants of the heavens and the Earth and the fish in the deep waters will ask forgiveness for the learned man. The superiority of the learned man over the devout is like that of the moon, on the night when it is full, over the rest of the stars. The learned are the heirs of the Prophets, and the Prophets leave neither dinar nor dirham, leaving only knowledge, and he who takes it takes an abundant portion.

(4112) Ümmü seleme (ranha)'dan rivayet olunmuştur; dedi ki: Rasûlullah (s.a)'ın
yanında (bulunuyor) idim. Yanında Meymûne de vardır. Derken İbn Ümmü Mekiûm
çıkagekli. Bu (olay) biz örtünme ile emrolunduktan sonra (olmuştu). Bunun üzerine
Peygamber (s. a) (bize): "Ondan örtününüz" buyurdu.

Ey Allah'ın Rasûlü, o âmâ değilmi ? O bizi göremez ve tanıyamaz, dedik. Peygamber
(s. a) de:

"Siz de âmâ mısınız, onu görmüyor musunuz?" buyurdu.

Ebû Dâvûd dedi ki: Bu (emir) sadece Peygamber (s.a.v)'in hanımları içindir. Baksana,
Fâtıma binli Kays. (Abdullah) İbn Ümmü Mektûm'un yanında iddet beklemiştir. Hz.
Peygamber (s. a) Fâtıma binti Kays'a: "İbn Ümmü Mektûm'un yanında iddet (ini)
bekle. Çünkü o âmâ bir adamdır. Elbiselerini onun yanında (iken) çıkarabilirsin"
[2311

demiştir.
Açıklama

Hz. Ümmü Seleme ile Hz. Meymûne, ilim öğrengayesiyle Hz. Peygamber'in yanma
geldikleri bir sırada Hz. Peygamber'in müezinlerinden Abdullah İbn Ümmü Mek-tûm
da oraya çıkıp gelmiş. Abdullah âmâ olduğundan, Ümmü Seleme ile Meymûne
onun .gelmesiyle vücutlarının örtülmesinde yabancı erkekler karşısında gösterdikleri
titizliği göstermek istememişlerdir.

Hz. Peygamber, onları bu tutumlarından dolayı ikaz etmiş ve onlara Hz. Abdullah'ın
huzurunda da diğer yabancı erkeklerin huzurunda olduğu yüzle-riyle birlikte
gerdanlarını da örtmeleri gerektiğini, onun yanında bu şekilde örtünmeleri için
kendilerinin onu görebilmelerinin yeterli bir sebep olduğunu

ve Hz. Abdullah'ın âmâ olmasının onun huzurunda örtünme hususunda gerekli
titizliği göstermemek için bir sebep teşkil edemeyeceğini hatırlatmıştır.



Hadis-i şerifte özellikle ifade edildiğine göre bu olay, "Ey Peygamber! eşlerine,

f2321

kızlarına ve inananların kadınlarına söyle, örtülerini üstlerine salsınlar"
mealindeki örtünme âyeti indikten sonra olmuştur.

Bu bakımdan hadis-i şerifin zahiri, kadınların erkeklere bakmalarının caiz olmadığına
delâlet etmekledir. İmam Nevevî'ye göre ise (ki ulemânın cumhuru da aynı
görüştedir.) kadının, yabancı bir erkeğin diz kapaklan ile göbeği arası dışında kalan
kısımlarına bakması caizdir. Ancak bu cevaz fitne korkusu olmama şanıyla kayıtlıdır.
Binaenaleyh fitne korkusu olduğu zaman bu kısmlara bakması da haramdır.
Bu konuda Aliyyü'i FCârî şöyle diyor;

"Bu hadis-i şerif, kadının yabancı bir erkeğe bakmasının mutlak surette haram
olduğuna delâlet etmektedir. Bazıları da hadisteki bu yasağın fitne korkusuyla ilgili
olduğunu, fitne korkusu bulunmadığı zaman bu yasağın kalktımı söylemişlerdir,
kadının yabancı bir erkeğe bakmasının mutlak surette haram olduğu görüşünü
savunanlara göre; "Bir bayram günü Mescid-i Nebevî'nin avlusunda Hz. Peygamber'in

f2331

huzurunda Habeşîler oynarken Hz. Aişe'nin onları seyrettiğini" ifade eden hadis-i
şerif, Örtünme âyeti inmeden varid olmuştur. En doğru olan şudur ki, kadının yabancı
bir erkeğin avret yerlerine bakması haram, avret yerlerinin dışında kalan yerlere
bakması ise caizdir. Erkeğin avret yerleri göbeği ile diz kapağı arasıdır. Göbek ve diz
kapağının avret olup olmaması konusu fıkıh uleması arasında ihtilaflıdır. Biz fıkıh
ulemasının bu mevzudaki görüşlerini 4114 numaralı hadisin şerhinde açıklayacağız
inşallah. Mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifte kadının yabancı bir erkeğin avret
olmayan yerlerine bakmaktan da kaçınmasının takva ve verâ açısından daha uygun ol-
duğu ifade edilmektedir.

Hafız Süyûtî'nin açıklamasına göre, Habeşîlerin Mescid-i Nebevî'nin bahçesinde
oynamaları hadisesi hicretin 7. senesinde olmuştur. O sene, Hz. Aişe onaltı yaşında
idi. Bu durum bu hadisenin örtünme âyetinin inmesinden sonra olduğunu gösterir."
Görüldüğü gibi Aliyyül Kârı fr.a), mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifteki yasağı verâ
ile, Hz. Aişe'nin Mescid-i Nebevî'de oynayan Habeşî-leri seyrettiğini ifade eden
Hadisi şerifi de cevaz ile açıklamak suretiyle bu iki hadis arasındaki zahirî çelişkiyi
kaldırmış ve iki hadisin arasını telif etmiştir.

Aynı şekilde Hz. Peygamber'in Fâtıma binti kays'a, "Sen iddetini îbn Ümmii
Mektûm'un evinde bekle. Çünkü o âmâdır. Onun yanında elbiselerini çıkarabilirsin"
buyurduğunu ifade eden 2284 numaralı hadisi de bu şekilde cevaza hamledince
mevzumuzu teşkil eden hadisle onun arasında da bir çelişki kalmaz.
Bazıları da mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifteki yasağın sadece Hz. Peygamber'in
hanımlarına, bu mevzudaki cevazla ilgili hadislerin de diğer müslüman hanımlara ait
olduğunu söylemişlerdir ki Masannıf Ebû Dâvûd (r.a) metnin sonuna ilâve ettiği

[2341

sözleriyle bu görüşe işaret etmek istemiştir.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3642 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمَيْمُونِ ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ ، عَنِ الْأَوْزَاعِيِّ ، عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ جَدِّهِ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : إِذَا زَوَّجَ أَحَدُكُمْ عَبْدَهُ أَمَتَهُ ، فَلَا يَنْظُرْ إِلَى عَوْرَتِهَا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The tradition mentioned above has also been transmitted by Abu al-Darda through a different chain of narrators to the same effect from the Holy Prophet(ﷺ)

(4113) Abdullah b. As'dan rivayet olduğuna göre; Peygamber (s. a): "Biriniz cariyesini
kölcsiyle nikahladığı zaman (artık bir daha cariyesinin) avret yerlerine bakmasın"
1235]

buyurmuştur.



: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3643 حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ، حَدَّثَنِي دَاوُدُ بْنُ سَوَّارٍ الْمُزَنِيُّ ، عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ جَدِّهِ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : إِذَا زَوَّجَ أَحَدُكُمْ خَادِمَهُ - عَبْدَهُ ، أَوْ أَجِيرَهُ - فَلَا يَنْظُرْ إِلَى مَا دُونَ السُّرَّةِ ، وَفَوْقَ الرُّكْبَةِ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : وَصَوَابُهُ سَوَّارُ بْنُ دَاوُدَ الْمُزَنِيُّ الصَّيْرَفِيُّ ، وَهِمَ فِيهِ وَكِيعٌ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

If anyone pursues a path in search of knowledge, Allah will thereby make easy for him a path to paradise; and he who is made slow by his actions will not be speeded by his genealogy.

(4114) Abdullah b. As'dan rivayet olunduğuna göre; Peygamber (s. a.) şöyle
buyurmuştur:

"Biriniz cariyesini kölesine yahut işçisine nikahladığı zaman cariyenin göbek(inin) altı

' 12361

ile diz kapak(mm) üstüne bakmasın."
Açıklama

Bu hadis-i şeritler; bir kimsenin cariyesini bir baş kasıyla evlendirdiği zaman artık
şehvetini tatmin yönünden o cariyeden istifade edemeyeceğini, o cariyenin artık
kendisine diğer yabancı kadınlar gibi haram olacağını, binaenaleyh onun sadece
hizmetinden yararlanabileceğini ifade etmektedir.

Hadisin zahiri ve diğer bazı hadisler; göbek ile diz kapağının avret yeri olmayıp bu
ikisi arasında kalan kısımların avret olduğunu ifade etmektedir.
Avnü'I Ma'bûd da bu konuda şöyle denilmektedir:

"Mîrkât" isimli eserde açıklandığı üzere; ulema erkeklerde göbeğin avret yeri
olmadığında ittifak etmişlerdir. Diz kapaklarına gelince, İmam Mâlik ile İmam Şafiî
ve Ahmed'e göre erkeklerde diz kapakları avret yeri değildir. İmam Ebû Hanîfe ile
İmam Şafiî'nin ashabından bazılarına göre erkeklerde diz kapağı avrettir.
Cariyenin avret yerlerine gelince. İmam Mâlik ile İmam Şafiî'ye göre cariyelerin avret
yerleri aynen erkeklerin avret yerleri gibidir. İmanı Ebû Hanîfe'ye göre

r2371

erkekierinkinden fazla olarak cariyelerin karınları ile sutları da avrettir."

35. Başörtüsü(nü Bağlamak) Nasıl Olur?