بَابُ مَنْ قَالَ تَغْتَسِلُ مِنْ طُهْرٍ إِلَى طُهْرٍ



: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ مَنْ قَالَ تَغْتَسِلُ مِنْ طُهْرٍ إِلَى طُهْرٍ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

270 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرِ بْنِ زِيَادٍ ، وحَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ ، حَدَّثَنَا شَرِيكٌ ، عَنْ أَبِي الْيَقْظَانِ ، عَنْ عَدِيِّ بْنِ ثَابِتٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ جَدِّهِ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي الْمُسْتَحَاضَةِ تَدَعُ الصَّلَاةَ أَيَّامَ أَقْرَائِهَا ، ثُمَّ تَغْتَسِلُ وَتُصَلِّي ، وَالْوُضُوءُ عِنْدَ كُلِّ صَلَاةٍ قَالَ أَبُو دَاوُدَ : زَاد عُثْمَانُ وَتَصُومُ وَتُصَلِّي

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Umarah ibn Ghurab said that his paternal aunt narrated to him that she asked Aisha: What if one of us menstruates and she and her husband have no bed except one? She replied: I relate to you what the Messenger of Allah (ﷺ) had done.

One night he entered (upon me) while I was menstruating. He went to the place of his prayer, that is, to the place of prayer reserved (for this purpose) in his house. He did not return until I felt asleep heavily, and he felt pain from cold. And he said: Come near me. I said: I am menstruating. He said: Uncover your thighs. I, therefore, uncovered both of my thighs. Then he put his cheek and chest on my thighs and I lent upon he until he became warm and slept.

(297). Adiy b. Sabit, babası tarikiyla dedesinden Nebî (s.a.)in müstehaza hakkında
şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

(Müstehaza hastalanmadan evvelki) hayız günlerinde namazı terk eder, sonra (hayız
günleri bitince) gusleder ve namazım kılar. Her namazda da abdest alması lâzımdır.
[991



Ebû Dâvûd dedi ki:

£1001

(Râvi)i Osman "Oruç tutar ve namaz kılar", ibaresini ilâve etti.



Açıklama



Hadis-i şeriften anladığımıza göre, mu'tâde olan müstehaza eski hayız günleri
bitince gusleder ve temizlenmiş sayılır. Ancak özür sahibi sayıldığı için Hanefilere
göre her namaz vaktinde abdest alır ve sonraki hayız günleri gelinceye kadar,
namazını kılmaya devam eder. Hanefîlerden Tahâvîbu meselede şunları
söylemektedir: "Müstehaza her namaz için abdest alır, diyenler ihtilaf etmişlerdir.
Bunlardan Ebû Ha-nîfe, Züfer, Ebû Yûsuf ve Muhammed b. Hasen'e göre her namaz
vakti için abdest alır. Bazıları ise, vakti söz konusu etmeden her namaz için abdest alır
demişlerdir. Biz, bu iki görüşten sahih olanı ortaya koymak istedik ve gördük ki,
müstehaza abdest alıp daha namazını kılmadan vakit çıksa ve bu abdestle namaz
kılmak istese yeniden abdest almadan bunun caiz olmayacağında ittifak etmişlerdir.
Yine gördük ki, istihazah bir kadın bir namaz vaktinde abdest alsa ve bu abdestle
namaz kılsa, sonra da bu abdeste nafile kılmak istese vakit çıkmadığı müddetçe bunun
caiz olduğunda icma etmişlerdir. Bu söylediklerimiz abdesti bozan şeyin vaktin
çıkması olduğuna ve abdestli olmayı gerekli kılan şeyin namaz değil, vakit olduğuna
delildir..."

Tahâvî'nin bu ifâdeleri aslında Hanefî mezhebinde fetva verilen görüşü tesbit ve
takviyedir. Buna göre, Hanefîlerce müstehaza her namaz vakti için bir ayrı abdest
alacaktır. Bu mesele hakkında daha evvel de bilgi verilmiştir.

imam Kâsânî, Bedâyi'de bu hususta mezheplerin görüşünü vermiştir. Kâsânî'nin
söylediklerinin hülâsası şudur:

"Müstehaza gibi kendisinde hades bulunmadığı halde üzerinden namaz vakti
geçmeyen özür sahiplerine gelince, namaz vakti devam ettiği müddetçe bunlardan
necaset çıkması abdesti bozmaz. Bu biz Hanelilerin görüşüdür.

"Şâfif, özür istihaza, idrarı tutamama ve devamlı yellenme gibi iki yoldan birisinden
ise, her farz için abdest alır ve bununla istediği kadar nafile kılabilir, demiştir.
"İmam Mâlik'in iki görüşünden birine göre her namaz için abdest alması lâzımdır.
İmam Mâlik "Müstehaza her namaz için abdest alır" hadisine dayanmış, Şafii de bu
namazı farz olarak kayıtlandırmış ve nafileyi de farza tâbi saymıştır.
"Bizim delilimiz ise, Ebû Hanîfe'nin nivâyet ettiği "müstehaza her namaz vakti için
abdest alır" hadis-i şerifidir. Bu hadis bu babda nasstır. Ayrıca azimet, nimete şükür
bakımından vaktin tamamını edâ ile meşgul etmektir. Ancak bir ruhsat, kolaylık,
rahmet ve fazl olarak Sâri, vaktin bir kısmını edâ ile meşgul etmeyi terke cevaz vermiş
ve bunu, hükmen bütün vakti namazla meşgul etmek saymıştır. Öyleyse vaktin
tümünü Şer'an edâ etmek fiilen edâ etmek demektir. Bu da taharetin bekası ile
mümkündür..."

Kâsânî bu şekilde Hanefî mezhebinin görüşünü müdafaa ettikten onra Şafiî ve
Malikilerin dayandıkları hadisin aslında kendi görüşleri aleyhine bir delil olduğunu
söyleyerek bunu ispat cihetine gitmiştir. Fakat burada bu münakaşaları nakletmeye
lüzum yoktur.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

271 حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ، عَنِ الْأَعْمَشِ ، عَنْ حَبِيبِ بْنِ أَبِي ثَابِتٍ ، عَنْ عُرْوَةَ ، عَنْ عَائِشَةَ ، قَالَتْ : جَاءَتْ فَاطِمَةُ بِنْتُ أَبِي حُبَيْشٍ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَذَكَرَ خَبَرَهَا وَقَالَ ثُمَّ اغْتَسِلِي ، ثُمَّ تَوَضَّئِي لِكُلِّ صَلَاةٍ وَصَلِّي

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

When I menstruated, I left the bed and lay on the reed-mat and did not approach or come near the Messenger of Allah (ﷺ) until we were purified.

(298).Aişe (r. anha)dan, şöyle demiştir:

Fatıma bint Ebî Hubeyş Resülullah (sallallahü aleyhi vesellem)e geldi (Burada Urve)
yukarıda geçen Fâtıma ile ilgili haberi nekletti. Resülullah:



rıon [iQ2]

"Sonra guslet ve her namaz (vakti) için abdest ahp namazını kıl" buyurdu.
Açıklama

İbni Mâce ve Beyhakî'de Fâtıma'nm haberi lâfzan şöyle zikredilmektedir:
Fatıma; Ya Resülullah ben istihaza olan bir kadınım, temizlenemiyorum. Namazı
terkedeyim mi? dedi. Resülulah; "hayır bu ancak damar(kam)dır hayz değildir. Hayz
günlerinde namazı bırak, sonra yıkan ve kan hasır (seccade) üzerine damlasa da her
namaz (vakti) için abedst al!" buyurdu.

Yukarıda beyan edildiği gibi "her namaz için abdest al" ifadesinde bulunan lâm vakit
mânâsmdadır. Buna göre mana, "her namaz vakti için abdest al," şeklinde olur.
Tereceme de buna göre yapılmıştır. Hanefîlerin görüşü budur. Yani özür sahibi bir
kadının her farz namaz için değil, her vakit için abdest alması lâzımdır.
Şafıîlere göre ise, hadisteki lâm vakit manasında tefsir edilmemiştir. Dolayısıyle her
namaz için abdest alması gereklidir, denilmiştir.

Mâli kilere göre ise, buradaki emir istihbâba hamdedilmiş, her namaz için abdest
alması müstehab addedilmiştir.

Burada söz konusu olan ihtilaflar farz namazlar içindir; istihazalubir kadın bir farz
namazın arkasında istediği kadar nafile kılabilir. Bunda bütün imamlar ittifak
etmişlerdir.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

272 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سِنَانٍ الْقَطَّانُ الْوَاسِطِيُّ ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ ، عَنْ أَيُّوبَ بْنِ أَبِي مِسْكِينٍ ، عَنِ الْحَجَّاجِ ، عَنْ أُمِّ كُلْثُومٍ ، عَنْ عَائِشَةَ فِي الْمُسْتَحَاضَةِ تَغْتَسِلُ تَعْنِي مَرَّةً وَاحِدَةً ، ثُمَّ تَوَضَّأُ إِلَى أَيَّامِ أَقْرَائِهَا حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سِنَانٍ الْقَطَّانُ الْوَاسِطِيُّ ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ ، عَنْ أَيُّوبَ أَبِي الْعَلَاءِ ، عَنِ ابْنِ شُبْرُمَةَ ، عَنِ امْرَأَةِ مَسْرُوقٍ ، عَنْ عَائِشَةَ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِثْلَهُ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ : وَحَدِيثُ عَدِيِّ بْنِ ثَابِتٍ وَالْأَعْمَشِ ، عَنْ حَبِيبٍ ، وَأَيُّوبَ أَبِي الْعَلَاءِ كُلُّهَا ضَعِيفَةٌ لَا تَصِحُّ وَدَلَّ عَلَى ضُعْفِ حَدِيثِ الْأَعْمَشِ عَنْ حَبِيبٍ هَذَا الْحَدِيثُ أَوْقَفَهُ حَفْصُ بْنُ غِيَاثٍ ، عَنِ الْأَعْمَشِ ، وَأَنْكَر حَفْصُ بْنُ غِيَاثٍ ، أَنْ يَكُونَ حَدِيثُ حَبِيبٍ مَرْفُوعًا ، وَأَوْقَفَهُ أَيْضًا أَسْبَاطٌ ، عَنِ الْأَعْمَشِ مَوْقُوفٌ عَنْ عَائِشَةَ قَالَ أَبُو دَاوُدَ : وَرَوَاهُ ابْنُ دَاوُدَ ، عَنِ الْأَعْمَشِ مَرْفُوعًا أَوَّلُهُ ، وَأَنْكَرَ أَنْ يَكُونَ فِيهِ الْوُضُوءُ عِنْدَ كُلِّ صَلَاةٍ ، وَدَلَّ عَلَى ضُعْفِ حَدِيثِ حَبِيبٍ هَذَا أَنَّ رِوَايَةَ الزُّهْرِيِّ ، عَنْ عُرْوَةَ ، عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ : فَكَانَتْ تَغْتَسِلُ لِكُلِّ صَلَاةٍ فِي حَدِيثِ الْمُسْتَحَاضَةِ وَرَوَى أَبُو الْيَقْظَانِ ، عَنْ عَدِيِّ بْنِ ثَابِتٍ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ عَلِيٍّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ، وَعَمَّارٍ مَوْلَى بَنِي هَاشِمٍ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ وَرَوَى عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ مَيْسَرَةَ ، وَبَيَانٌ ، وَالْمُغِيرَةُ ، وَفِرَاسٌ ، وَمُجَالِدٌ ، عَنِ الشَّعْبِيِّ ، عَنْ حَدِيثِ قَمِيرَ ، عَنْ عَائِشَةَ تَوَضَّئِي لِكُلِّ صَلَاةٍ وَرِوَايَةَ دَاوُدَ ، وَعَاصِمٍ ، عَنِ الشَّعْبِيِّ ، عَنْ قَمِيرَ ، عَنْ عَائِشَةَ تَغْتَسِلُ كُلَّ يَوْمٍ مَرَّةً وَرَوَى هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ ، عَنْ أَبِيهِ الْمُسْتَحَاضَةُ تَتَوَضَّأُ لِكُلِّ صَلَاةٍ وَهَذِهِ الْأَحَادِيثُ كُلُّهَا ضَعِيفَةٌ إِلَّا حَدِيثَ قَمِيرَ ، وَحَدِيثَ عَمَّارٍ مَوْلَى بَنِي هَاشِمٍ ، وَحَدِيثَ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ ، عَنْ أَبِيهِ ، وَالْمَعْرُوفُ عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ الْغُسْلُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Ikrimah reported on the authority of one of the wives of the Prophet (ﷺ) saying: When the Prophet (ﷺ) wanted to do something (i.e. kissing, embracing) with (his) menstruating wife, he would put a garment on her private part.

(299).Aişe (r.anhâ) Müstehaza hakkında "Bir kere gusleder, sonra hayız günleri

ri031 [104]

gelinceye kadar abdest alır" demiştir.
Açıklama

Görüldüğü gibi, bu hadis-i şerifin senedi Hz. Aişeîde kalmak-tadır. Yani mevkuf bir
hadistir. Ancak Beyhakî, Abbas b. Mu-hammed tarikiyle merfuan, biraz değişik
lafızlarla Resulüllah'dan nakletmiştir.

Hadis-i şerif daha evvelki hadislerde olduğu gibi mu'tâde olan müstehazanm hayz
günleri bitince bir defa gusledeceğine sonra da her namaz vakti için abdest alacağına
işaret etmektedir.