بَابٌ فِي أَكْلِ اللَّحْمِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي أَكْلِ اللَّحْمِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3339 حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ ، حَدَّثَنَا أَبُو مَعْشَرٍ ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا ، قَالَتْ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : لَا تَقْطَعُوا اللَّحْمَ بِالسِّكِّينِ فَإِنَّهُ مِنْ صَنِيعِ الْأَعَاجِمِ ، وَانْهَسُوهُ فَإِنَّهُ أَهْنَأُ وَأَمْرَأُ قَالَ أَبُو دَاوُدَ : وَلَيْسَ هُوَ بِالْقَوِيِّ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The memory of Sufyan was stronger than mine.

(3778) Aişe (r.anhâ)'dan rivayet olunduğuna göre; Rasûlullah (s.a):



"Eti bıçakla kesmeyiniz. Çünkü bu ecnebilerin işidir. Onu siz dişlerinizle kopararak
yeyiniz. Çünkü böylesi daha lezzetli ve hazmı daha kolaydır" buyurmuştur.

Lİ03J

Ebû Dâvûd dedi ki: Bu hadis sahih değildir.
Açıklama

İbnü'l-Cevzî bu hadisi Mevzuat isimli eserinde uydurma hadisler arasında zikretmiştir.
Ahmed b. Hanbel; bu hadisin sahih olmadığını, bu hadisi Ebû Ma'şer el-Medinî'den
başka rivayet eden bir ravi daha bulunmadığını söylemiş ve kendisinin, Ümeyye ed-
Dâmrî'den Rasûlullah (s.a)'m boğazlanmış bir koyunun omuz kısmından bıçakla kesti-

£1041

ğine dair bir hadis rivayet ettiğini ifade ettikten sonra şöyle demiştir: "Eğer Ebû
Ma'şer'in rivayet ettiği hadisin sahih olduğu kabul edilirse o hadisin pişmiş et
hakkında söylenmiş olması gerekir. Hz. Peygamber'in bir koyunun omuz kısmından
bir bıçakla.kesip aldığım ifade eden Ümeyye hadisinin de pişmemiş etler hakkında

£1051

söylenmiş olması ihtimali vardır."

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3340 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى ، حَدَّثَنَا ابْنُ عُلَيَّةَ ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ إِسْحَاقَ ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مُعَاوِيَةَ ، عَنْ عُثْمَانَ بْنِ أَبِي سُلَيْمَانَ ، عَنْ صَفْوَانَ بْنِ أُمَيَّةَ ، قَالَ : كُنْتُ آكُلُ مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَآخُذُ اللَّحْمَ بِيَدِي مِنَ الْعَظْمِ ، فَقَالَ : أَدْنِ الْعَظْمَ مِنْ فِيكَ فَإِنَّهُ أَهْنَأُ وَأَمْرَأُ قَالَ أَبُو دَاوُدَ : عُثْمَانُ لَمْ يَسْمَعْ مِنْ صَفْوَانَ وَهُوَ مُرْسَلٌ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) said: (The standard) weight is the weight of the people of Mecca, and the (standard) measure is the measure of the people of Medina.

Abu Dawud said: Al-Firyabi and Abu Ahmad have also transmitted from Sufyan in a similar way, and he (Ibn Dukain) agreed with them on the text. The version of Abu Ahmad has: from Ibn 'Abbas instead of Ibn 'Umar. It has also been transmitted by al-Walid b. Muslim from Hanzalah. This version has: the weight of Medina and the measure of Mecca.

Abu Dawud said: There is a variation in the text of the version of this tradition narrated by Malik b. Dinar from 'Ata' from the Prophet (ﷺ).

(3779) Safvân b. Ümeyye'den, şöyle dediği rivayet olunmuştur:

Peygamber (s. a) ile birlikte (et) yiyiyordum. Eti kemikten elimle (sıyırıp) alıyordum.
Bunun üzerine;

"Kemiği ağzına yaklaştır, (etini dişlerinle) kopararak ye. Çünkü böylesi daha tatlı ve
daha yarayışlıdır" buyurdu.

Ebû Dâvûd dedi ki: (Bu hadisin ravilerinden) Osman (b. Ebî Süleyman) Safvân 'dan

[1061

(hadis) işitmemiştir; (binaenaleyh) bu hadis mürseldir.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3341 حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ ، حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ ، عَنْ زُهَيْرٍ ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ ، عَنْ سَعْدِ بْنِ عِيَاضٍ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ ، قَالَ : كَانَ أَحَبُّ الْعُرَاقِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عُرَاقَ الشَّاةِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ ، حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ بِهَذَا الْإِسْنَادِ قَالَ : كَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُعْجِبُهُ الذِّرَاعُ قَالَ : وَسُمَّ فِي الذِّرَاعِ وَكَانَ يَرَى أَنَّ الْيَهُودَ هُمْ سَمُّوهُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah (ﷺ) addressed us and said: Is here any one of such and such tribe present? But no one replied.

He again asked: Is here any one of such and such tribe present? But no one replied.

He again asked: Is here any one of such and such tribe?

Then a man stood and said: I am (here), Messenger of Allah.

He said: What prevented you from replying the first two times? I wish to tell you something good.

Your companion has been detained (from entering Paradise) on account of his debt. Then I saw him that he paid off all his debt on his behalf and there remained no one to demand from him anything.

Abu Dawud said: The name of the narrator Sam'an is Sam'an b. Mushannaj.

(3780) Abdullah b. Me'sûd (r.a)'dan rivayet olunmuştur; dedi ki: Rasûlullah (s.a)'m en

£1071

sevdiği kemik koyun kemiğiydi.
Açıklama

Metinde geçen kelimesi hakkında lügat âlimleri şöyle diyorlar: Ibnü'1-Esîr, en-Nihâye
isimli eserinde der ki: "el-Urk kelimesi, etinin çoğu sıymlmış da birazı kalmış etli
kemik anlamına gelir. Bu kelimenin çoğulu "urâk" gelir. Ancak bir kelimenin
çoğulunun bu kalıpta gelmesi çok nâdirdir."

Kamus mütercimi Asim Efendi de bu kelime hakkında şöyle diyor: "Eti üzerinde olan
kemiğe urk, eti soyulup yenen kemiğe de "el-urâk" denir. Ala-kavlin ikisi de

£108]

zikrolunan iki manaya ıtlak olunur.

Bu hadisin bab başlığıyla ilgisi Hz. Peygamber'in etli kemikleri çok sevdiğine ve bu
kemikleri dişleriyle sıyırıp yediğine delâlet etmesidir.

Çünkü Hz. Peygamber'in bu kemikleri sevmesi demek, onlardaki etleri dişleriyle
sıyırıp yemesini severdi demektir. Bu cümlenin bu etleri bıçakla yemesini severdi
anlamına geldiği söylenemez. Çünkü kemiklerin etleri sıyrılınca kemiklerden söz



etmeye lüzum kalmaz. Kemikten sıyrılan etlere "kemik" denmez, "et" denir.
Hz, Peygamber'in kemikleri yarı etli atmayıp da onları dişleriyle sıyırmasında nimete
karşı olan ihtiyacının ve nimete karşı saygısının ifadesi vardır. Zamanımızda nimet
israfının yol açtığı maddî zararlar düşünüldüğü zaman Hz. Peygamber'in, Allah'ın
verdiği nimetlere karşı gösterdiği bu saygılı ve mütevazi tutumundaki hikmet daha
[1091 ' ^

kolay anlaşılır.