بَابُ التَّسْمِيَةِ عَلَى الطَّعَامِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ التَّسْمِيَةِ عَلَى الطَّعَامِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3327 حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ خَلَفٍ ، حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ ، قَالَ : أَخْبَرَنِي أَبُو الزُّبَيْرِ ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ ، سَمِعَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ : إِذَا دَخَلَ الرَّجُلُ بَيْتَهُ فَذَكَرَ اللَّهَ عِنْدَ دُخُولِهِ ، وَعِنْدَ طَعَامِهِ ، قَالَ الشَّيْطَانُ : لَا مَبِيتَ لَكُمْ وَلَا عَشَاءَ ، وَإِذَا دَخَلَ فَلَمْ يُذْكَرِ اللَّهَ عِنْدَ دُخُولِهِ قَالَ الشَّيْطَانُ : أَدْرَكْتُمُ الْمَبِيتَ ، فَإِذَا لَمْ يَذْكُرِ اللَّهَ عِنْدَ طَعَامِهِ قَالَ : أَدْرَكْتُمُ الْمَبِيتَ وَالْعَشَاءَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Lying and swearing have a place on i. 'Abd Allah al-Zuhri said: Unprofitable speech and lying.

(3765) Ebu'z-Zübeyr'den rivayet olunduğuna göre, Câbir b. Abdullah (r.a) Peygamber
(s.a)'i şöyle derken işitmiştir:

"Bir adam evine girerken Besmele çekerek girerse ve yemek yerken de (Besmele
çekerek yerse), şeytan (arkadaşlarına): (Burada) sizin için gecelemek (imkânı da) yok,
akşam yemeği de yok, der. Eğer (adam evine) girerken Allah'ı anmadan girerse şeytan
(arkadaşlarına: Burada) gecelemek (imkânm)a kavuştunuz, der. Eğer yemeği yerken
de Allah'ın adını anmamışsa (şeytan arkadaşlarına: Burada) geceleme ve akşam

£761

yemeği (yeme imkânı)na kavuştunuz, der."
Açıklama

Bu hadis-i şerifte şeytanların Besmelesiz girilen eve girmeye muvaffak oldukları,
Besmeleyle girilen eve ise girmeye muvaffak olamadıkları, aynı şekilde Besmelesiz
yenen yemeğe onların da ortak oldukları, Besmeleyle yenen yemeğe ise asla ortak
olamadıkları ifade edilmektedir.

Her ne kadar burada sadece evlere Besmeleyle girmek ve yemeğe Besmeleyle
başlamaktan bahsedilmekle yetinilmişse de aslında Besmele çekmek sadece bu iki fiile
mahsus değildir. Bütün fiillerin başında Besmele çekmek sünnet-i müekkededir.
Yemeğin başında Besmele çekmenin vacib, sonunda Elhamdülillah demenin müstehab
olduğunu söyleyenler de vardır.

İhyâu Ulûmiddîn'de açıklandığı üzere, her lokmanın başında Besmele sonunda
Elhamdülillah demek daha iyi olur. Şöyle ki birinci lokmanın başında Bismillah
somunda Elhamdülillah der ikinci lokmanın başında Bismil-lahirrahman, sonunda
Elhamdülillâhi Rabbilâlemin, üçüncü lokmanın başında Bismillâhirrahımânirrahim,
sonunda Elhamdülillâhi Rabbil âlemin er-rahmânirrahîm denir. Lokmalar bu şekilde
üçer üçer hesab edilir. Eğer

lokmaların Besmelesiz yendiği yemeğin sonunda hatırlanacak olursa, "Bis-millahi alâ

im

evvelihi ye âhirini" demekle yetinilir.

Hanefî ulemasına göre, yemeğin başında Bismillah sonunda da Elhamdülillah demek
sünnettir. Eğer Besmele yemeğin başında unutulmuş da yemek bitmeden hatırlanmışsa
hatırlandığı anda "Bismillahi alâ evvelihi ve âhirini" der. Nitekim Peygamber
Efendimiz: "Kendisine yemek getirilince yemeğin başında Besmele çekip sonunda

[781 '

Elhamdülillah diyen bir mü'min-den Allah razı olur" buyurmuştur.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3328 حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ ، عَنِ الْأَعْمَشِ ، عَنْ خَيْثَمَةَ ، عَنْ أَبِي حُذَيْفَةَ ، عَنْ حُذَيْفَةَ ، قَالَ : كُنَّا إِذَا حَضَرْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ طَعَامًا لَمْ يَضَعْ أَحَدُنَا يَدَهُ حَتَّى يَبْدَأَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، وَإِنَّا حَضَرْنَا مَعَهُ طَعَامًا ، فَجَاءَ أَعْرَابِيٌّ كَأَنَّمَا يُدْفَعُ ، فَذَهَبَ لِيَضَعَ يَدَهُ فِي الطَّعَامِ ، فَأَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِيَدِهِ ، ثُمَّ جَاءَتْ جَارِيَةٌ كَأَنَّمَا تُدْفَعُ ، فَذَهَبَتْ لِتَضَعَ يَدَهَا فِي الطَّعَامِ ، فَأَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِيَدِهَا ، وَقَالَ : إِنَّ الشَّيْطَانَ لَيَسْتَحِلُّ الطَّعَامَ الَّذِي لَمْ يُذْكَرِ اسْمُ اللَّهِ عَلَيْهِ ، وَإِنَّهُ جَاءَ بِهَذَا الْأَعْرَابِيِّ يَسْتَحِلُّ بِهِ ، فَأَخَذْتُ بِيَدِهِ ، وَجَاءَ بِهَذِهِ الْجَارِيَةِ يَسْتَحِلُّ بِهَا فَأَخَذْتُ بِيَدِهَا ، فَوَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ إِنَّ يَدَهُ لَفِي يَدِي مَعَ أَيْدِيهِمَا

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

A man seized his debtor who owed ten dinars to him. He said to him: I swear by Allah, I shall not leave you until you pay off (my debt) to me or bring a surety. The Prophet (ﷺ) stood as a surety for him.

He then brought as much (money) as he promised. The Prophet (ﷺ) asked: From where did you acquire this gold? He replied: From a mine. He said: We have no need of it; there is no good in it. Then the Messenger of Allah (ﷺ) paid (the debt) on his behalf.

(3766) Huzeyfe (r.a)'den rivayet olunmuştur; dedi ki:

Biz Rasûlullah (s. a) ile birlikte bir yemekte bulunmuştuk. Rasûlullah (s. a) ile birlikte
sofrada hazır bulunduğunuz halde içimizden hiçbir kimse ondan önce elini sofraya



uzatmadı. Derken bir bedevi sanki (arkasından yemeğe doğru) itilmiş gibi (hızla) gelip
el. ini daldırmak üzere yemeğe götürdü. Rasûlullah (s. a) da hemen onun elini tuttu.
Sonra bir cariye sanki (arkasından) itiliyormuş gibi (hızla) gelip yemeğe sokmak üzere
elini uzattı. Rasûlullah (s. a) onun elini de tuttu ve şöyle buyurdu:
"Gerçekten şeytan, üzerine Allah'ın ismi anılmayan (Besmele çekilmeyen) yemeği
yemeye imkân bulur. (O bu yemeği kendisine) helâl kılmak için önce kendisine âlet
edebileceği şu bedeviyi getirdi. Ben de onun elini tuttum, (şeytana imkân vermedim).
Sonra (bu yemeği kendisine) helâl kılmaya âlet etmek üzere bu cariyeyi getirdi. Ben
(onun da) elini tuttum. Varlığım elinde olan zâta yemin olsun ki, şeytanın eli bedevi ve

[791

cariyenin eli ile birlikte benim elimdedir."
Açıklama

Bu hadis-i şerif, yemeğe başlarken Besmele çekmenin sünnet olduğuna delâlet
etmektedir.

Merhum A. Davudoğlu bu hadisle ilgili olarak yaptığı açıklamada şöyle diyor:
"Şeytanın yemeği helâl saymasından murad bazılarına göre hakikaten helâl olacağına
itikad etmesidir. Bir takımları, bundan murad, yemeğin bereketini kaldırmaktır; böyle
bir yemeği diyen doymaz, demişlerdir. Nevevî de şunları söylemiştir: "Helâl sayar
cümlesinin manası, yemeğe imkân bulur, demektir. Yani bir insanın Besmelesiz
başladığı yemeği şeytan yer. Fakat Besmeleyle başlarsa veya sofradakilerden bazıları
Besmele çekerse o yemekten yiyemediği gibi henüz kimsenin yemediği yemekten de
yiyemez. 1"' Sonra kelâm ve fıkıh uleması ile muhaddislerin gelmiş geçmiş cumhuruna
göre, bu hadis ile şeytanın yemek yediğine dair varid olan diğer hadisler zahirî ma-
nalarına hamledilmiştir. Yani şeytan hakikaten yemek yer. Çünkü bunu akıl imkânsız
görmediği gibi şeriat da inkâr etmemiş, bilâkis ispat eylemiştir.

mm

Binaenaleyh kabulü ve itikad olunması vâcibtir."

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3329 حَدَّثَنَا مُؤَمَّلُ بْنُ هِشَامٍ ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ، عَنْ هِشَامٍ يَعْنِي ابْنَ أَبِي عَبْدِ اللَّهِ الدَّسْتُوَائِيَّ ، عَنْ بُدَيْلٍ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُبَيْدٍ ، عَنْ - امْرَأَةٍ ، مِنْهُمْ يُقَالُ لَهَا - أُمُّ كُلْثُومٍ عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : إِذَا أَكَلَ أَحَدُكُمْ فَلْيَذْكُرِ اسْمَ اللَّهِ تَعَالَى ، فَإِنْ نَسِيَ أَنْ يَذْكُرَ اسْمَ اللَّهِ تَعَالَى فِي أَوَّلِهِ فَلْيَقُلْ بِسْمِ اللَّهِ أَوَّلَهُ وَآخِرَهُ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

I heard the Messenger of Allah (ﷺ) say: What is lawful is clear and what is unlawful is clear, but between them are certain doubtful things. I give you an example for this. Allah has a preserve, and Allah's preserve is the things He has declared unlawful. He who pastures (his animals) round the preserve will soon fall into it. He who falls into doubtful things will soon be courageous.

(3767) Aişe (r. anha)'dan rivayet olunduğuna göre; Rasûlullah (s. a) şöyle
buyurmuştur:

"Biriniz ye(mek yemek iste)diği zaman (yemeğe başlarken) yüce Allah'ın ismini
ansın. Eğer (yemeğin) başında yüce Allah'ın ismini anmayı unutursa 'Bismillâhi

181]

evvelehü ve âhirehü: Başında da sonunda Allah'ın ismiyle başlarım' desin."

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3330 حَدَّثَنَا مُؤَمَّلُ بْنُ الْفَضْلِ الْحَرَّانِيُّ ، حَدَّثَنَا عِيسَى يَعْنِي ابْنَ يُونُسَ ، حَدَّثَنَا جَابِرُ بْنُ صُبْحٍ ، حَدَّثَنَا الْمُثَنَّى بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْخُزَاعِيُّ ، عَنْ عَمِّهِ أُمَيَّةَ بْنِ مَخْشِيٍّ - وَكَانَ مَنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ - قَالَ : كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ جَالِسًا وَرَجُلٌ يَأْكُلُ فَلَمْ يُسَمِّ حَتَّى لَمْ يَبْقَ مِنْ طَعَامِهِ إِلَّا لُقْمَةٌ فَلَمَّا رَفَعَهَا إِلَى فِيهِ قَالَ : بِسْمِ اللَّهِ أَوَّلَهُ وَآخِرَهُ ، فَضَحِكَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ثُمَّ قَالَ : مَا زَالَ الشَّيْطَانُ يَأْكُلُ مَعَهُ ، فَلَمَّا ذَكَرَ اسْمَ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ اسْتَقَاءَ مَا فِي بَطْنِهِ قَالَ أَبُو دَاوُدَ : جَابِرُ بْنُ صُبْحٍ جَدُّ سُلَيْمَانَ بْنَ حَرْبٍ مِنْ قِبَلِ أُمِّهِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

I heard Messenger of Allah (ﷺ) say: But between them are certain doubtful things which many people do not recognize. He who guards against doubtful things keeps his religion and his honor blameless, but he who falls into doubtful things falls into what is unlawful.

(3768) Rasûlullah (s.a)'ın sahâbîlerinden Ümeyye b. Mahşî (r.a)'den şöyle rivayet
olunmuştur:

Rasûlullah (s. a) oturuyordu. Bir adam da (orada) yemek yiyordu. (Adam yemek

yerken) Besmele çekmedi. Yemekten sadece bir lokma kalmıştı. (Adam) o lokmayı

ağzına kaldırdığı sırada, 'Bismillâhi evvelehü ve âhirehu: Başına da sonuna da

Bismillah' dedi. Bunun üzerine Peygamber (s. a) gülmeye başladı. Sonra:

"Şeytan bu adamla beraber yemeye devam ediyordu. (Adam) Aziz ve Celîl olan

Allah'ın ismini anınca (şeytan yediği yemekten) karnında ne varsa (hepsini) kustul'

buyurdu.

Ebû Dâvûd dedi ki: (Bu hadisin râvilerinden olan) Câbir b. Subh, Süleyman b. Harb'in



1821

anne cihetinden dedesidir.



Açıklama

Bu hadis-i şerifler; bir kimsenin yemeğe başlarken Besmele çekmesi gerektiğini
belirtmektedir. Eğer yemeğe başlarken unutmuş da biraz sonra bunun farkına varmışsa
o anda, "Bismillâhi evvelehü ve âhirehü: (Bu yemeğin) başına da sonuna da bismillah"
demesi gerektiği, eğer başında Besmele çekmediği gibi ortasında veya sonunda da
Besmele çekmeyecek olursa o yemeği onunla birlikte şeytanın da yiyeceği ifade edil-
mektedir.

Haleften ve seleften hadis ulemasının cumhuruna göre; şeytanın da insanlar gibi iki eli
ve iki ayağı vardır. Onların da erkekleri ve dişileri vardır. İnsanlar gibi yer ve içerler.
Ancak şeytan yemeği sol eliyle yer. Binaenaleyh hadis-i şerifte söz konusu edilen,
şeytanın yemek yemesinden maksat hakiki manada yemek yemesidir. Yediği yemeği
kusmasından maksat da hakiki kusmasıdır.

Bazıları, "Şeytanın yemek yemesinden maksat yemeğin bereketini alması,
kusmasından maksatsa aldığı bereketi geri bırakmasıdır" demişlerse de, Şevkânî'nin
Neylü'l-Evtâr'da açıkladığı gibi, bu kelimeleri hakiki manasından çıkarıp mecazî
manaya hamletmeyi gerektiren hiçbir sebeb ve karine mevcut değildir.
Biz yemeğe başlarken Besmele çekmenin hükmünü 3765 numaralı hadisin şerhinde

[831

açıkladığımızdan burada tekrara lüzum görmüyoruz.

16. (Bir Yere) Dayanarak Yemek Yeme Konusundaki Hadisler