بَابُ الْحَدِيثِ عَنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابُ الْحَدِيثِ عَنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3231 حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ ، حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُسْهِرٍ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : حَدِّثُوا عَنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَا حَرَجَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Prophet (ﷺ) as saying: When a servant (of Allah) is placed in his grave, and his Companions depart from him, he hears the stepping sound of their shoes.

(3662) Ebû Hureyre (r.a)'den rivayet olunduğuna göre Rasûiul-lah (s. a) şöyle
buyurmuştur:

"İsrail oğullarından (geçmiş devirlere ait haberler) rivayet etmenizde bir sakınca
[55]

yoktur."
Açıklama

Hz. Peygamber, İslâmî esasların iyice kavranamayıp gönüllere lâyıkıyle yerleşemediği
İslâmm ilk yıllarında, karışıklıklara sebep olacağı endişesiyle İsrail oğullarından bir
takım kıssaların dinlenmesini yasaklamıştı.

Fakat İslâmiyetin yavaş yavaş tamamlanıp kemale ermesi ve gönüllere iyice
yerleşmesi ile bu gibi tehlikeler ortadan kalkınca bu yasağı kaldırdı. Onlardan rivayet
yoluyla o devre gelebilen olaylardan senetleri itibarıyla doğru olmadıkları anlaşılan
haberleri, yanlışlıklarını bilerek ve doğru olduklarına inanmayarak rivayet etmekte ve
dinlemekte bir sakınca olmadığını bildirdi. Çünkü artık sahabe-i kiram (r.a) hazretleri
İsrail oğullarının kendi kitaplarını tahrif ettiklerini iyice öğrenmişler, kendilerine
erişen bir İsrail kıssasının aslı olup olmadığını rahatça kavrayacak bir seviyeye
gelmişlerdi. Bu haberlerden İslâm'a uygun olanlarını kabul ediyorlar, uygun
olmayanlarını da reddedebiliyorlardı. Bu bakımdan Hz. Peygamber'in, İsrail
oğullarından kıssa rivayet edilmesine izin vermekle, onların asılsız hikâyelerinin kabul



edilmesine izin verdiği söylenemez.
Nitekim bu mevzuda Hattâbî şöyle diyor:

"Hz. Peygamber'in buna izin vermesi, onların asılsız haberlerinin doğru gibi
anlatılmasını mubah kılma anlamına gelmez. Ancak bu ruhsatın manası, tarihin
aydınlatamadığı İsrail oğullarının tarihiyle ilgili hâdiseleri imkânların elverdiği
nisbette nakledilebileceğini gösterir. Çünkü bunların aslını rivayet etmenin her zaman
mümkün olmadığı, dolayısıyla onların bu anlayışla nakledilmesinde bir sakınca
bulunmadığı anlamına gelir.

Ayrıca bu hadis sened zincirine riayet etmeden Hz. Peygamber'den hadis rivayet
etmenin caiz olmadığına da delâlet etmektedir.

Metinde geçen, "sıkıntı ve sakınca yoktur" sözünün buradaki manası hakkında değişik
görüşler ileri sürülmüştür. Bunlardan bazıları şöyledir:

1- Onlardan duyacağınız bazı garip şeyler sizin gönlünüze ve kalbinize
bir sıkıntı vermez.

2- Onlardan duyacağınız haberleri nakletmemenizde bir sakınca yok tur. Bu görüş,
"rivayet ediniz" emrinin farziyyet ifade etmediğini göster mek için söylenmiştir.

3- Onlardan doğru haberler nakletmenizde bir sakınca yoktur. Faka
asılsız haberler nakletmeyiniz.

İmam Mâlik'e ait olan bu görüşü İbn Hacer el-Feth isimli eserinde nakletmiştir.
Hanefî ulemasından İbn Abidin de bu görüştedir. Bu mevzuya daha önce 3644

1561

numaralı hadisin şerhinde de temas etmiştik.

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

3232 حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى ، حَدَّثَنَا مُعَاذٌ ، حَدَّثَنِي أَبِي ، عَنْ قَتَادَةَ ، عَنْ أَبِي حَسَّانَ ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو ، قَالَ : كَانَ نَبِيُّ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُحَدِّثُنَا عَنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ حَتَّى يُصْبِحَ مَا يَقُومُ إِلَّا إِلَى عُظْمِ صَلَاةٍ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

A man was buried with my father. I had a desire at heart for that (place for my burial). So I took him out after six months. I did not find any change (in his body) except a few hair that touched the earth.

(3663) Abdullah b. Arar' 'an şöyle dediği rivayet olunmuştur:

Allah'ın Peygamberize sabaha kadar İsrail oğulları (nm kıssaları)nı anlatırdı. Namazın
büyüğü (olan sabah namazının yahutta teheccüd namazının vakti gire)ne kadar (bu

[571

sohbetten) kalkmazdı.
Açıklama

Bir önceki hadis-i şerifin şerhinde de açıkladığımız gibi tarihin aydınlatamadığı
karanlık dönemlere ait İsrail oğullarıyla ilgili kısasların hepsinin aslım tesbit etmek
mümkün değildir.

Bu kıssaların pek çoğu asılsız olduğu gibi içlerinde doğru olan ibretli kıssalar da
vardır. Binaenaleyh prensip olarak bunların İslâmiyete uygun olanları, doğru olduğu
için alınır, İslâmiyete uygun olmayanları da atılır.

Kuşkusuz Hz. Peygamber bunların doğru ve hikmetli olanlarını ümmetine anlatmış,
onların bu kıssalardan ibret almalarına ve bu sayede kalplerinin incelemesine yardımcı
olmuştur.

Ancak Rasûl-i Zîşan Efendimizin, yatsıdan sonra hemen yatmak sünnet-i
saniyyelerinden idi. Ümmetine de yatsıdan sonra hemen yatmalarını tavsiye ederdi.
Bu bakımdan Hz. Peygamber'in sabah namazına kadar bütün bir geceyi sohbe ederek
geçirdiği düşünülemeyeceğinden, Bezlü'l-Mechûd sahibi, bu hadîsi şöyle açıklamıştır:
"Eğer sohbete teheccüd namazından önce başladıysa teheccüd namazını kihneaya
kadar bu sohbete devam ederdi. Bize o zamana kadar İsrail oğullarından ibretli ve
hikmetli kıssalar anlatırdı.



Eğer sohbete teheccüd namazından sonra başlayacak olursa bu sohbet sabah namazına
kadar devam ederdi ve bize o zamana kadar İsrail oğullarına ait hikmetli kıssalar
[581

anlatırdı."

12. Allah Rızası Gözetilmeden İlim Tahsil Etmenin Hükmü