بَابٌ فِي كَرَاهِيَةِ الِاقْتِرَاضِ فِي آخَرِ الزَّمَانِ

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

بَابٌ فِي كَرَاهِيَةِ الِاقْتِرَاضِ فِي آخَرِ الزَّمَانِ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2615 حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ أَبِي الْحَوَارِيِّ ، حَدَّثَنَا سُلَيْمُ بْنُ مُطَيْرٍ ، شَيْخٌ مِنْ أَهْلِ وَادِي الْقُرَى ، قَالَ : حَدَّثَنِي أَبِى مُطَيْرٌ أَنَّهُ خَرَجَ حَاجًّا حَتَّى إِذَا كَانَ بِالسُّوَيْدَاءِ إِذَا بِرَجُلٍ قَدْ جَاءَ كَأَنَّهُ يَطْلُبُ دَوَاءً ، وَحُضُضًا ، فَقَالَ : أَخْبَرَنِي مَنْ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي حَجَّةِ الْوَدَاعِ ، وَهُوَ يَعِظُ النَّاسَ وَيَأْمُرُهُمْ وَيَنْهَاهُمْ ، فَقَالَ : يَا أَيُّهَا النَّاسُ ، خُذُوا الْعَطَاءَ مَا كَانَ عَطَاءً ، فَإِذَا تَجَاحَفَتْ قُرَيْشٌ عَلَى الْمُلْكِ وَكَانَ عَنْ دِينِ أَحَدِكُمْ فَدَعُوهُ ، قَالَ أَبُو دَاوُدَ : وَرَوَاهُ ابْنُ الْمُبَارَكِ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ يَسَارٍ ، عَنْ سُلَيْمِ بْنِ مُطَيْرٍ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

Ibn “umar said “The Apostle of Allaah(ﷺ) burned the palm tree of Banu Al Nadr and cut (them) down at Al Buwairah. So, Allaah the exalted sent down “the palm trees you cut down or left.”

(2958) Vadilkurâ halkından Süleym b. Mutayr (isimli) bir ihtiyar, dedi ki:
Babam Mutayr (in) bana haber verdi(ğine göre) kendisi (birgün) hacca (gitmek üzere
yola) çıkmış ve Süveydo'da ilaç ve huzâz aramak için gelmişe benzeyen bir adamla
karşılaşıvermiş ve (o adam şöyle) demiş: Veda haccmda Rasûlullah (s.a.)'i halka vaaz
edip onları (iyiliğe) çağırıp (kötülükten) sakındırırken işiten bir adam dedi ki:
Rasûlullah (s. a.) (şöyle) buyurdu.

"Ey insanlar! bağışı, bağış olduğu müddetçe alınız. (Fakat) "Ku-reyş saltanatı ele
geçirme yarışma girişip te bağış (size) dininiz karşılığında (verilir bir hale gelince) onu
(almayı) bırakınız.

Ebû Dâvud der ki: Bu hadisi tbnü Mübarek Muhammed b. Y-sar'dan (o da) Süleym ö.

UM

Mutayr' den rivayet etmiştir.
Açıklama

Süveyda, Medine ile Şam arasında Medine'ye iki gecelik mesafede bulunan bir
şehirdir. Aynı isimle anılan biri Harran diğeri de Dımışk civarında iki şehir daha
vardır.

Huzâz, meşhur bir ağacın meyvesidir, çok şifalıdır.

Hadis-i şerif, dünyevi bir çıkar gözetilmeden Allah rızası için verilen hediye ve
bağışları kabul etmekte bir sakrnca olmadığını, fakat ileride bazı zümrelerin siyasi
maksatlarla ve dünyevi menfaat temini gayesiyle bir takım hediyeler ve bağışlar
dağıtarak karşılığında halktan Allah'ın kitabına ve Ra-sülünün sünnetine aykırı hareket
etmelerini isteyeceklerini, neticede bu bağışlar sebebiyle halkın dini hayatında ve
imanında büyük bir tahribat yapacaklarını ve dolayısıyla bu hediyelere hediye
demenin de doğru olmayacağını ifade etmektedir.

Yine bu hadis-i şerifte, hediye ya da bağış adı altında verilen, aslında rüşvetten başka
birşey olmayan bu menfaatlerin Kureyş'lilerin saltanat kavgasına girdikleri andan
itibaren görülmeye ya da yaygınlaşmaya başlayacağı ifade buyurulmaktadır.
Bu bakımdan devlet başkanlarının dünyevi menfaat temin etmek gayesiyle verdikleri
hediyeleri almaktan sakınmak icabeder. Fakat verilen hediyenin sırf Allah'ın rızasını
kazanmak gibi. temiz bir niyyetle verildiği biliniyorsa onu almakta bir sakınca



yoktur. :

eş-Şabî ile tbn Mesûd (r.a.): "aslında sultandan hediye almak haram değildir. Fakat
eğer bu hediye, alan kimseyi bir haramı işlemeye mecbur bı-rakacaksa, o zaman onu
almak haram olur. Bu meVzuda İmam Gazali (r.a.) şöyle diyor: "ulema sultandan
hediye almanın caiz olup olmadığı konusunda ihtilafa düşmüşlerdir. Bir kısmına göre
haram olduğu kesinlikle bilinmeyen birşey helâldir. Binaenaleyh sultanın verdiği
hediyeyi almakta bir sakınca yoktur. Bir kısmına göre de helal olduğu kesinlikle
bilinmeyen bir şey haramdır. Dolayısıyla helâl olduğu kesinlikle bilinmedikçe sultanın
verdiği hediyeyi kabul etmek caiz değildir.

Sultanın vereceği hediyenin içinde haram malın da helâl malın da bulunması halinde o
hediyenin alınabileceğini söyleyenler, zalim sultanlara yetişen pek çok sahabinin
onlardan hediye kabul ettiklerini, tabiilerden pekçok kişinin de böyle hareket
etmelerini bu görüşlerinin doğruluğuna delil olarak göstermişlerdir. Nitekim İmam
Şafiî Harun Reşid'den bir defada bin dinar aldığı gibi, İmam Mâlik de halifelerden
karşılıksız olarak pek çok mal almıştır.- Bununla beraber devlet başkanlarından hediye
almayı kabul etmeyen kimseler haram olduğundan değil de şüpheli şeylerden kaçıp
vera yolunu tutmak için kabul etmemişlerdir." İmam Gazzali (r.a.) bu mevzudaki
sözlerini şöyle noktalıyor.

Günümüzdeki sultanların mallarında bulunan haram mal helâl maldan daha çok
olduğundan onların mallarında bulunan helal mal yok denecek kadar azdır."
İbn Raslan da bu mevzuda şöyle diyor: "İmam Gazali hazretlerinin zamanı öyle olursa

[1211

artık bizim zamanımıza ne demeli?"

: : هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،   

2616 حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ ، حَدَّثَنَا سُلَيْمُ بْنُ مُطَيْرٍ ، مِنْ أَهْلِ وَادِي الْقُرَى ، عَنْ أَبِيهِ ، أَنَّهُ حَدَّثَهُ قَالَ : سَمِعْتُ رَجُلًا ، يَقُولُ : سَمِعْتُ رَسُولَ صَلَّى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي حَجَّةِ الْوَدَاعِ فَأَمَرَ النَّاسَ ، وَنَهَاهُمْ ، ثُمَّ قَالَ : اللَّهُمَّ هَلْ بَلَّغْتُ قَالُوا : اللَّهُمَّ نَعَمْ ، ثُمَّ قَالَ : إِذَا تَجَاحَفَتْ قُرَيْشٌ عَلَى الْمُلْكِ فِيمَا بَيْنَهَا ، وَعَادَ الْعَطَاءُ أَوْ كَانَ رِشًا فَدَعُوهُ فَقِيلَ : مَنْ هَذَا ؟ قَالُوا : هَذَا ذُو الزَّوَائِدِ صَاحِبُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

: هذه القراءةُ حاسوبية، وما زالت قيدُ الضبطِ والتطوير،  

The Messenger of Allah (ﷺ) enjoined upon him to attack Ubna in the morning and burn the place.

(2959) Vadil-kura halkından olan Süleym b. Mutayr'dan (rivayet olunduğuna göre)
babası O'na (şöyle) demiştir:

Ben Rasûlullah (s.a.)'i veda hutbesinde dinledim. Halkı (iyiliğe) çağırıp (kötülükten)
sakındırdı. Sonra da:

"Ey Allah'ım tebliğ ettim mi?" dedi. (orada bulunan sahabiler)

"Evet Allah için" (tebliğ ettin) karşılığını verdiler. Sonra (Peygamber efendimiz
tekrar):

"Ey Allah'ım tebliğ ettim mi?" dedi (onlar da tekrar)

"Allah için evet" dediler. Sonra (Peygamber efendimiz): "- Kureyş kendi aralarında
saltanatı ele geçirme yarışma girdikleri ve bağış da rüşvete dönüştüğü zaman onu
(almayı) bırakınız". (Bu hadisi nakleden zat hakkında) "bu (zat) kimdir?" diye
(bilenlere) sorulduğunda (onlar) "Bu (zât) Rasûlullah (s.a)'in arkadaşı Zü'z-Zevâid'dir.
£122]

Cevabını verdiler.
Açıklama

Zü'z-Zevâid Cühen kabilesinden bir sahabidir. Tirmizî onun sahabi olduğunu
söylüyor. Taberî'nin et-Iehzib isimli eserinde Ebû Ümâme b. Sehl'den rivayet ettiğine
göre ashâb-ı kiram arasında ilk kuşluk namazı kılan kimse Hz. Zü'z-Zevâid'dir. Nafile
namazını çok kıldığı için bu ismi almıştır.

Hafız Munziri de onun Medineli ve ünlü bir sahabi olduğunu kaydediyor. Bu hadisle



£123]

ilgili açıklama bir önceki hadisin şerhinde geçmiştir.

17-18. Bağış (Veya Maaş Verilecek Asker)Ler (İçin Tutulan) Kayıt Defteri